Çekecek koltuğumun parmakları kolumu
Her zamanki sesiyle bana "Otur" diyecek
Yine esiyor deli rüzgâr
Yine alacaksın sevgilimi
Sen sevmekten ne anlarsın
Bırak sevgilimi deli rüzgâr
Dertler benim çileler benim
Sen gelince hüzünlenir gözlerim
Dağlar senin taşlar senin
Bırak sevgilimi deli rüzgâr
İlkbaharı müjdelemiş her çiçek,
Yordurmuş düşünü, hayıra çoban.
Hazırlık var, yaylasına göçecek,
Koyunu kuzudan, ayıra çoban.
ESERİN ADI: Beyaz Kale
YAZARI: Orhan Pamuk
YAYINCI: İletişim Yayınları, 1999.
ESERİN KONUSU:
17.yy`da Türkler tarafından esir edilen astronomi,matematik ve tıptan anlayan bir Venedikli bilim adamının başından geçenler.
Savaştayım elli yıldır
Ömrüm geçti boşalt, doldur
Anlamadım bu ne haldir
Birgün silah çatamadım
Suları ıslatamadım.
Ben bir Türk'üm; dinim, cinsim uludur;
Sinem, özüm ateş ile doludur.
İnsan olan vatanının kuludur.
Türk evladı evde durmaz giderim.
Kadir Mevlâm budur senden dileğim
Gönül gözü ile görenden eyle
Doğruyu kimseler demiyor artık
Bu yolda kendini yorandan eyle
Ay geçti, yıl döndü unuttu beni
Üstüne adını yazdığım ağaç
Açtın dertlerini kanattın beni
Atında türküler düzdüğüm ağaç
Sendeki yemişler böyle değildi.
Bin dokuz yüz otuz dokuz:
Karanlıkların içinde
Ölülerle yaşıyoruz.
Puslu havayı sever kurt;
Kaplamakta gökyüzünü
Kurşundan ağır bir bulut.
Her şey uyuduğu zaman
Kıracak zincirlerini
Gecede uyanık duran.