28 Temmuz 2024 Pazar

Anı (Hatıra) Nedir?

 

Bir kimsenin kendi hayatını, yaşadığı devrede şahidi olduğu ya da duyduğu olayları edebî değer taşıyan bir dille anlattığı yazılara anı (hatıra) denir. Bir başka deyişle, özümüzde bir iz bıraktığı için unutulmayan ve anılmaya değer bulduğumuz olayları anlatan yazı türüdür.

Anı (hatıra), edebiyatta en yaygın yazı türlerinden biridir. Batıda çok yaygın bir tür olup ilk örneğini eski Yunan sanatçısı Ksenophon’un “Anabasis” adlı eseriyle vermiştir. Filozof Platon'un birçok eseri bu türdendir.

  1. Yaşanmakta olanı değil, yaşanmış bir konuyu anlatır.
  2. İnsan belleğinde iz bırakan olay ve olguları anlatır
  3. Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık tutar.
  4. Tanınmış, bilim, sanat ve politika adamlarının yaşamlarını çalışma ve araştırmalarını anlatır.
  5. Yazarın unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar.
  6. Geçmiş birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.

Bu türde verilen eserlerin çok değişik sahalarda oluşu, ona belli bir sınır çizme imkânını zorlaştırır. Anıların önde gelen özelliği, yazarının hayatının belli bir kesitini alması ve çok sonra yazıya dökülmesidir.

İçlerinde anı türünün özelliği bulunabilecek seyahatname, sefaretname, muhtıra, tezkire, menkabe, günlük, otobiyografi ve tarih türleri ile anı türünü karıştırmamak gerekir. Bu türlerin her birinin yazılış gayeleri ayrıdır. Ortak özellikleri ise yaşanmış olaylar üzerine kurulmuş olmalarıdır. Ancak bu özellik, onları birbirinin yerine koyma sebebi olamaz.

Anıların, tarihî gerçeklerin açıklanması sırasında, önemli yardımları dokunur. Anı; tarih değilse de, tarihe yardımcıdır. Devirlerin özelliklerini anlatan anılar, o devrin tarihini yazacaklar için önemli birer belge niteliğindedir. Bundan ötürü, anı yazarı, anılarını yansıtırken tarihî gerçeklerin bozulmamasına çok dikkat etmelidir.

Anı (Hatıra) ile günlük, en çok karıştırılan iki türdür. Bu iki türün en önemli ayrılığı günlüklerin yaşanırken, anıların ise yaşandıktan daha sonra kaleme alınmalarıdır.

Her ne sebeple kaleme alınırsa alınsın anı türünde dürüstlük, samimiyet ve sorumluluk duygusu ön plânda tutulmalıdır. Anı yazarken önce konu tespit edilmeli; sonra ya günü gününe tutulan notlar ya da hafızada saklanan olaylar zinciri, plâna göre düzenlenmelidir. Anı yazılırken süslü sanatlı bir anlatımdan kaçınmalı; açık, sade ve akıcı bir üslûp kullanılmalıdır. Duygu ve düşünceler, içtenlikle gerçeği yansıtmalıdır.

Anılar, ya günü gününe tutulan notlar hâlinde ya da sonradan hatırlanmak suretiyle yazılır.

Batı edebiyatında en ünlü anı yazarları; Sain-Simon (1675-1755) ve J.J. Rousseau'dur. Türk edebiyatında Ziya Paşa'nın "Defter-i  Âmâl", Muallim Naci'nin "Ömer'in Çocukluğu", Ahmet Rasim'in "Falaka", Hüseyin Cahit Yalçın'ın "Edebi Hatıralar", Falih Rıfkı Atay'ın "Çankaya", "Zeytindağı", Necip Fazıl Kısakürek'in "Tanrı Kulundan Dinlediklerim" eserleri bu alanda bazı örneklerdir.

Anılar genellikle şu sebeplerden dolayı yazılır:

  1. Geçmişi bir kez daha yaşamak ve yazma alışkanlığı kazanmak.
  2. Anıları unutulmaktan kurtarmak.
  3. Yok olup gitmesini göze alamadığımız bir gerçeğe kalıcılık kazandırmak.
  4. Anıyı oluşturan olayı, durumu, yerleri, kişileri söz konusu edip, başkalarının bilgisine, yararına sunmak.
  5. Kamuoyu önünde aklanmaya çalışmak, pişmanlığı dile getirip içini boşaltmak, günah çıkarmak.
  6. Gelecek kuşaklara geçmişten sonuçlar çıkarıp sunmak.
  7. Gerektiği zaman bir eleştiride bulunmak.
  8. İnsanoğlunun; yaşantılarını, tecrübelerini başkalarıyla paylaşmak gereğini duyması. 

Anı (Hatıra) bir kimsenin, özellikle tanınmış kişilerin yaşadıkları dönemde gördükleri ya da yaşadıkları ilginç olayları gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattıkları yazı türüdür.

Tanınmış sanatçı, siyasetçi, ve bilim adamlarının yazdığı anılar, onların hayatlarını, yaşadıkları dönemdeki önemli olayları anlatması bakımından önemlidir.

Anı türünün özellikleri:

  1. Yaşanmakta olanı değil, yaşanmış bir konuyu anlatır.
  2. İnsan belleğinde iz bırakan olay ve olguları anlatır
  3. Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık tutar.
  4. Tanınmış, bilim, sanat ve politika adamlarının yaşamlarını çalışma ve araştırmalarını anlatır.
  5. Yazarın unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar.
  6. Geçmiş birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder