Bugünkü Yunanistan Devleti sınırlan içerisinde
kalan coğrafi bölge, Türk milleti açısından tarih, siyasisosyal ve kültürel yönleriyle çok önemli bir saha olma
özelliğini sürdürmektedir... Halen bu ülkedeki Türkler
ve Türkçe'nin durumuyla ilgili olarak başlıca şu gruplar üzerinde durulabilir:
a) 14. yüzyılda Gazi Evrenos Bey'in Batı Trak
ya'yı fethi ile bölgeye Konya ve Balıkesir civarından
gelip yerleşen, Osmanlı Türklerinin torunlan olarak
yoğun bir biçimde Gümülcine ve İskeçe şehir ve köy
lerinde Lozan'dan beri "Resmi Azınlık" statüsünde yaşamakta olan, 150.000 nüfuslu "Batı Trakya Türkleri".
b) Etnik kökenleri Yunan yönetimlerince sürekli olarak tartışma konusu yapılmak istenen, Batı
Trakya'da "Balkan Kolu" denen "Yasak Bölge"de yaşamakta olan Müslüman Pomak Türkleri.
c) Başta Rodos olmak üzere, "12 Ada Müslüman Türkleri".
d) Türk Kökenli Hıristiyanlar: Oğuz Türklerinden çok önceleri bölgeye kuzeyden gelip yerleşen
Gagauz, Kuman-Kıpçak, Peçenek gibi boylara mensup
Hıristiyan Türkler ve Lozan'dan sonra mübadele ile
Anadolu ve Trakya'dan Yunanistan'a göçen ana dilleri
Türkçe ama Yunan alfabesi kullanan, Rumi Karamaniler olarak bildiğimiz Karamanlı Türk
Ortodokslar.
Bu dört gruptan en önemlileri Yunanistan'da resmi azınlık olan Batı Trakya Türkleri ve Pomaklardır. Kasıtlı olarak Yunan yönetiminin
siyasî, ekonomik, dinî, sosyal ve kültürel alanlarda sistemli baskılarla eritmeye çalıştığı, bugün çekirdek
nüfus 150.000'lere düşmesine rağmen sözkonusu baskılar sonucu başta Türkiye olmak üzere, Almanya,
Avusturya, Avustralya, İngiltere ve ABD'ne göç etmek
zorunda kalan, bütün bu ülkelerde toplam nüfuslan
bir milyonu bulan "Müslüman Batı Trakya Türkleri"
olmaktadır.
Günümüzde aynca Yunanistanda etnik kökeni
Türk olmadığı halde, Türkçe konuşan hatta yazan kesimler de mevcuttur. Gerek değişik zamanlarda Anadolu'dan Yunanistan'a göçen, gerekse halen T.C. vatandaşı olarak Türk pasaportu ile Atina'nın Nea Smirni
bölgesinde yaşayan, bugünkü sayılan 70.000'i bulan ve
Türkçe'yi ikinci bir dil olarak kullanan İstanbul ve Anadolu Rumlan bu açıdan ele alınabilirler. Aynca
Meriç'ten Selanik şehrine kadar olan bölgenin yerli
Rum ahalisinin -özellikle Batı Trakya'da- Türkçe'yi
günlük yaşantısında kullanmakta olduğunu da unutmamak gerekir. Bu noktada Yunanistan'da Türkçe şiirler yazan "Spartalı Dimitros" adlı şairi bir örnek olarak belirtebiliriz. Batı Trakya'da ve Bulgaristan'da Türklerden ayrılmayan Çingeneler de anadil olarak Türkçeyi kullanmaktadır. Bu grubun yazılı edebiyatta yeri az olsa da sözlü edebiyat örnekleri derlenmeye muhtaçtır.
Yunanistan'da Türk Dili ile ilgili yapılan çalışmalan
iki açıdan ele alabiliriz. İlk grupta Türkler tarafından yapılan çahşmalan belirtmek gerekir ki, bunlar Batı Trakya
Türk basınında zaman zaman rastladığımız yetersiz çalışmalardır. İkinci grupta ise devlet desteği ile Yunanlılann "asimilasyon" amacıyla gerçekleştirdikleri çahşmalarıdır. Antlaşmalara aykın olarak sinsice gündeme
getirilen bu çalışmalar karşısında Batı Trakya Türkleri
sert tepkiler göstermişlerdir. Göstermeye de devam ediyorlar. Yunan hükümetinin Prof. Dr. Efstratios Zenginis'e hazırlattığı "İlkokuma" adlı ders kitabı , "Yunanlı
Türk'e Türkçe öğretemez" sloganıyla başlatılan bir dizi
siyasi gelişmeye sebep olmuştur.
