25 Eylül 2024 Çarşamba

Transkripsiyon (Çeviriyazı) Nedir?

Transkripsiyon, bir alfabede mevcut seslerin/harflerin bazı özel işaretler kullanılarak başka bir alfabenin harflerine dönüştürülüp onlarla gösterilmesini ifade eder. "Çeviriyazı" şeklinde Türkçeleştirilmiştir.

Arapça metinlerin, Arap alfabesinin kullanıldığı Farsça ve Urduca metinlerin ve aynı alfabeyle yazılmış Türkçe metinlerin Latin harflerine dönüştürülmesi şeklinde uygulanır. Bu tür metinlerin Latin harfleriyle yazılmasına “Latinizasyon”, bu duruma getirilmiş metinlere “Latinize” denilir. 

Teoride yazı çevrimi karşılığında “transkripsiyon” ve “harf çevrimi” anlamında transliterasyon diye anılan iki usul söz konusudur. 

Transkripsiyon usulünde her harfe karşılık bir harf kullanılır. Arap alfabesinde sesli harfler bulunmadığından bu usulde ünlüler çeviriye yansıtılmaz: ”من عيّر أخاه بذنب لم يمت حتى يعمله“: “Mn ‘yyr ’ḫh b-ẕnb lm ymt ḥtty y‘mlh” gibi. 

Türkiye’de Arapça metinlerin yanı sıra Arap alfabesiyle yazılmış Türkçe metinlerdeki ”هـ خ ح“ (ḥḫh), ”ص س ث“ (s̱sṣ) ”ظ ض ز ذ“ (ẕzżẓ), ”ط ت“ (tṭ) gibi benzer sesleri birbirinden ayırmadan okuma alışkanlığı onların Latin harfleriyle gösterilmesini gerekli kılmıştır. Bu seslerin birbirinden ayrılmadan yazılması bilimsel metoda aykırı olduğu gibi kelimelerin asılları konusunda da problemler ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca Hamza el-İsfahânî, Bîrûnî ve İbn Hazm gibi âlimlerin belirttiği gibi Arap alfabesinde sadece noktalarla birbirinden ayrılan, aynı şekle sahip harflerin mevcudiyeti, ünsüzler için müstakil şekillerin bulunmayıp sadece harekelerle gösterilmesi, ibare içinde yer alan kelimelerin sonlarındaki ünlülerin (i‘rab harekeleri) tayininde güçlüklerin bulunması gibi özellikler tarih boyunca “tashif” ve “tahrif” diye anılan birçok hatalı okumaya ve yazıma yol açmıştır. Bu da söz konusu metinlerin sakıncaları bertaraf edecek bir transkripsiyon sistemiyle yazılmasını zorunlu hale getirmiştir.

Transliterasyon usulünde ise okuyuş ve telaffuza yansıyan harflerin karşılanması esas olduğu için Arap alfabesindeki ünlüler (harekeler) bu usulde karşılık bulur: “Men ʿayyere eḫâhu bi-ẕenbin lem yemüt ḥattâ yaʿmelehû” gibi. Bu usul daha yaygın görülür ve transkripsiyon denince bu uygulama akla gelir. Anılan metinlerin orijinal harfleriyle (Arap harfleri) yazılması esas olmakla birlikte gerek Türkiye’de gerekse diğer ülkelerde eserlerin Latin alfabesine çevrilmesi bir bakıma ihtiyaç halini almıştır ve özellikle Türkologlar, şarkiyatçılar için zaruri bir ihtiyaç olmuştur.

Bu yazı ile Latin alfabesiyle yazılamaz denilen her metin yazılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Orhan Şaik Gökyay - Beyan-ı Aşk