30 Ekim 2024 Çarşamba

Esat Mahmut Karakurt - Vahşi Bir Kız Sevdim (Roman Özeti)


Eserin Adı: Vahşi Bir Kız Sevdim

Yazarı: Esat Mahmut Karakurt

Yayınevi: İnkılap Ve Aka Kitabevleri  Koll.Şti. Ankara Cad. No :95 – İstanbul.

Basım Yılı: 1967 ( İlk baskı  1926 ).

Eserin Konusu : Balkan harbi yıllarında bir  Türk subayı ve Bulgar kızının aşkı.

Eserin Ana Fikri : Gönül  ferman dinlemez.

Eserin Özeti:

Abdulhamid’in saltanatı sırasında Adil adında, otuz bir yaşında yakışıklı bir Türk subayı İstanbul’dan  Makedonya’ya Cisri Mustafa Paşa Tepesi’ni içine alan mıntıkada görevlendirilir. Burada başında güzel bir kızın bulunduğu Bulgar çetesinin saldırıları ile karşılaşır ve bu çetenin terör faaliyetlerine son vermek üzere görevlendirilir.

Bir gün bu çetenin mıntıkadan geçen treni sabote edeceği haberini alır. Kendisi de dahil olmak üzere bütün karakol demiryoluna devriyeye çıkarlar. Adil Bey, ormanda dolaştığı esnada bir şeyler fark eder. Hemen saklanıp olup biteni anlamaya çalışır. Askerlerinden biri bir Bulgar tarafından bağlanıp öldürülmek üzeredir. Ne yapacağını bilemez tam bu sırada Bulgar çelik başlığını çıkarır. Gözlerine inanamaz. Müthiş bir güzellik ve şimşekler çakan vahşi bir çift gözle karşı karşıyadır. Askerini kurtarmak için tabancasına sarılır ve kızı vurur. Kız Adil Bey’i tanımaktadır. Bağıra bağıra ölüm tehditleri savura savura oradan uzaklaşmayı başarmıştır. İstihbarat kaynaklarından kızın adının Kristina olduğunu öğrenen Adil Bey’in içinde garip bir duygu vardır.

Kristina çeteye girmeden önce gizliden gizliye bu yakışıklıyı takip etmiş ve onu başkasına yar etmemeye karar vermiştir.

Bu vahşi ve güzel kız, bir gece gizlice Adil Bey’in istirahat ettiği odasına girer. Onu uykusunda öldürmeyi dener. Ama başaramaz, yine bir kuşunla yaralanıp bayılır. Adil bir yandan onun yaralarını sarar bir yandan da o güzelliği doya doya seyreder. Bir an o sımsıcak dudaklardan öpmek ister  ve o anda kız kendine gelir, tehditler savurmaya başlar. Aynı gece köprüde bir çatışma  olmuş ve kızın kardeşi ölmüştür. Neden öldürdüklerini sorar. O da tatlı bir dille onların yaptıklarını ve kendisinin bir asker olduğunu hatırlatır. Bu konuşmalar kızı öyle etkilemiştir ki kadınsı duyguları bir anda  ön plana çıkmış ve Adil Bey hakkında bütün düşüncelerini orada ona anlatmıştır ve o gece beraber olmuşlardır. Ama onlar düşmandır. Farklı dünyaların insanıdırlar.

Bir gün karakola kadar gelir ve babasının karakolu bombalamak üzere olduğunu söyler ve uzaklaşır . Tam karakol boşaltılmıştır ki bir patlama her tarafı harap eder ve çeteciler kaçar. Adil’in ona olan aşkı iyice alevlenir.

Aylar süren sessizlikten sonra çobanlık yapan bir çocuk ona Kristina’dan bir mektup getirir. Onu dağda sürünün olduğu yerde beklediğini, çok özlediğini yazmıştır. Ama bu bir tuzaktır. Kristina’nın babasının bir oyununa gelir. Onu bir mağaraya götürür ve gözlerinin önünde babası kızını tek kurşunla öldürür ve Adil Bey de acıdan bayılır. Uyandığında karakolun yakınında karşısında ise aşkının güzel yüzü durmaktadır. Öldüğüne inanamaz o sımsıcak dudakları tekrar hissetmek ister. Ama o sıcak dudaklar bir buz kadar soğuktur.

Eserdeki Olayların Ve Şahısların Değerlendirilmesi: Adil bey yakışıklı bir yüzbaşıdır öyle ki hasmı  olan bulgar kızı ona delice aşık olur  ve onun da bu aşktan dolayı gözü hiç bir şey görmez. Kristina güzel,  bir o kadar da vahşi bir Bulgar kızıdır. Ama  kendini bir Türk subayına aşık olmaktan alıkoyamaz.

Eser Hakkında Şahsi Görüşler : Bir solukta okunacak akıcılıkta ve anı niteliği taşıdığından çok etkileyici ve dilide oldukça sadedir. Aşkı arayanlar için güzel bir roman  olup, herkesin okuması gereken bir yapıttır.

Yazar Hakkında Kısa Bilgi: İstanbul’da 1902’de Şürayı Devlet üyesi Mahmut Nedim Paşanın oğlu olarak   dünyaya gelen Esat Mahmut Karakurt, 1977’de vefat etti.

Diş Hekimliği Fakültesini (1924) ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi (1930). Gazetecilik ve Galatasaray Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Politikaya atılarak Urfa’dan önce milletvekili (1957-60), sonra da senatör seçildi. (1961-66).

Aşk ve macera romanlarıyla ün kazandı canlandırdığı gözü pek güçlü erkek kahramanlar  aracılığı ile balkan savaşı (Vahşi Bir Kız Sevdim , 1926 ) , I. Dünya savaşı (Son Gece, 1938), Kurtuluş Savaşı  (Allah’a Ismarladık, 1936) dekorları içinde aşk ve kahramanlık konularını işledi.

Macera, hareket niteliklerini duygusallıkla birleştiren romanları, Çölde Bir İstanbul Kızı (1926), İlk ve Son (1940), Erikler Çiçek Açtı (1952) devrik cümlelere, hareketli tasvirlere yer veren anlatımıyla dikkat çekti. Birçok eseri filme alındı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tevfik Fikret - Han-ı Yağma