Yunanistan'daki en önemli Türk topluluğu olan
Bati Trakya Türkleri, Lozan'dan sonra kesintisiz olarak
azınlık basm-yayın organlarına sahip olmuşlardır. Eski
ve yeni harfli olarak altmıştan fazla gazete ve dergi
adına ek olarak, bu Türk topluluğunun Türkiye'de üç
(Bati Trakya'nın Sesi, Bati Trakya, Yeni Batı Trakya),
Almanya'da üç (Almanya'dan Batı Trakya, Yeni Ses,
Yeni Adım) yayın organına rastlıyoruz. Türkiye'de
1928 yılında gerçekleştirilen harf devrimi akabinde -
Balkanlardaki diğer Türk topluluklarında olduğu gibiBati Trakya Türklerini de etkilemiş ve büyük ölçüde
Latin alfabesi benimsenilmiştir; ancak, dini kesime
mensup bazı gazete ve dergilerin 1970Tİ yıllara kadar
Arap alfabesini kullanmaya devam ettiklerini görüyoruz. Günümüzde ise, bütünüyle Latin alfabesi
kullanılmaktadır. Altmışı aşkın gazete ve dergiden kapanmış olan, ancak arşivleri Yunanistan'da Türk dilinin belgesi durumunda olan yayın organlarından bir
bölümünün adı şöyledir: Yeni Ziya, Yeni Yol, Yeni
Adım, Balkan, inkılâp, Milliyet, İtilâ, Yarın, Adalet,
Trakya, Ülkü, Müdafaa-yı İslâm, Hakyol, Sebat, Muhafazakâr, Muallim Mecmuası, Peygamber Binası, Bati
Trakya, Aliş, Azınlık Postası, Birlik, Öğretmen,
Devam...5
Günümüzde ise Batı Trakya Türkleri Balkan, Akın, Gerçek, İleri, Aile Birlik, Trakya'nın Sesi,
Ortam gazetelerini, Şafak Yuvamız, Hakka Davet, Arkadaş Çocuk ve Pınar Çocuk dergilerini yayınlamaktadırlar. İleri gazetesi ilk 23 sayısı kamuoyu
oluşturmak amacıyla Rumca da yayınlamıştır. Ayrıca Rodos Türkleri 1926-1935 yıllan arasında bu adada
Selâm adlı bir Türkçe gazete yayınlamışlardır.
Lozan'dan sonra Bati Trakya'da görülen Türkçe
yayınlar için ayrıca şu hususu da belirtmek gereklidir.
Bu yayınların büyük bir bölümü idealist Türkler tarafından çıkartılan milli yayınlar olmakla birlikte, bir
bölümü Cumhuriyet karşıtı Türkiye firarilerinin çıkardıkları yayınlardır. Bir bölümü de resmen Yunan
hükümetlerinin destekledikleri güdümlü yayınlardır...
Bati Trakya'da seçim zamanlan çok sayıda pro
paganda amaçlı Türkçe seçim gazetesi yayınlandığını,
bu yayınlann seçim sonlannda kaybolan yayınlar ol
duğunu da unutmamak gerekir. Yine bu ülkede sağ
lanan yasal gelişmeler neticesinde 1990 sonrası Türk
lerin de Batı Trakya'da özel radyolara sahip
olduklarını belirtmek gerekir.
Bu konuyu ele alırken iki hususun altını çizmek gerekiyor. Birincisi, bu sahada 14. yüzyıldan Lozan'a
kadar sözkonusu olan edebî faaliyetleri. Batı Trakya
Türkleri Edebiyatı kavramıyla karıştırmamak gerektiğidir. İkinci husus ise, Emine Işınsu'nun Azap
Topraklan romanı gibi Türkiye'de yazılmış, konusu
Batı Trakya Türklerinin çilesi olan eserleri ve yine konusu, Yunanistan'da (kısmen Ban Trakya'da) geçen
Ömer Seyfettin'in "Mehdi" gibi hikayelerini "Batı
Trakya Türkleri Edebiyatı" kavramı dışında düşünmek
gereği olmaktadır.
