24 Ekim 2024 Perşembe

Orhan Veli Kanık - Yüz Karası Değil Kömür Karası

 

Güneşli bir günde
Masmavi göreceğiz Karadeniz'i
Balkaya'dan Kapuz' a kadar,
Karış karış biliriz bu şehri;
EKİ' nin çiçekli bahçeleri,
Rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla;
Paydos saatlerinde yollara dökülen,
Soluk benizli insanlarıyla.
Siyah akar Zonguldağın deresi
Yüz karası değil, kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası…



Namık Kemal - Hırrenâme


Kedimin her gece böbrekle dolardı sepeti
Yok idi Ni'metinin râhatının hiç adedi
Çeşmi şehlâ nigehi fârik iken nik ü bedi
Sardı etrafını bin dürlü adular
Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi

23 Ekim 2024 Çarşamba

Mehmed Âkif Ersoy - Hasır (Safahat'tan - 7)

Geçende, yayla civârında bir ufak cevelân
Bahânesiyle, bizim eski âşinâlardan
Bir attarın azıcık gitmek istedim yanına,
Ki her zaman beni da’vet ederdi dükkânına.
Biraz musâhabeden sonra söktü müşteriler:
– Ver ordan on paralık zencefil, çörek otu, biber.
Geçenki beş para borcumla on beş etmedi mi?
– Silik bu yirmilik almam...
        – Uzatma gör işimi!
– Oğul, çabuk... Bana tîrak ... Okunmuş olmalı ha!
Bizim çocuk, adı batsın, yılancık olmuş...
        – Ya?
– Sübek kadar yüzü hütdağ kesildi!
        – Vah vah vah!
– Hanım, geçer, nefes ettir...
        – Geçer mi? İnşallah.
– Bi yirmilik paket amma sabahki tozdu bütün...
– Ayol hep içtiğimiz toz... Bozuldu eski tütün!
– Efendi amca, sakız ver... Biraz da balmumu kes.
– Kızım, parayla olur ha! Peşinci bak herkes.
Beşer onar paralar hepsi yaklaşıp deliğe,
Süzüldüler oradan bir kilitli çekmeceye.
Epeyce fâsıladan sonra geldi başka biri:
– Genişçe bir hasırın var mı? Neyse hem değeri.
Cenâze sarmak içindir, eziyyet etme sakın!
Mahallemizde beş aydır yatan o hasta kadın
Bugün, sabahleyin artık cihandan el çekmiş...
– Ne çâre! Kısmeti bir böyle günde ölmekmiş.
– Yanında kimse de yokmuş... Aman bırak neyse.
Ecel gelince ha olmuş, ha olmamış kimse!
– Dokuz kuruş bu hasır, siz, sekiz verin haydi...
Pazarlık etmeyelim bir kuruş için şimdi!

Aşık Reyhani - Bekle Ağaç Meyve Versin



Bekle ağaç meyve versin
Taş ondan öteye başlar
Mevsim sonbahara ersin
Kış ondan öteye başlar

22 Ekim 2024 Salı

Sefil Selimi - Ademin Gönlünde Yaşayan Hüda


Ademin gönlünde yaşayan Hüda
İnsandan seslenir sen ve ben değil
Kudret nidasıdır duyduğun nida
Tenin Rahman evi boş bir in değil

Aşık Dertli - Şeytan Bunun Neresinde?

 

Telli sazdır bunun adı
Ne ayet dinler, ne kadı
Bunu çalan anlar kendi
Şeytan bunun neresinde?

Abdest alsan aldın demez
Namaz kılsan kıldın demez
Kadı gibi haram yemez
Şeytan bunun neresinde?

Venedik'ten gelir teli
Ardıç ağacından kolu
Be Allah'ın sersem kulu
Şeytan bunun neresinde?

İçinde mi, dışında mı
Burgusunun başında mı
Göğsünün nakışında mı
Şeytan bunun neresinde?

Dut ağacından teknesi
Girişten bağlı perdesi
Behey insanın teresi
Şeytan bunun neresinde?

Dertli gibi sarıksızdır
Ayağı da çarıksızdır
Boynuzu yok, kuyruksuzdur
Şeytan bunun neresinde?





Esat Mahmut Karakurt - Dağları Bekliyen Kız (Roman Özeti)


Eserin Adı: Dağları Bekliyen Kız

Yazarı: Esat Mahmut Karakurt

Yayınevi: İnkılap ve Aka

Basım Yılı: 1980

Eserin Özeti:

Karaköse vilayetinin bir kasabası ve bir askeri hava alanı. Nöbetçi başçavuş, Binbaşı İhsan’a göreve giden uçakların geri döndüğünü haber eder. Yalnız on uçak olan filo dokuz uçakla geri döner. Yüzbaşı Nuri,  Mülazım Celal Bey’in uçağının filodan ayrılıp intihar saldırısı yaptığını söylerler. Yüzbaşı Nuri sözünü bitirmeden Celal Beyin uçağı havada beliriverir. Mülazım Celal ağır yaralı olarak uçaktan çıkarılır ve gönül rahatlığı ile son sözlerini söyler. Etrafına toplanan subaylar arasından Mülazım İsmail’e annesini ve kız kardeşini emanet edip vefat eder.

Şeref Taşlıova - Kağızman'da Tuz Dağı

 

Kağızman'da tuz dağı (Turnam turnam dön beri)
Kar yağdı bastı dağı (Yitirmişem ben yari)
Öyle bir yar sevmişem (Turnam turnam dön beri)
Eski yare gözdağı (Yitirmişem ben yari)

21 Ekim 2024 Pazartesi

Ozan Arif - Bozulmuş

 



On bir yıl sonra gördüm yurdumu

Toprağı bozulmuş, taşı bozulmuş

Açamadım kimselere derdimi

Halkın yüzde yetmiş beşi bozulmuş.

Gevheri - Sabahın Seher Vaktinde


Sabahın seher vaktinde
Bir garip bülbül dolaşır
Yanağında gül açılmış
Ol güle sümbül dolaşır

Sıdkı Baba - Devriye