22 Ekim 2024 Salı

Esat Mahmut Karakurt - Dağları Bekliyen Kız (Roman Özeti)


Eserin Adı: Dağları Bekliyen Kız

Yazarı: Esat Mahmut Karakurt

Yayınevi: İnkılap ve Aka

Basım Yılı: 1980

Eserin Özeti:

Karaköse vilayetinin bir kasabası ve bir askeri hava alanı. Nöbetçi başçavuş, Binbaşı İhsan’a göreve giden uçakların geri döndüğünü haber eder. Yalnız on uçak olan filo dokuz uçakla geri döner. Yüzbaşı Nuri,  Mülazım Celal Bey’in uçağının filodan ayrılıp intihar saldırısı yaptığını söylerler. Yüzbaşı Nuri sözünü bitirmeden Celal Beyin uçağı havada beliriverir. Mülazım Celal ağır yaralı olarak uçaktan çıkarılır ve gönül rahatlığı ile son sözlerini söyler. Etrafına toplanan subaylar arasından Mülazım İsmail’e annesini ve kız kardeşini emanet edip vefat eder.

Defin işlemleri sırasında filo geriye kalan dokuz uçağıyla yeni bir görev alır. Zor bir uçuştan sonra filo tekrar döner; ama Mülazım Servet göğsünden yaralanmıştır. Bnb. İhsan yanına Yüzbaşı Nuri ve Mülazım Adnan’ı yanına alarak Mülazım Servet’i ziyarete gider. Servet yerli halktan Mahmut Efendinin evinde kalmaktadır ve evin kızı Nermine’ye aşıktır. Servet Adnan’a Nermine’den bahseder, isterse Mahmut Efendi’nin evinde kalabileceğini ama Nermineye yaralı olduğunu söylememesini telkin eder.

Mülazım Adnan bir askerin rehberliğinde Nermine’nin evine gider. Nermine Adnan’ın söylediklerine inanamaz. Servet’in görev sırasında şehit düştüğünü zanneder.

Aradan üç hafta geçer Mülazım Servet iyileşir ve Nermine ile nişanlanır. İleriki günlerin birinde bir uçuş sırasında servetin uçağı düşman makineli tüfekleri tarafından taranır, servet ağır yaralanır ve bir süre sonra vefat eder.

Ağrı dağı eteklerinde konuşlanmış olan eşkıya çetesini imha etmek için bir bombardıman planlanır; ancak öncelikle bombardıman için gerekli istihbaratın toplanması gerekiyordur. Bu zor görev için en uygun kişi olarak Mülazim Adnan seçilir. Bir sis bulutu arasında düz bir araziye iniş yapan uçaktan iner ve zor görevi için yola koyulur.

Birkaç saatlik bir yürüyüşten sonra Adnan bir eşkıyaya rastlar ve şeyhin nerede olduğunu bir derdinin anlatacağını söyler. Bir hinlik sezmeyen eşkıya Adnan’ı doğruca eşkıya başının yanına götürür. Yolda  Adnan tanıdık bir yüze rastlar. Evet, o yüz yıllar önce öldüğünü zannettikleri Ahmet astsubaya aittir. Ahmet yıllar önce esir edilmiş fakat bir türlü kaçmayı başaramamıştır. Bu süre zarfında düşman mühimmat ve silahların sayısın ezberlemiş ve çeşitli dokümanlar ele geçirmiştir. Adnan ve Ahmet bir plan yapıp oradan kaçmak isterler. Ahmet Mülazım Adnan’ın yanına gerekli evrak ve haritaları çaldıktan sonra ertesi gün gelecektir. Ancak bir kaç gün geçmesine rağmen Ahmet gelemez. Adnan bu durumu tehlikeli görür ve kendisini almaya gelen uçağa binmek için yola koyulur.    Kendisini almaya gelen uçağı gören eşkiyalar Adnan’a seslenmeye başlarlar. Uçağa ateş etmek için mitralyözlerin başındaki eşkıyalar yardım isterler. Bir an için Adnan şok olur ama sonradan farkına varır ki onu bir eşkıya sanmaktadırlar. Adnan beylik tabancasını çıkarır ve mitralyözün başında bulunan bir erkek eşkiyayı öldürür fakat mitralyözün başındaki diğer kadın eşkıyayı öldüremez.

Bir müddet sonra iki Türk subayı ve şeyhin kızı olduğu sanılan bir kız farkında olmadan derin bir sohbete başlarlar. Adnan’a konuşlandıkları yerler ve silahları hakkında çok önemli bilgiler verir.

Ertesi sabay Adnan planladığı gibi düz araziye inen uçakla gideceğini şeyhin kızı Zeynep’e bildirir. Zeynep onun gitmesini istemediğini o giderse yapamayacağını söyler. Ardından Zeynep’i aramaya gelen eşkıyalar Adnan’ı görür ve Zeynep ardından Adnan’ın casus bir Türk subayı olduğunu haykırmaya başlar.

Şakiler Ahmet başçavuşu  karargahtan evrak çalarken yakaladıklarını ve öldürdüklerini açıklarlar. Şimdi Ahmet’in neden gelmediği açığa kavuşur. Türk uçakları günlük bombardımanlarına başlarlar. Bu arada şakiler can telaşına düşerler, bu fırsatı değerlendiren Zeynep, Adnan’ın ellerini çözer. Ardından kamptan kaçmayı başarır. Ahmet Başçavuş ve Zeynep’ten elde ettiği çok önemli bilgilerle komutanlar tarafından bir harekat planı hazırlanır. Şeyhin kampı yerle bir edilir ve bazı şakiler rehin alınır. Rehineler arasında Zeynep de vardır. Yaralı olan Zeynep tedavi görmesi için hastahaneye kaldırılır. Zeynep bütün bu bilgileri vermesine rağmen bir haindir, üstelik Servet’in uçağını o düşürmüştür. Olup bitenleri hastanede öğrenir ve çok üzülür.  Adnan’a Nermine ile konuşmak istediğini söyler. Nermine ertesi gün gelir ve Zeynep ona Servet’i kendisinin vurmadığını, onu yanlış değerlendirdiklerini söyler. Nermine ile beraber kucaklaşıp ağlarlar. Hain olarak görülse de verdiği harita ve bilgiler sayesinde kamp dağıtılmış ve yeni nişanlıların mutsuz olmasını engellemiştir.

Adnan ile Zeynep Erzurum’a gitmeye kara verirler ancak iki süngülü asker onlara yaklaşır ve Zeynep’in tutuklanması için emir olduğunu söyler. Zeynep yargılanır; fakat savcı idam isteminde bulunur. Yargıç ise verdiği bilgilerin yararlılığı, Adnan’ı kurtarması ve pişmalığı sebebiyle beraatine kara verir.

Eserin Konusu: Milli Mücadele içinde geçen yaşanması zor aşklar ve vatan sevgisi. 

Eserin  Ana Fikri: Her ne olursa olsun önce vatanı sevnek, vatan için herhangi bir fedakarlıktan kaçınmamak gerekir.

Eserdeki  Olayların ve Şahısların Değerlendirilmesi:

Mülazım Adnan:konuşması ve tavırları ile met, cesur ve vazifaşinas bir Türk plotudur.

Şeyh Fuat:Devlete baş kaldıran bir asi olup Zeynep’in babasıdır.

Zeynep:Eşkiya başının kızı ve Adnan’a aşık bir genç kızdır.

Ahmet Astsubay:Bir vesile ile eşkiyaların olduğu bölgeye gelmiş ve bir daha geri çıkamamış, vatanperver bir türk evladıdır.

Mülazım Servet: İki kere yaralanan ve son yaralanmasında vefeat eden,Nermine’in nişanlısı olan bir Türk subayı.

Nermine:Mülazım Servet’in nişanlısı ve insani değerleriçok yüksek olan bir kadın.

Eser  Hakkında Şahsi Görüşler:

Dağları Bekleyen Kız Esat Mahmut Karakurt tarafından 1934 yılında yazılmış bir romandır.. Esat Mahmut’un 1930’lu yıllarda çıkarılan Ağrı isyanlarını konu edinmesi, aşk unsurunuda katarak , bu konuya okuyucunun ilgisini çekmesi gibi konularda oldukça başarılıdır. Ancak , kurgu hatası olması romanın kalitesini olumsu yönde etkilmekte okuyucunun romanını zevkle okumasını engellemektedir.

Yazar Hakkında Bilgiler:

Esat Mahmut Karakurt, birbiri ardına yazdığı aşk ve macera konulu romanlarıyla, yaşadığı dönemin en çok okunan yazarlarından biriydi. 1902 İstanbul doğumlu yazarın, iyi bir eğitim aldığını görüyoruz. 1924 yılında Diş Hekimliği Okulunu, 1930 yılında ise Hukuk Fakültesini bitiren yazar, gazetecilik, öğretmenlik, milletvekilliği ve senatörlük görevlerinde bulunduktan sonra, 1977 yılında bir beyin kanaması sonucunda öldü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder