Sensüz yola girürisem çârem yok adım atmağa
Gevdemde kuvvetüm sensin başum götürüp gitmeğe
Gönlüm canum ‘aklum bilüm senün ile karâr ider
Kendüliginden geçeni togan ider ma'şûk anı
Ördek ü keklige salar sürü idüben tutmağa
‘Âşık mı diyem ben ana Tanrı'nun uçmagın seve
Uçmak dahı tuzağımış mü'min cânların tutmağa
Ganî Cebbâr ‘ışk erine bin Hamza'ca kuvvet virür
Tagları yirinden ırar yol eyler dosta gitmeğe
Yüz bin Ferhâd külüng almış kazar taglar bünyâdını
Kayalar kesüp yol eyler Âb-ı Hayât akıtmağa
Âb-ı Hayât'un çeşmesi ‘âşıklarun visâlidür
Kadehi tolu yüridür susamışları yakmağa
‘Âşık kişi miskîn olur yol içinde teslîm olur
Kim n'iderse boyun bura çâre yok gönül yıkmağa
Yidi veyil Tamu'sını kül eyler ‘âşıklar âhı
Kasd ider sekiz uçmagı nûr ide nûra katmağa
Bildük gelenler geçdiler gördük konanlar göçdiler
‘Işk şarâbın içen cânlar uymaz göçmege konmağa
Tutulmadı Yûnus cânı geçdi Tamu'dan Uçmak'dan
Yola düşüp dosta gider gine aslın ulaşmağa
(Müstef'ilün /müstef'ilün /müstef'ilün /müstef'ilün)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder