Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.
Yaslı gittim, şen geldim;
Aç koynunu ben geldim.
Bana bir yudum su ver,
Çok uzak yoldan geldim.
Korkma açıl şen yurdum,
Dağlara ordu kurdum;
Açık denizlerine
Süngümle kilit vurdum.
Rüzgârlardan atım var,
Şimşekten kanadım var;
Göğsümde al yazılı
Gazilik beratım var!
Rüzgâr bana at oldu,
Şimşekler kanat oldu;
Eğilin gökler, dedim,
Bulutlar kat kat oldu.
Irmaklar gibi taştım,
Yalçın, kayalar aştım.
Hak'ka şükürler olsun
Geldim, sana ulaştım.
Varsın yansın ocağım,
Kuruldu al sancağım;
Bayrağımın altında
Ben hür yaşayacağım!
Deniz, deniz, Akdeniz,
Suları berrak deniz!
Karşıda yâr ağlıyor
Gideyim bırak deniz!
Açıldı "Kale" yolu,
Göründü Gelibolu;
Bırak deniz, gideyim,
Orası yasla dolu.
Yürü ey şanlı Gazi!
Kılıcı kanlı Gazi!
Seni Meriç bekliyor
Büyük ünvanlı Gazi!
Serquyosh hur o'lkam, elga baxt, najot, Sen o'zing do'stlarga yo'ldosh, mehribon! Yashnagay to abad ilmu fan, ijod, Shuhrating porlasin toki bor jahon!
Parlayan yıldızı Anadolu'nun Çağlayan sel gibi şanlı Ulus'un Türkiye yüzyılı titretiyor dünyayı Sarsılmaz bir inançla kalpte tutukusu
Bu toprak, bu deniz, bu bayrak bizim Tarihe sığmayan destanlar bizim Türklüğün yazgısı yazılıyor koynunda Kalplere kazınmış bu vatan bizim
Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz Her zaman aydınlık mavi göklere uzanacak ellerimiz Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz Gazi'nin açtığı bu kutlu yolda yürüyeceğiz hepimiz
Özgürlük tutkusu damarlarımda Çelikten her nefer semalarımda Sarmaşık dal gibi sarılmışız biz bize Tek yürek bu millet en zor anında
Düşmanlar bir olsa yağsa göklerden Denizler köpürse taşsa dağlardan Kimseye eğmedik boynumuzu eğmeyiz Kahraman yarattı Türkü yaratan
Yüzyıllarca kutlanacak Cumhuriyetimiz Her zaman aydınlık mavi göklere uzanacak ellerimiz.
Müjdeler var yurdumun toprağına, taşına;
Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına!
Bu rüzgârla şahlanmış dalga dalga bayrağım,
Başka bir tuğ yaraşmaz Türk'ün özgür başına.
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...
Yılları bir çığ gibi aşarak hafta hafta,
Koşuyoruz durmadan kadın-erkek bir safta...
Elimizde meşale; ilke ilke Atatürk,
Işıklarla donattık ülkeyi her tarafta...
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...
Aynı kandan feyz alır bunca toprak, bunca taş...
Kılıç tutan bilekler, verdi sabanla savaş.
Tekniğin dev nabzında her adım, her dakika,
Çarklarda aynı tempo, yüreklerde aynı marş...
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...
Biz yürekten bağlıyız elli yıldır bu yola,
"Yurtta barış" ilk hedef, "Cihanda sulh" parola
Koparamaz hiçbir güç bizi millî birlikten;
Atamızın izinde koşuyoruz kol kola...
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...
Yaşasın hür ulusum! Soylu gencim, benliğim
Yaşasın şanlı Ordum, sarsılmaz güvenliğim!
Ersin elli yılarım nice mutlu çağlara;
Örnek olsun cihana devletim, düzenliğim!...
Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu...
Farz eyledi Hallâk-ı Cihân harb ü cihâdı Hep cenk ile yükselmede ecdâdımın adı Dünyâları feth eyleyen ecdâdımız el-hak Âdil idi hıfz eyler idi Hakk-ı ibâdı
Çıktık açık alınla on yılda her savaştan,
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;
Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan;
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan
Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Bir hızla kötülüğü, geriliği boğarız;
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız,
Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız,
Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!...
Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.
Bütünledik her yönden İstiklâl kavgasını;
Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını.
Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!...
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;
İmtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir kitleyiz.
Uyduk görüşte bilgiye, gidişte ülküye biz;
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.
Türk'üz, Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız, Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız, Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti, Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.
Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle: Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen, Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.
Yüz senedir Harbiye bu orduya şan verir, Çıkardığı dehalar semalara yükselir, Baştan başa tarihtir mektebin her zerresi, Sarsılmayan azminle çelik kalalar erir.
Şahikalar üstünde meydan okur bu erler, Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler, Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti, Tarihlere sorun ki bize ölmez Türk derler.
Başka bir aşk istemez, aşkınla çarpar kalbimiz,
Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Gül ki sen, neş'enle gülsün ay, toprak, deniz.
Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Bir güneştin bir zamanlar, ay kadar kaldındı dün,
Dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bu gün;
Benzin uçmuş bak, ne rüya'dır, bu akşam gördüğün?
Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.
Beklesin Türk oğlunun azminden kuvvet bulmayan,
Sel durur, yangın söner elbette bir gün ey vatan
Süslenir, oynar yarın, dün ağlayıp matem tutan
Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz.