Alaper, gece boyu uyumadı. Başını biraz kaldırmaya görsün, beyninde o tarif edilemez ağrı uyanıyor, “lok lo” vuruyor, kafatasını yarıp çıkacakmış gibi oluyordu. O, burnunu yere dayayıp yatarken ağrıya dayanamayıp ara sıra uluyordu.
26 Ağustos 2025 Salı
Cumhuriyet Devri Türk Nesri - 1
24 Ağustos 2025 Pazar
Orhan Seyfi Orhon - O Beyaz Bir Kuştu
O, beyaz bir kuştu, uzun kanatlı;
Ardında ışıktan bir iz bıraktı.
Yel gibi dağları aştı bir atlı
Arada bir engin deniz bıraktı.
Uzaktan gelirken derin akisler,
Kapadı geçtiğim yolları sisler.
Tutuştu içimde birikmiş hisler;
Gönlümü o kadar temiz bıraktı.
O, beyaz bir kuştu, ak kanatlıydı;
Yel gibi dağları aşan atlıydı;
Hayâldi, hayâlden bile tatlıydı;
Ne ışık bıraktı, ne iz bıraktı!
22 Ağustos 2025 Cuma
Oyhan Hasan Bıldırki - Bir Lira İçin (Hikaye)
Yavuz Bülent Bakiler - Sivas'ta Yoksul Çocuklar
Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!
Elif Yavaş - Fatma Özger Bilgiç İle Şiir Gecelerine Dair Röportaj
Akdeniz topraklarına yolcu olalım. Hemşire bir anne, aynı zamanda şiir programlarının kadın organizatörü olan yazar ve şaire bir hanımefendiyi ağırlayalım sohbetimizde. Adıyaman doğumlu, eğitim hayatı farklı illerde ve güzel faaliyetlerle geçmiş ve sonrasında iş nedeniyle Mersin’in Tarsus ilçesine yerleşmiş bir hemşire kendisi. Yıllardır Tarsus’ta ikamet edip oralara şiir tohumlarını aşıladığı için şairemiz artık Tarsuslu olmuş. Fatma ÖZGER BİLGİÇ’i sizlerle tanıştırmak istiyorum.
ELİF YAVAŞ: Merhabalar sevgili Fatma ÖZGER BİLGİÇ. Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için bu anlayışınız ve nezaketiniz adına çok teşekkür ediyorum. Şiir ve yazın dünyanıza dair konuşalım. Öncelikle sizi tanıyalım. Şahsen sizi yakından tanıyan bir küçüğünüz olsam da yine de mikrofon sizde olsun.
16 Ağustos 2025 Cumartesi
Aşık Veysel - Siz Sağ Olun Biz Selamet Gidelim
Siz sağ olun biz selamet gidelim
Sılayı görmenin zamanı geldi
Siz sağ olun biz selamet gidelim
Enstitü mektebi Hasanoğlan'dan
Sanki ayırdılar cesedi candan
Irkımız neslimiz aslı bir kandan
Siz sağ olun biz selamet gidelim
14 Ağustos 2025 Perşembe
Nahit Ulvi Akgün - Göçebe
Canıma tak etti bu göçebe yaşam
Tam alışırken yurduma yuvama
Bir de bakıyorum saat tamam
Yüzümü iyiden iyiye tanıyorum
Elim ayağım benim de
Başkası çıkacakmış gibi karşıma
Aynalardan kaçıyorum şimdi
Zaman içinde böyle darmadağın
Ne mutluluğum belli ne mutsuzluğum
Bir düşteymiş gibi hafif
Sis dağlarından yuvarlanıyorum
9 Ağustos 2025 Cumartesi
Anton Çehov - Hayaller
İki jandarma: biri siyah sakallı, sağlam yapılı bir adam; bacakları pek kısa, öyle ki, arkadan bakılınca bacaklarının, bütün insanlarda olduğundan daha aşağıda olduğu, daha aşağıda başladığı görülür; öbürü ise uzun boylu, zayıf, dimdik bir sopa gibidir, koyu kızıl renkli seyrek bir sakalı vardır. İkisi de, il merkezine, soyunu sopunu hatırlamayan bir serseriyi götürürler. Birinci jandarma, sallana sallana yürür, her yanına bakınır, kâh bir şeyi, kâh kolunu, kâh bir samanı çeker, uyluklarına vurur, bir şeyler mırıldanır. Umumiyetle kayıtsız, rahat bir hali vardır; öbürü ise zayıf yüzü, dar omuzlarına rağmen çok sağlam, ciddî, önemli görünür. Yüzünün çizgileri ve bütün ifadesiyle eski din kitaplarını kabul eden tarikat papazlarına yahut da eski tasvirlerdeki savaşçılara benzer; "zekâsından dolayı Tanrı ona biraz alın ilâve etmiştir" yani keldir, bu da söylediğim benzerliği daha da çok artırıyor. Birincisinin adı Andrey Ptaha, ikincisinin adı Nikandr Sapojinikov'dur.
Ümit Yaşar Oğuzcan - Beni Kör Kuyularda
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
7 Ağustos 2025 Perşembe
Gülcan Havva Eraslan - Dünyanın İşleri: Ötkir Haşimov
Türkiye’nin gündemine giren “Özbekistan Türkçe kullanma kararı aldı” manşetleri tam bir kara cehalet örneği. Niçin böyle derseniz, Özbek edebiyatının en sevdiğim yazarlarından birini size tanıtarak cevap vermek isterim.