İlk dönemi genelde Türk Edebiyatı içerisinde, 2,3
ve 4. dönemleri "Batı Trakya Türkleri Edebiyatı" içerisinde olmak üzere, Yunanistan'daki Türkçe edebî faaliyetleri başlıca şu dönemlerde değerlendirmek mümkündür:
1. Lozan Öncesi: Bu sahadaki edebî faaliyetlerin
değerlendirilmesi aşamasında öncelikle siyası yapının
edebiyatla ilişkisini ele almak gerekiyor ki, Yunan hakimiyetinden önceki dönem, Yunan hakimiyetindeki
dönemlere göre çok farklı özelliklere sahip olarak karşımıza çıkmaktadır. Lozan sonrasında bu bölgede oluşan "Ban Trakya Türkleri Edebiyati"nı incelemeden
önce, genelde Türk Edebiyatı'nın bu sahadaki sağlam
altyapısından sözetmek gerekiyor. Bu topraklarda
doğan, büyüyen, yetişen, şair, yazar ve bilim adamlarına kısaca bir göz atarsak, edebiyaürruzda bu bölgenin çok yönlü, canlı, oriinal bir konuma sahip olduğunu görebiliriz. Divan şairlerimizden Avnî (Fatih)
Dimetoka'da doğmuş. "Selânik'i Tarihi" adlı önemli
eseriyle taranan Selanikli Mustafa da bu bölgeden yetişmiştir. Özellikle Selanik şehri döneminde Türk kültür ve edebiyatının İstanbul'dan sonra önemli 2. merkezi olmuştur. Millî Edebiyat Akımı'nı oluşturan
"Genç Kalemler" hareketi bu sahada başlamış, büyük
"Nutuk" yazan olarak edebî kişiliğiyle Atatürk, ayrıca
Aka Gündüz Kutbay, Nazım Hikmet ve daha birçok
edebî şahsiyet bu şehirde doğmuşlardır. Yine Türkoloji biliminin iki önemli ismi bu bölgeden yetişmiştir. Halk
Edebiyatı uzmanı Prof. Dr. Pertev Naili Boratav Gü~
mülcineli, dilbilgisi uzmanı Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu ise aslen Dramalıdır.
2.1923-1960 Arası: Bu dönem, Batı Trakya Türkleri'nin altı asırlık Osmanlı yönetiminden sonra Yunan
"insafına" bırakıldığı ve bu "şok"un yarattığı bunalımlarla dolu bir dönemdir. Yunan iç savaşı, II.
Dünya Savaşı gibi olaylar olumsuz yönden Yunanistan
Türkleri'ni de etkilemiştir. Kültürel alanda eski yazıyeni yazı çatışması bir diğer olumsuzluktur. Bölgedeki
sözlü halk edebiyatı geleneği canlı bir biçimde yaşatılmaktadır. Mehmet Hilmi, Bati Trakya Türklerinin
sıkıntı ve problemlerini başarılı bir üslûpta hikayeleştirmiştir. Mehmet Arip (Kemal Şevket Batibey)
bu döneme ait kimi gözlemlerini bir sonraki dönemde
romanlaştıracaktır.
3.1960-1980 Arası: 1960'lı yıllarda Yunanistan
Türkleri Edebiyatında bir patlamanın görüldüğü yeni
bir dönem başlamaktadır. İki ülke arasındaki iyi ilişkiler sonucu Bati Trakyalı bir grup gencin Türkiye'ye
eğitim için gelmesi ve akabinde Batı Trakya'ya dönüp
edebî bir hareketi başlatması sözkonusu olmuştur. Bölgedeki diğer şair ve yazarlar da bu harekete katılmışlardır. Gazetelerdeki edebî örneklerin yanısıra
Birlik, Öğretmen gibi kültür ve edebiyat ağırlıklı iki
önemli dergi de bu canlılığı pekiştirmiştir. Bu dönemde, bugün artık hayatta olmayan iki önemli isme
değinmek gerekiyor. Mehmet Arif (Kemal Şevket Batıbey) bir bölümü Türkiye'de yayınlanan onbir ayrı kitabın yazarıdır. Edebî açıdan önemli eserleri arasında özellikle "Ve Bulgarlar Geldi" (Bati Trakya'da
Teneke ile Alarm) ve yine Türkiye'de yayınlanıp 2.
