6 Eylül 2025 Cumartesi

Bobur - G'azal (Kim ko‘rubdur, ey ko‘ngul, ahli jahondin yaxshilig‘)

Kim ko‘rubtur, ey ko‘ngul, ahli jahondin yaxshilig‘,
Kimki ondin yaxshi yo‘q, ko‘z tutma ondin yaxshilig‘.

Bu zamonni naf’i qilsam ayb qilma, ey rafiq,
Ko‘rmadim hargiz, netayin, bu zamondin yaxshilig‘.

Dilrabolardin yomonliq keldi mahzun ko‘ngluma,
Kelmadi jonimg‘a hech oromi jondin yaxshilig‘.

Ey ko‘ngul, chun yaxshidin ko‘rdung yomonlig‘ asru ko‘p,
Emdi ko‘z tutmoq ne ya’ni har yomondin yaxshilig‘.

Bori elga yaxhshilig‘ qilg‘ilki, mundin yaxshi yo‘q
Kim, degaylar dahr aro qoldi falondin yaxshilig‘.

Yaxshilig‘ ahli jahonda istama Bobur kibi,
Kim ko‘rubtur, ey ko‘ngul, ahli jahondin yaxshilig‘.

Sabahattin Ali - Gecenin Kemanı

 


Yüzü parladı ayın,

Bir ses geldi uzaktan:

Hasta yorgun bir kadın

Şimdi çalıyor keman...

5 Eylül 2025 Cuma

Orhan Seyfi Şirin - Omuz Omuza



Yolda beyazlar allar
Kınalıdır ak eller Hanımlar mendil sallar Beyler omuz omuza.

Burası Anadolu Dağlar omuz omuza Gidenler toprak oldu Sağlar omuz omuza.

1 Eylül 2025 Pazartesi

Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri - 6 (Biyografi)



“Biyografi”, otobiyografi ve monografiyi de içinde barındıran bir üst kavram olarak; sanat, edebiyat, tarih, politika vs. alanlarda tanınmış, sevilmiş; ülkesine ve bütün insanlığa veya belli bir sanat bilim alanına önemli katkılarda bulunmuş kişilerin hayat hikayelerinin yazılmasıyla ortaya çıkan edebiyat türüdür. 

31 Ağustos 2025 Pazar

Attila İlhan - Sultan-ı Yegâh

 

şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın

30 Ağustos 2025 Cumartesi

Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri – 6 (Gezi – Seyahat Yazısı, Anı ve Günlük)

 

Gezi yazıları temel olarak gezen insanların gezdikleri yerleri yazıya dökme isteklerinden ortaya çıkmıştır. Bu yazılar anlatılan yerlerin mimari, dini, ticari, tarihi vb. yönlerini ortaya koyarlar.

Faruk Nafiz Çamlıbel - Zafer Türküsü

 

Yaşamaz ölümü göze almayan
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan
Gözyaşı boşana boşana gider!

29 Ağustos 2025 Cuma

Elif Yavaş - Halk Şairimiz Safiye Samyeli İle Şiir Üzerine Röportaj

 


      Çok sevdiğim Ege Bölgesine, o sımsıcak Egelilere konuk olalım hep beraber. Bir Samyeli rüzgârı uçuşsun saçlarımızda. Bu kez Samyeli rüzgârı sıcak iklimin, çöl yaşamının havasından değil de yeşillikleriyle göz alan Ege Bölgesinden coşup üfürsün bizleri. Şiirin dalgalanışı Samyeli rüzgârıyla türkü tüttürtüp Safiye Sultan ile muhabbeti muştulasın. Afyonkarahisar doğumlu ama ömrünün tamamı Denizli’de geçmiş olan Denizlili bir hanımefendi ile röportaj yapmak istedim bu kez. Kendisine 2018 yaz ayında röportaj yapma teklifi sunduğumda o yoğunluğuna rağmen beni kırmayan bir bayan. Araya Kurban Bayramı, yaz tatili, şiir etkinlikleri gibi tatlı telâşlar girince onunla olan sohbetimiz okulların açılmasıyla güz dönemine sarktı (beni affetsin). Denizli’nin Safiye Sultan’ını, Halk Şairimiz Safiye Samyeli’yi takdim etmek istedim okurlarıma. Kendisi Denizli İl Halk Kütüphanesinin “en çok okuyan okur” dalında il birincisi olan, sosyal medyada renkli sayfalarda şiir sayfası oluşturan, dernekler ve şiir programlarıyla koşuşturan, bestelenmiş eserleri ve kitapları olan, sesiyle de yurdumun güzel türkülerine dem olan bir şairimiz. Kelâmı fazla uzatmadan sözümü Halk Şairimiz SAFİYE SAMYELİ Hanım’a bırakıyorum. Gelin tanış olalım, günümüzü şiirle tatlandıralım!

Ozan Arif - Künye

 


Tevellüt; kırkdokuz, adım Arif`tir. Soyadım kütükte Şirin bilinir. Giresun, Alucra, Hapu köyünden, Soyumu sopumu sorun bilinir.

Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri - 4 (Sohbet, Söyleşi)

 

Sohbet, Çoğunlukla gazete ve dergilerde yayımlanan, güncel olayların, kültür ve sanat hayatındaki gelişmelerin fazla derine inilmeden, içten bir dille, okuyucuyla karşılıklı konuşma havasında işlendiği yazı türüdür.

Genellikle gazete ve dergilerde yer alan sohbet türünde yazarın amacı bilimsel bir ispat değil okuyucuyla samimi diyaloglar kurarak kişisel düşüncelerini açıklamaktır.

28 Ağustos 2025 Perşembe

Halit Fahri Ozansoy - Akşam

 


Akşam, bir dua gibi derin, içli bir akşam Kalbimi dolduracak ellerimi uzatsam; Ellerimi uzatsam eriyecek saçlarım, Demet demet gufranla dolacak avuçlarım. Yarasalar uçarken alaca karanlıkta İçimden de taşıyor akşam gibi bir dua Akşam gibi bir dua, ince, tatlı, yumuşak.. Ah, böyle ölmeliyim akşamla sarmaşarak...


Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri - 3 (Makale, Fıkra, Deneme)

 

Makale; bir konuda bilgi vermek, ele alman konuyu, düşünceyi, tezi savunmak amacıyla yazılan yazıdır. Söz konusu edilen düşünce, derinlemesine bir bakış açısıyla detaylı bir şekilde dayanaklar etrafında, inceleme ve araştırmalarla tartışılır ve ispat edilmeye çalışılır. Makale, ele aldığı konuyu ispat gayreti ve kesin kanıtlara dayanma yöntemi bakımından deneme, sohbet ve fıkra gibi düzyazı türlerinden ayrılır. Dolayısıyla makalenin temel hareket noktası düşüncedir. Ele alman konu bir tem, imge, kişi, eser de olsa bir düşünce etrafında işlenir veya bunun sonucunda bir düşünce üretilir. Ancak bu yapılırken ileri sürülen iddiaları destekleyecek kesin kanıtlar, inandırıcı veriler kullanılmaya çalışılır.

27 Ağustos 2025 Çarşamba

Dilaver Cebeci - Ne Mutlu Türk'üm Diyene



Gönül verip gökte aya

Yoldaş olup yele suya

Selâm doğudan batıya

Ilgar ile yürüyene

"Ne mutlu Türküm diyene”

Cumhuriyet Devri Türk Nesri - 2 (Hikaye)

 

Hikâyenin tarihsel süreçte taşıdığı anlam çerçeveleri ve gösterdiği değişimi irdeleyeceğiz. Cumhuriyete kadar olan dönem ile Cumhuriyet sonrası dönemde hikâyenin geçirdiği evreler üzerinde durulurken aynı zamanda başlıca eserler ve temsilcilerden de söz edeceğiz.

Göktürk Mehmet Uytun - Köy Öğretmeni

 


Ben bir köy öğretmeniyim, 

Alnımda ışık, 

Gözlerimde nur..

Alıp götürmeyin beni şehirlere, 

Götürmeyin, ne olur.. 

Bir köy öğretmeniyim, 

Katıksız duygular içinde yaşarım. 

Çıplak ayaklar basar yüreğime, 

Onları tutar, okşarım. 

Bir köy öğretmeniyim, 

Çaresizlik ekmeğim, keder gözyaşım, 

Umut ve sevgiyim çarpan kalplerde, 

Dağlardan daha çok yücedir başım. 

Ben bir köy öğretmeniyim, 

Evlerde motif, dillerde destan 

Gölgesi düşer ay-yıldızın üstümüze, 

Ve gönüllerde büyür vatan...

26 Ağustos 2025 Salı

Murad Muhammed Dost - Kapının Önündeki Köpek

Alaper, gece boyu uyumadı. Başını biraz kaldırmaya görsün, beyninde o tarif edilemez ağrı uyanıyor, “lok lo” vuruyor, kafatasını yarıp çıkacakmış gibi oluyordu. O, burnunu yere dayayıp yatarken ağrıya dayanamayıp ara sıra uluyordu.

Cumhuriyet Devri Türk Nesri - 1

Dil; bireyin kendini ifade etmesini sağlayan, çevresi ve milletiyle iletişim kurmasına olanak veren, toplumları millet yapan en temel kültür değeridir. Bunun da ötesinde dil, milletin kültürünün aynası, kültürün ifade aracı, geniş kitlelere taşınmasında, gelecek nesillere aktarılmasında en sağlam köprüdür. Dilin birey, toplum ve millet yaşamındaki rolü ve önemine ilişkin olarak pek çok şey söylenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Yahya Kemal Beyatlı ve Mehmet Kaplan’ın dilin millet hayatındaki önemini vurguladığı cümleler dikkate değer.

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu - Malazgirt Marşı

 

Aylardan Ağustos, günlerden Cuma,

Gün doğmadan evvel İklim-i Rum’a,

Bozkurtlar ordusu geçti hücuma

Yeni bir şevk ile gürledi gökler

Ya Allah… Bismillah… Allahuekber!..

24 Ağustos 2025 Pazar

Orhan Seyfi Orhon - O Beyaz Bir Kuştu

 

O, beyaz bir kuştu, uzun kanatlı;
Ardında ışıktan bir iz bıraktı.
Yel gibi dağları aştı bir atlı
Arada bir engin deniz bıraktı.

Uzaktan gelirken derin akisler,
Kapadı geçtiğim yolları sisler.
Tutuştu içimde birikmiş hisler;
Gönlümü o kadar temiz bıraktı.

O, beyaz bir kuştu, ak kanatlıydı;
Yel gibi dağları aşan atlıydı;
Hayâldi, hayâlden bile tatlıydı;
Ne ışık bıraktı, ne iz bıraktı!

22 Ağustos 2025 Cuma

Oyhan Hasan Bıldırki - Bir Lira İçin (Hikaye)


     Şoför Hasan, kısa boylu, sarı saçlı, çipil gözlü birisiydi. Uzun yıllar İstanbul’da dolmuşçuluk yaptıktan sonra, bir küçük arabaya kavuşarak kasabamıza gelip yerleşmişti.
      Bizim kasaba, bildiğiniz kasabalara pek benzemezdi. Yüksek dağların arasındaki küçücük bir vadiye sıkışıp kalmıştı. Güneyindeki Beşkardeşler, ya da kuzeydeki Hasan Tepesi’ne çıksanız, aşağılarda uzanan Karadeniz’i kucaklayıvereceğinizi sanırsınız. İşte, aşağılarda, o gördüğünüz kıyıda Cide ilçesi vardır.