Vaktiyle Danyal adında bir hekim vardı. Zamanının en bilgin adamlarından biri olan bu hekimin biricik derdi bir evladının olmayışı idi. Nihayet günün birinde Tanrı ona bu nimeti verdi. Karısı ona hamile olduğunu müjdeledi.
Vaktiyle Danyal adında bir hekim vardı. Zamanının en bilgin adamlarından biri olan bu hekimin biricik derdi bir evladının olmayışı idi. Nihayet günün birinde Tanrı ona bu nimeti verdi. Karısı ona hamile olduğunu müjdeledi.
(Âşık Feymani’nin “Ne Tevir” şiirine)
Bir dertten kurtulsak beşi geliyor;
Hâl aynı hâl, amma, yara değişti.
Kaptan yolculardan haraç alıyor;
Yol aynı yol, amma, kira değişti.
Leylâ bir özge candır
Kara gözlü ceylândır
Doyulmaz hüsnü andır
Kanılmaz bir içim su
Asıl adı Osman Vâsıf olup bostancıbaşılıktan sadrazamlığa yükselen Elbasanlı Arnavut Halil Paşa’nın kardeşinin torunudur. İstanbul’da doğduğu bilinmekle beraber doğum tarihi hakkında kesin bir kayıt yoktur. Öğrenim yılları ve ilk görevlerinden hareketle yaklaşık 1771’de dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Kaynaklarda ailesi ve çocukluk yılları hakkında da yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak Türk kültür ve edebiyat tarihine birçok şair, hattat, mûsikişinas ve edip kazandırmış olan Enderun’dan yetiştiği bilinmektedir. Eğitim ve öğrenim gördüğü Enderun Saray Mektebi’nde yetiştiği için Enderunlu veya Enderûnî lakabıyla anılan Vâsıf III. Mustafa, I. Abdülhamid, III. Selim, IV. Mustafa ve II. Mahmud dönemlerinde yaşamıştır.
Ey sevgili muhabbetin bağında,
Seninle ben yaprakla, gül olsaydık...
Yandıkça tutuşan gönül dağında;
Seninle ben ateşle, kül olsaydık...
ESERİN ADI :Ak Topraklar
YAZARI :Emine Işınsu
YAYIN EVİ ve ADRESİ :Ötüken Neşriyet A.Ş.-İstanbul
BASIM YILI :1973
1.ESERİN KONUSU:
Selçuklu Devleti’nin kuruluşundan Malazgirt Savaşı’na kadar olan savaşlar ve olaylar anlatılmaktadır.
Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş,
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş;
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Şiir bir ebemkuşağı
Mavi, yeşil, sarı, kırmızı
Ansızın hayâl ufkumuzu kuşatır
Şiir henüz doğuma yatmış bir çiçek
Gonca gonca sancılar içinde
Hayata uzanır
Bir sanat ya da düşünce eserini tanıtırken zayıf ve güçlü yönlerini belirtme, bir yazarın gerçek değerini yansıtma amacıyla yazılan yazılara eleştiri (tenkid) denir.
Bir kimsenin kendi eleştirisini yazarken ortaya koyduğu esere de otokritik (özeleştiri) denir.
Gel geç sevdalar kısa bir gün gibidir
Yaşasan ne yazar, yaşamasan ne fark eder
Anılara tutunup yaşamak çok zor be gülüm
Karanfil kurusunda demlenmiş mektuplar
Sensiz olduğum akşamlarda beni deli eder
Muhteşem bir sevda hikâyesinin kanadıyız
Avucumuzda yazılı kader alır götürür bizi
Hüzünlü sonbahar derken, ilkbahardayız
Sıralı yıldızlar gibi mısralarımız dizi dizi
Güneş gitse bile bakıyorsun dolunaydayız
Hikâyemiz desen bizden önce düşer yollara
Çiçeğe böceğe, ağaca yaprağa yazılır
Gözlerimizde gülden boyanmış gülücükler
El eleyiz çılgın denizin gözü üstümüzde
Geç mi kaldık? Nerde bizi alıp gidecek gemiler?
31 Ocak 2007
Transkripsiyon, bir alfabede mevcut seslerin/harflerin bazı özel işaretler kullanılarak başka bir alfabenin harflerine dönüştürülüp onlarla gösterilmesini ifade eder. "Çeviriyazı" şeklinde Türkçeleştirilmiştir.
Arapça metinlerin, Arap alfabesinin kullanıldığı Farsça ve Urduca metinlerin ve aynı alfabeyle yazılmış Türkçe metinlerin Latin harflerine dönüştürülmesi şeklinde uygulanır. Bu tür metinlerin Latin harfleriyle yazılmasına “Latinizasyon”, bu duruma getirilmiş metinlere “Latinize” denilir.
Teoride yazı çevrimi karşılığında “transkripsiyon” ve “harf çevrimi” anlamında transliterasyon diye anılan iki usul söz konusudur.