baskısı yapılan "Üzeyir Ağa" adlı romanları gelmektedir. Yan belgesel niteliğindeki bu romanlarda
Batı Trakya Türklerinin Yunan ve Bulgarlara karşı verdikleri mücadeleler anlatılır. Asım Haliloğlu ise folklor,
dilbilim gibi konuların yaraşıra Bati Trakya dramını içli
söyleşilerle şiirleştirmiş ve çocuklara yönelik manzum
hikaye ve masallarıyla Bati Trakya Türkleri Çocuk
Edebiyatı'nın kurucusu olmuştur. 1980 yılında ölen yazarın 'Türkler İçin Yunanca" adlı dilbilim çalışması yayınlanmış
8
ancak, "Çocuklara Manzum MasallarHikayeler" ve "Türkçe-Yunanca Sözlük" adlarında iki
önemli çalışması yayınlanamamıştir.
4. 1980 Sonrası: Bu son dönem, Batı Trakya
Türkleri Edebiyatının "Açılım ve Atilim" dönemi olarak tanımlanabilir.
Sistemli ve bilinçli bir şekilde dışa
açılma, kendisini sınırlayan kalıpları zorlama Türkiye'de, Türk Dünyasında ve Türkoloji çevrelerinde
dikkatleri çeken girişimler hep bu dönemde gündeme
gelmiştir... Barı Trakyalı şair ve yazarların edebî ya
rışmalarda ödül alması, uluslararası edebî toplantılara
katılmaları, çeşitli antolojilere girmeye başlamaları,
Batı Trakya Türk Şiiri'ne ait örnek metinlerin televizyonda okunması, anavatan Türkiye'de çok sayıda
dergi ve gazetede edebî metinlerin yayını, Yugoslavya,
Bulgaristan, Azerbaycan, KKTC, Türkmenistan, İngiltere, Makedonya, Almanya gibi ülkelerde Batı Trak
ya Türk Edebiyatına ait metinlerin yayınlanmaya başlaması, Batı Trakya Türk Edebiyatı ile ilgili bir dizi
akademik yayının başlatılması vb. gelişmeler bu ede
biyatın bir atılım içerisine girmesini sağlamıştır. Hele,
yaklaşık Yunan hakimiyetinde ilk kez müstakil sanat ve edebiyat dergisi Şafak'ın yayınlanması başlıbaşma bir
olaydır.
Halen Batı Trakya Türk Edebiyatını Yunanistan'da sürdüren şair, yazar ve araştırmacıların adları ve önemli eserleri şunlardır: Alirıza Saraçoğlu: Ey
Yağız Toprak, Işık Atatürk, Yarınlar Sizin Olacak, Bir
AUahım, Rodop Yıldızı (Şiir); Hüseyin Mazlum: Aşık
ların Şahı Benim, Bir Esmere Gönül Verdim, Adres,
Biraz Su, Bu Güzelin Uğruna Kardeş Kardeşi Vurmalı
(Şiir); Rahmi Ali: Ay ve Güneş (Hikaye); Hüseyin Alibabaoğlu: Tohum (Şiir), Durdur ile Kurkur (Masal);
Tevfik Hüseyinoğlu: Tehlike İşareti (Çeviri)... Reşit
Salim - Osman Arda "Batı Trakya Türkleri", Türkiye'ye
göç etmiş bulunan Abdurrahim Dede'nin "Batı Trakya
Türk Folkloru" ve "Batı Trakya Manileri" adlı iki ese
rini ve Türkiyeli araştırmacı Feyyaz Sağlam'm "Batı
Trakya/Yunanistan'da Çağdaş Türk Edebiyatı An
tolojisi", "Batı Trakya Türkleri Çocuk Edebiyatı", "Yu
nanistan (Batı Trakya) Türkleri Edebiyatı Üzerine İn
celemeler", "Yunanistan (Batı Trakya) Türkleri
Edebiyau'nda Atatürk" ve "Yunanistan (Batı Trakya)
Türkleri Edebiyatı Üzerine İncelemeler Cilt II", "Yu
nanistan (Batı Trakya) Türkleri Edebiyatı Üzerine İncelemeler Cilt III" adlı eserlerini de bu noktada anmak
gerekir.
Ayrıca, Mustafa Tahsin, Reşit Salim, Nâim Kazım,
Hüseyin Mahmutoğlu, Mücahit Mümin, Refika
Nazım, Salih Halil, İmam Kasım, Mehmet Çolakibram Onsunoğlu vd... şair ve yazarların dergi ve gazetelerde yayınlanmış, kitaplaşmayı bekleyen çok sayıda nitelikli çalışmaları bulunmaktadır.
Lozan Antlaşması'ndan sonra Yunan vatandaşlığında bırakılan Bati Trakya Türkleri yaklaşık
yetmiş yıldır siyasî, dinî, ekonomik, sosyal ve kültürel
baskılar neticesinde zorunlu olarak Batı Trakya'dan
göç etmeye başlamış ve büyük ölçüde anavatan Türkiye'ye göçler olmuştur. Zamanla Batı Trakya Türkleri
için ikinci önemli göç sahası Almanya olmuştur. Özellikle 1970'lerden sonra Almanya'ya yoğun bir göç başlamıştır. Halen de sürmektedir.
Günümüzde Almanya'ya yerleşen Batı Trakya Türkleri'nin sayısı
40.000'e yaklaşmıştır. Almanya'daki Batı Trakya Türkleri arasında da
edebî açıdan en yaygın tür "şiir"dir. Genelde klasik
halk şiiri geleneğine bağlı bu şiirleri; açık imza ile yazılanlar, mahlas-müstear ad veya rumuzla yazılanlar,
amatör denemeler olarak üç gruba ayırmak mümkündür. Almanya'da Aşık izzet Yusuf, Ali Ayazmalı,
Özkan Hüseyin, Muzaffer Nalbantoğlu, Necla Kurtoğlu, Kazım Kazım, Mümin Hoca, Deli Hasan, Hüseyin Cahit, Mehmet Veli Fırla, İsmet Alim Mehmet,
Mehmet Mehmet gibi imzalar edebî açıdan önemli
isimler olarak sıralamak gerekir... En azından bu ülkede "Almanya'da Batı Trakya Türk Şiiri Antolojisi"
yayınlanabilecek düzeyde edebî bir birikim mevcuttur.
Yunanlıların bu ülkedeki Türkler üzerine uyguladığı siyasî, ekonomik, sosyal-kültürel ve dinî baskılarını sistemli bir biçimde Lozan'dan beri sürdürmesi
sonucu bu ülkedeki Türk şair ve yazarlarının ele aldığı
başlıca tema "Huzursuzluk" olmuştur. Bu durumda
ele alınabilecek diğer bütün konular geri plana itilmiş
ve ortaya "Huzursuzluk Edebiyatı" diye anılması
uygun olan bir edebiyat çıkmıştır. Bu gündem belirleyici ana konuya rağmen daha az oranda Türk Tarihi, Türk Büyükleri, Türk Dünyası gibi millî; hümanizm, çevre problemleri gibi sosyal ve evrensel; aşk,
ölüm, ayrılık vb. gibi beşerî konular Batı Trakya Türkleri Edebiyau'nda işlenmektedir. Özellikle, Batı Trakya
Türkleri Edebiyab'nda yakın geçmişte gündeme gelen
"Genç Şair ve Yazarlar" daha önceki kuşakların tek boyutlu gündemlerini çeşitlendirmek ve renklendirmek
çabası içindedirler.
Bütün Türk topluluklarında olduğu gibi Ban
Trakya Türk toplumunda da en yaygın olarak görülen
edebî tür şiirdir. Batı Trakya Türk şiirinin başlangıcı
olarak;
"Ey Garbî Trakyalı asil Türk çocuğu ne mutlu
sana,
Sen hayat verdin kanınla Milli Kurtuluş
Savaşına
mısralarıyla başlayan, "Garbî Trakya Millî
Marşı" sayılabilir. Bu marşın şairi 1913'te kurulan Batı Trakya
Türk Cumhuriyet, Genelkurmay Başkanı Süleyman
Askerî Bey'dir. Bu şiirden günümüze dek karşılaştığımız metinlerde hece, aruz ve serbest tarzlara
rastlıyoruz. Batı Trakya Türk şiirinde konu itibariyle
1960 sonrası dönemde başlıca üç ana eğilim dikkati çekiyor:
a) Millî-dinî geleneksel çizgi: Asım Haliloğlu,
Alirıza Savaşoğlu, Hüseyin Mazlum, Salih Halil vd. bu
çizgiyi edebî açıdan sürdürmüşlerdir.