Bugün Türkiye’nin gündemine giren “Özbekistan Türkçe kullanma kararı aldı” manşetleri tam bir kara cehalet örneği. Niçin böyle derseniz, Özbek edebiyatının en sevdiğim yazarlarından birini size tanıtarak cevap vermek isterim. Tabi bu tanışma, Özbekistan’ın dilinin asırlardır Türkçe olduğu, Çağatay Türkçesi olarak bildiğimiz Doğu Türkçesinin Uygur Türkçesi ile beraber temsilcisi olduğunu, dil çalışmalarında da Karluk grubu Türkçesi sınıfında yer aldığını söylememize engel değil.
Necip Fazıl Ksakürek - Hep Bu Ayak Sesleri
Dolaşıyor dışarda, gün batışından beri,
Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime,
Bir eski çıban gibi işliyor içerime,
Ey şimdi kara haber gibi bana yaklaşan,
Sonra saadet olup yanımdan uzaklaşan,
Sesler, ayak sesleri kesilmez çıtırdılar!
Bana gelen müjdeyi galiba caydırdılar,
Böyle adım atarlar, ayrılanlar eşinden,
Böyle yürür, gidenler, bir tabutun peşinden,
Kimsesiz gecelerim, bu kesik sesle doldu,
Artık, atan kalbimde bir ayak sesi oldu
Bir gün, sönük göğsüme düştüğü vakit başım
Benden ayrılıyormuş gibi bir can yoldaşım,
Gittikçe uzaklaşan bu sesi duya duya,
Yavaşça dalacağım, o kalkılmaz uykuya
Divan Edebiyatı (Klasik Edebiyat)
“Klasik Türk Edebiyatı” olarak da tanımlanan Divan edebiyatı, Türklerin İslam kültüründen etkilenmeleri sonucu oluşturdukları bir edebiyattır. Bu edebiyat, bazı kaynaklarda “Havas Edebiyatı“, “Yüksek Zümre Edebiyatı“, “Saray Edebiyatı” “Eski Türk Edebiyatı” gibi adlarla da anılmaktadır. Ancak belli ilkeler çevresinde gelişen bu edebiyat, şairlerin şiirlerini “Divan” denilen yazma kitaplarda toplamalarından dolayı daha çok “Divan edebiyatı” adıyla ifade edilmektedir.
Ahmed Arif - Terketmedi Sevdan Beni
Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede, Tütünsüz uykusuz kaldım, Terketmedi sevdan beni...
6 Ağustos 2025 Çarşamba
Shahriyor Shavkat - Turonga bir yurak zarur
Quyoshdan to‘silsa yovqur ko‘zlarim,
Men bitta-bittalab sanashim mumkin
Dastavval sotadi qaysi do‘stlarim.
Va illo qo‘rqmasman,
Yo‘lim haqmi, bas!
Qaro sabuhlarga yetadi kuchim,
«Bir boshga – bir o‘lim» – o‘lim naqlimas,
Jo‘mardning kalomi ekani uchun.
Qadahlar to‘qnashib turibdi hali,
Nigohlar sirtida do‘stona bosim.
Hozircha ixtilof, nifoqdan nari
Adoliq topmoqda silliq marosim.
Baribir bilaman, kimda qaysi o‘y,
Qay sohil ishqida suzmoqda kema.
Ay, fuzul yuragim,
Qichqiriqni qo‘y,
Burg‘ular oldida sibizg‘a nima?!
Va illo demasman,
Umidingni uz.
Turkular kuylanmas kulib, hiringlab,
Turonday vatanni umatgan ulus
Tariqday ovozni tururmi tinglab?!
Ey turkiy do‘stlarim,
Nafasi yovqur!
Yig‘ib qo‘yilmaydi shamolda yelkan.
Avvalo, Turonga bir yurak zarur,
Yurakki, salmog‘i Turondan ulkan!
Şehâdet Uluğ - Büyük Yalnızlık (Hikâye)
O haykırıp coşan deli dalgaları severdi. Böyle olmasına rağmen ertesi gün denizi gözden çıkarıp Hollanda’yı terk edip gidecekti.
5 Ağustos 2025 Salı
Ömer Seyfeddin - Vire
İki senedir Goça taraflarını alan, talan eden on altı bin kişilik Türk ordusundan şimdi, bu kalede yadigâr gibi yüz elli asker kalmıştı. Onlar da işte iki yazdır padişahın gelmesini bekliyorlardı. Mutlaka alınacak olan "Kızılelma"nın yolu buradandı. Sonbahar başında bir gece Hamza Bey'in ulaklarından bir genç gelmişti. Ondan padişahın Acemistan hududunda olduğunu öğrendiler. Gerçi cephaneleri çoktu. Silahları mükemmeldi. Lakin ancak daha üç dört aylık erzakları vardı. Ne yapacaklardı? "Tata"ya giden geçitler kapalıydı. Etrafta her çeşit kuşlar uçuşuyor... Ama hiçbir kervan geçmiyordu.
Ozan Arif - Konuşmasınlar
28 Temmuz 2025 Pazartesi
Abdulhak Hamid Tarhan - Makber
Eyvah!. Ne yer, ne yar kaldı, Gönlüm dolu âh-u zâr kaldı. Şimdi buradaydı gitti elden, Gitti ebede gelip ezelden.