26 Temmuz 2024 Cuma

Aşık Ömer - Yine Müjde Kıldı Sultan-ı Nevruz

Yine müjde kıldı sultan-ı nevruz
İrişti zerrine feth-i Messiha
Şu’le-i nur ile mihr-i şebefruz
Mir’at-ı feleği kıldı mücella

Dürlü şükufeler dürlü kokular
Dürlü halet verir cihana bular
Hep eridi karlar revani sular
Irmaklar bulandı mevc urdu derya

Nergisin kalmadı uyhu gözünde
Uyanıp bir ferah buldu özünde
Çemen mevc urdukça sahra yüzünde
Görünür cabeca lale-i hamra

Sakiya piyale alınca ele
Surahi şevk ile eder gulgule
Gör ne rümuz ile arz eder güle
Mahabbetnamesin bülbül-i gûya

Ömer elde ferah bir cam-ı Cem’dir
Meclis-i gamhane kayd u elemdir
Ölmeden sürelim bu da bir demdir
Mey ü mahbub ile kekişti sahra


Aşık Ömer - Ela Gözlerine Kurban Olduğum

 


Ela gözlerine kurban olduğum
Yüzüne bakmaya doyamadım ben
İbret için gelmiş derler cihana
Noktadır benlerin sayamadım ben

Aşkın ateşidir sînemi yakan
Lûtfuna erer mi cevrini çeken
Kolların boynuma dolanmış iken
Seni öpmelere kıyamadım ben

Terkeyledim ağalarım, beylerim
Bozbulanık seller gibi çağlarım
Anın içün ben ah edip ağlarım
Ayrılık oduna doyamadım ben

Kaldı deli gönül kaldı hep yasta
Mevla'm erdir beni murada kasda
Aşık Ömer eydür sevgili dosta
Allah'ısmarladık diyemedim ben

Aşık Ömer

 


Aşık Ömer, 17. yüzyılın en önde gelen adlarından biridir. Kendi şiirlerinden yola çıkan araştırıcılar onu gerçek bir mekana bağlayamamışlardır. En eski divanındaki, "Vatan-ı aslimiz Aydın ilidir" , ve "Tehi sanman Ömer Gözlevelidir"gibi mısralar, onun gerçek doğum yerini ortaya koymamıza engel teşkil etmektedir. Aydın, Kırım ve Konya’da üç ayrı Gözleve’nin var olması, araştırıcıları sık sık fikir değiştirmeye yöneltmiştir. Şükrü Elçin, çok eski bazı kaynaklardan yola çıkarolabileceğini ifade etmektedir.

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Gevheri

 


Doğum yeri ve tarihi belli değildir; her iki hususta da farklı görüşler ileri sürülmüştür. M. Fuad Köprülü, Kırım Hanı Selim Giray’a yazdığı bir methiyeden dolayı şairin Kırımlı olduğunu; Saim Sakaoğlu ise İstanbullu olması ihtimalinin daha kuvvetli olduğunu söylemektedir. 

Âşık Sümmâni

 


1860 (bazı kaynaklara göre 1862) yılında Erzurum ilinin Narman ilçesinin Samikale köyünde doğmuştur. Fakir bir ailenin çocuğu olan Sümmanî, hayatını çiftçilik ve çobanlık yaparak sürdürmüştür. Şiirleri hem sözlü hem de yazılı (cönkler) kaynaklarda yer almaktadır. Sümmanî’nin öğrenim durumu hakkında bilgimiz yoktur.

Gevheri - Sözün Bilmez Bazı Nâdân Elinden

 


Sözün bilmez bazı nâdân elinden
Edep ağlar erkan ağlar yol ağlar
Bülbülün feryadı gonca gülünden
Gülşen ağlar bülbül ağlar gül ağlar

İyiye hizmet et olasın iyi
Öter defler gibi sinemin neyi
Bu çarkın elinden el aman deyi
Geda ağlar sultan ağlar kul ağlar

Her kaçan cuş edip çağlasa seller
Açılır laleler sümbüller güller
Davulbaz çalınıp çalkanır göller
Şahin ağlar turna ağlar tel ağlar

Kamil olanların bellidir yeri
Yoluna koyarlar can ile seri
Hakkın didarını görenden beri
Gökler ağlar derya ağlar sel ağlar

Gevheri der dertli gönlümüz hasta
Armağan eyle gel canını dosta
Kimi abdal olmuş girmiştir posta
Aba ağlar hırka ağlar şal ağlar

Âşık Sümmâni - Ervahı Ezelde Levh-i Kalemde

 


Ervah-ı ezelde levh-i kalemde,
Bu benim bahtımı kara yazdılar,
Gönül perişandır devri alemde,
Bir günümü yüz bin zara yazdılar

Bulmadım şadlığın iradesini,
Çekerim bu gamın ziyadesini,
Herkes dosta verdi ifadesini,
Bizimkini ülüzgara yazdılar

Aşk benimle eyler daim kıyl-ü kal,
Daha sabretmeye kalmadı mecal,
Derdim taksimdara kıldım arzuhal,
Dedi neylim bahtın kara yazdılar.

Gönül gülşeninde har oldu deyu,
Hasretlik cismimde var oldu deyu,
Sevdiğim, sevdiğin pir oldu deyu,
Erbabı garezler yare yazdılar.

Dünyayı sevenler veli değildir,
Canı terkedenler deli değildir,
İnsanoğlu gamdan hâli değildir,
Her birini bir efkara yazdılar.

Nedir bu sevdanın nihayetinde,
Yadlar gezer yarin vilayetinde,
Herkes diyarında muhabbetinde,
Bilmem bizi ne civara yazdılar.

Kadrimi bilmeze eyledim minnet,
Derdimi artıran görmesin cennet,
Sarraflar verdiler yare bin kıymet,
Benim kıymetimi nere yazdılar.

Döner mi kavlinden sıdkı sadıklar,
Dost ile dost olur bağrı yanıklar,
Aşk kaydına geçti bunca âşıklar,
Sümmâni’yi derkenara yazdılar.



Reşat Nuri Güntekin - Acımak (Roman Özeti)

 


KİTABIN ADI

ACIMAK

KİTABIN YAZARI

REŞAT NURİ GÜNTEKİN

YAYIN EVİ

İNKILAP YAYIN EVİ

BASIM YILI

1999

1)KİTABIN KONUSU:

Küçük yaşta gördüğü kötü muamelelerden dolayı acıma duygusu olmayan bir öğretmeni anlatıyor.

2)KİTABIN ÖZETİ:

Zehra adında bir öğretmen çok acımasız bir karaktere sahipti.Öğrencilerine her zaman kötü davranıyordu. Bir gün babasının öldüğünü duydu.Babasının evine gitti.Fakat hiçbir şekilde üzülmüyordu. Babasını yanına gitmeden başka bir odaya geçti. Odada bulunan sandıktan babasının hatıra defterini buldu.Bu hatıra defterini okudukça babasına haksızlık ettiğini anlamaya başladı.Acıma duygusu olmayan Zehra öğretmen babasının geçmişte bulunduğu duruma acımaya başlamıştı. Annesinin babasına karşı haksızlık yaptığını anladı.Büyük bir üzüntüyle odadan çıkarak babasının bulunduğu odaya gider. Ve onun yüzüne örtülü olan çarşafı kaldırarak onu öper. Daha sonra Zehra öğretmen okuluna geri döner ve bir süre sonra orada evlenir.

Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Ankara (Roman Özeti)


Eserin Adı                  :

ANKARA

Yazarı             :

Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU

Yayın Evi                   :

İnkılap

Basım Yılı                  :

1982

1-)Eserin Konusu     :

Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU’nun Ankara romanı ütopik bir romandır. Bu romanda yazarın özlediği, özlemini çektiği geleceğin Ankara’sı dolayısı ile Türkiye’sidir.

2-) Eserin Özeti         :

Kemalettin Kamu - Hazan Yolcusuna

 


Saçların yine solgun,
Bağrın elemle dolgun,
Nereye yolculuğun
Yeni bir gurbete mi?

Ben de bir kuru yaprak
Gibi seninleyim bak,
Zülfüne takılarak
Oldum gönül veremi

Gözlerim dolu melal,
Yüzün bir ince hilal,
Giderken beni de al
Beraberine emi?