b) Toplumcu çizgi: Mehmet Çolak, İbram Onsunoğlu, Refika Nazım bu çizgiyi edebî açıdan sür
dürmüşlerdir.
c) Bağımsız çizgi: Mustafa Tahsin, Rahmi Ali,
Naim Kazım, Hüseyin Alibabaoğlu gibi şairleri bu çiz
gide değerlendirebiliriz.
Son yıllarda gündeme gelen "genç şairlerin" ise
sanatlarını nasıl bir çizgide sürdüreceklerini beklemek,
görmek ve daha sonra değerlendirmek gerekecektir.
Batı Trakya Türk Edebiyau'nda ikinci önemli tür
hikayedir. İlk başarılı örnekleri Mehmet Hilmi vermiştir. Günümüzde
ise Rahmi Ali ön planda gelmektedir. Hikayeleri Tür
kiye'de de yayınlanan ve ödül kazanan bu isim dışında
Hüseyin Alibabaoğlu, Hüseyin Mahmutoğlu, Mücahit
Mümin ve Mustafa Tahsin bu türde de ağırlığı olan
isimlerdir.
Üçüncü önemli tür "çeviri" türü olmaktadır.
Resmî Yunan vatandaşı olmanın tabii bir neticesi olarak, Yunancayı da iyi bilen Türk şair ve yazarları klasik
ve çağdaş Yunan şair ve yazarlarından çeviriler yapmaktadırlar. Bütün bu çevrilerde dikkati çeken nokta
genellikle "özgürlük" temasını işleyen metinlerin çevrilmiş olmasıdır. Önemli çeviri çalışmalarını şöyle sıralayabiliriz: Tevfik Hüseyinoğlu: Tehlike İşareti
(Ramon Antois Samarakis'ten); Mustafa Tahsin: Yannis Riços, Eleni Siatra, Miçps Ligisos, Valazkancis Dimitros'tan çeviri şiirler. İbram Onsunoğlu: Kavafis,
Yannis Riços'tan şiirler. Mehmet Çolak: Argiris Meneros'tan ve Salih Hali: Yannisriços'tan şiirler. Abdurrahim Subaşılar bu türde son yıllarda dakkati
çeken yeni bir imzadır.
Batı Trakya Türk Edebiyatı'nda diğer türlerde az
ürün verilmiştir. Roman türünde daha önce zikrettiğimiz Mehmet Arifin (Kemal Şevket Batıbey) "Ve
Bulgarlar Geldi", "Üzeyir Ağa" adlı eserleri dışında Rahmi Ali'nin henüz yayınlanamayan "Girdaptakiler"
adlı. çalışması önemlidir. İskeçe'de Trakya'nın Sesi gazetesinde tefrika edilen Hüseyin Alibabaoğlu'nun
"Mini Roman: Susayanlar" başlıklı çalışmasını da bu
çerçevede değerlendirmek mümkündür. Eleştiri türünde ise Rahmi Ali ve özellikle Mustafa Tahsin'den
bahsetmek gerekiyor. Mustafa Tahsin'in üstün bir
üslûpta kaleme aldığı "Şiir: Batı Trakya Türk Azınlığında"12 başlıklı çalışması ve dönemin Atina Büyükelçisi ve şair Nazmi Akıman'ın şiirlerini konu eden
"Mirasların En Güzeli" adlı çalışmaları önemlidir. Tiyatro türü için deneme niteliğinde iki çalışmayı ele alabiliriz. "Sevda Peşinde" ve "Zamane Çocuğu" adlarındaki bu eserler Birlik ve Yol dergilerinde tefrika
edilmişlerdir.
Gezi türünde de Mehmet Arif ve Hasan
Hocaoğlu'nun yazılan edebî açıdan örnek teşkil edecek
yazılardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder