Akacak inci yaş zümrüt oluğa
Gözlerin meyvada elin ateşte
Yokuş çıkar gibi soluk soluğa
Başın karlı dağda bağrın güneşte.
Akacak inci yaş zümrüt oluğa
Gözlerin meyvada elin ateşte
Yokuş çıkar gibi soluk soluğa
Başın karlı dağda bağrın güneşte.
Hızır Paşa bizi berdar etmeden,
Açılın kapılar şaha gidelim,
Siyaset günleri gelip çatmadan,
Açılın kapılar şaha gidelim.
Dil duygu, düşünce ve dilekleri anlatmak için kullanılan işaretlerin bütünü, insanlar arasındaki iletişimi sağlayan sesli veya yazılı semboller sistemidir. Dil, insan toplulukları arasında bin yıllar boyunca gelişerek meydana gelmiş sosyal bir kurum olması hasebiyle toplumların düşünce dünyasını yansıtması bakımından da oldukça önemlidir. Bir millet diliyle kaimdir ve diliyle varlığını geleceğe taşımaktadır. İşte dilin yansıdığı, adeta aynada görüldüğü alan ise o dilin edebiyatı ve edebî eserleridir. Esasında, bazı kelimeler edebiyatta özel bir yer edinerek o edebiyatı oluşturan milletin kavram dünyasını görmemizi sağlamaktadır. İşte, Türk edebiyatında bu kelimelerden birisi de “aşure” kelimesidir. Aşure kelimesi edebiyatımızda kültürel değere sahip unsurlarıyla işlenenen müstesnâ kelimelerdendir.
KİTABIN ADI: ÇALIKUŞU
YAZARI: REŞAT NURİ GÜNTEKİN
BASIMEVİ: İNKILAP KİTABEVİ
BASIM YILI: 1999
1. KİTABIN KONUSU:
Bir subay kızı olan Feride ile teyzesinin oğlu Kamuran arasında yaşanan ve araya birçok engel girmesine rağmen birbirlerine karşı bitmeyen aşklarını anlatıyor.
Türkiye Yazarlar Birliği kurucularından olan ve fahrî başkan olarak faaliyet gösteren D. Mehmet Doğan Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenaze namazı 12 Ağustos 2024 Pazartesi günü ikindi namazını müteakip Ankara'da Hacı Bayramı Veli Camii'nde kılınacaktır.
Ailesine, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Benim etmegümi tahvif idenler
Beni koyup Selim Şah'a gidenler
Hakikat rahına doğrı varanlar
Görün beyler bana nitti Selim Şah
Verdiğin çiçeği bağrıma bastım
Sakladım kokladım solana kadar
Ben yalan dünyaya, kadere küstüm
Gönlümün sultanın bulana kadar
Yöre: Aksaray
Yıl 1621, Aksaray’ın Dorikini Köyü'nde bir yiğit doğar. Adını Osman koyarlar. Daha on yaşına girmeden babasını kaybeder ve onu dul anası büyütür. Aksaray’lı güreşi sever, Osman da akranları ile güreş tutar, ok atar, kılıç sallar, mermere yumruk atar, atar ki, çivi gibi genç olup çıkar. Akranları onunla güreşmekten çekinmektedirler artık.
- I -
İbtida Bağdad'a sefer olanda
Atladı hendeği geçti Genç Osman
Vuruldu sancaktar kaptı sancağı
Kal'a bedenine dikti Genç Osman
Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Doğduğu yer ve tarih bilinmemekte, sadece ölümünün 1658’den sonra olduğu tahmin edilmektedir. Gençliğinde Murat Reis’in (ö. 1610) yanında Cezayir’de Garp ocaklarında bulunduğu için Kayıkçı lakabını aldığı söylenmektedir. Daha sonra İstanbul’a gelip Yeniçeri Ocağı’na girmiş ve birçok savaşa katılmıştır.
Hüseyn Abdulla oğlu Rasizadə Naxçıvan şəhərində 1882-ci il oktyabr ayının 24-də anadan olmuşdur. Hüseyn Rasizadə Azərbaycan ədəbiyyatı tarixində filosof şair, böyük dramaturq Hüseyn Cavid kimi tanınmışdır.
Ne kaçarsın benden ey yüzü mâhım
Seni seven var mı benden ziyâde
Rûz u şeb durmayıp alırsın âhım
Âşıkım ağlatma bundan ziyâde
Edebî değer taşıyan kitapları severim ve baş tacımdır. Meslek Lisesinde ek ders karşılığı İngilizce Öğretmenliği (Görevlendirme) yaparken bulunduğum o lisenin kütüphanesinden farklı, yepyeni, bağış yapılan tertemiz kitapları seçip okumayı çok severdim. Yıllara meydan okuyan eseri, Şems-i Tebrizi’nin “Katre-i Aşk” kitabını da ilgiyle okuyup hoşuma giden kısımları not almıştım. Bir köşede bekleyen notlarınız günü gelince köşe yazınıza konuk oluyor. Okurlarımla da bilgi paylaşımından istifade etmek istedim. Elif Şafak’ın Aşk romanındaki Mevlana’dan yorumlanan özlü sözler Katre-i Aşk’ı çağrıştırır gibi. Tebrizi’nin eserinde de anlamlı sözler kurallar hâlinde listelenmiş, özlü sözler toplamda 40 kuraldan oluşan cümlelerden oluşuyor.
Bir bülbülcük konmuş dağlar başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım
Şahin yuva yapar kendi başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım
Bahar boldu vü gül meyli kılmadı könglüm Açıldı gonçe ve lîkin açılmadı könglüm Yüzüng hayâli birle vâlih erdi andak kim Bahâr kelgen ü kitkenni bilmedi könglüm Yüzüng nezzâresi de mest ü mahv idi yani Ki gül çağıda zamânî ayılmadı könglüm Zamane gülbünide gonca dektür il könglü Olara şükr ki bârî katılmadı könglüm Nevayi gonçe tilep könglüm ağzıng etti heves Egerçi tapmadı lîkin yangılmadı könglüm
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece