8 Ekim 2024 Salı

Peyami Safa - Dokuzuncu Hariciye Koğuşu (Roman Özeti)

 


Eserin Adı: Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Yazarı: Peyami Safa

Yayınevi: Ötüken Yayınları

Basım Tarihi: 1999

Eserin Konusu: 15 yaşındaki bir gencin kemik veremi hastalığa yakalanması sonucu hayata tutunma çabası.

Romanın Özeti:

Romanın 15 yaşındaki kahramanı 7 yaşından beri dizindeki tam olarak teşhis edilemeyen bir hastalıktan dolayı sıkıntılar çekmektedir. Hayatı hastane kapılarında, doktor önlerinde geçmiştir. Son olarak yapılan tetkikler sonucunda dizindeki rahatsızlığın “Kemik Veremi” olduğu anlaşılır. Bu hastalık hayatına veya bir bacağına mal olabilecek bir hastalıktır. Hal böyle iken doktorlar, eğer beslenmesine dikkat eder, heyecansız, sakin bir yaşam sürdürür, moralini yüksek tutarsa iyileşme ihtimalinin olduğunu söylerler.

Çocuk kötü haberi annesine söylememek için eve bile gitmek istemez; ne var ki gidecek başka yeri de yoktur. Eve gider ama her şeyi annesine olduğu gibi anlatamaz.

Çocuğun ailesi yoksul olduğu için doktorların söylediği gibi rahat yaşaması imkansızdır. Bu yüzden Erenköy’de oturan uzaktan akrabaları olan bir paşa, çocuğu yanına, köşke alır. Çocuk, küçüklüğünden beri arkadaş oldukları kendisinden dört yaş büyük olan paşanın kızı Nüzhet’e aşık olur. Aşkı karşılıksız kalmaz. Ne var ki Nüzhet’i Dr. Ragıp adında biri daha istemektedir. Dr. Ragıp otuz beş yaşındadır. Aile Nüzhet’i doktora verme konusunda ikiye bölünmüştür. Paşa vermek istememekte, karısı ise vermek istemektedir.

Paşanın karısı çocukla Nüzhet’in arasındaki yakınlaşmayı fark eder. Kızını çocuktan ayırmak için çocuğun hastalığının mikrobik, bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyler. Bir rastlantı sonucu bu konuşmayı çocuk duyar, bundan çok etkilenir. Hemen o gece köşkten ayrılmaya karar verir. O sırada annesi de köşke geldiği için birkaç gün daha orada kalmak zorunda kalır.

O akşam Dr. Ragıp ve annesi yemeğe gelir. Yemekte çocuk, doktor ve paşanın fikirlerine muhalefet eder. Paşayla çocuğun araları açılır.

Felaketler peş peşe gelir. Yıkılan, morali bozulan çocuğun hastalığı iyileşme yolundayken tekrar azar. Dizindeki veremin ciğer veremine dönüşmesi ihtimali olduğundan ameliyat edilmesi, gerekirse bacağının dizinden kesilmesi söz konusu olur.

Çocuk ameliyat için 9. Hariciye Koğuşuna yatırılır. Doktorların olağanüstü gayretiyle bacağı kesilmekten kurtulur ama biraz kısalmıştır. Bunun yanında hastalığı tamamen iyileşmiştir.

Hastaneden çıkacağı gün yaklaşmıştır çocuğun. Bu sırada Nüzhet’in Doktor Ragıp’la evlendiğini öğrenir.

Ana Fikir: İnsanlar kendilerine verilen öğütleri her zaman ciddiye almalı ve faydalı öğütlere uymalıdır.

Kişiler: 

1- Burhan 

 Romanın ana karakteri olan Burhan, 15 yaşında bir çocuktur. 7 yaşından beri dizinden hasta olan Burhan, içine kapanık biridir. Bunun nedeni hayatının büyük bir kısmının hastanede geçmesidir. Ailesine çok düşkün olan Burhan, bir yandan ailesine bakmaya çalışırken bir yandan etkisi altında olduğu hastalıktan kurtulmaya çalışır. 

 2- Nüzhet 

 El bebek gül bebek yetiştirilen Nüzhet, köşkte yaşayan zengin bir kızdır. Buna karşın çevresindeki yaşıtlarından çok daha olgundur. Piyano ve Fransızca eğitimi alan Nüzhet, çevresindeki insanlara karşı duyarlıdır. Yardımsever ve anaç bir karakter olmasının yanı sıra, asi ve özgürlüğüne düşkün olduğu için kendi kararlarını kendi vermek ister. Ancak bu ailesiyle, özellikle annesiyle çatışmasına neden olur. 

 3- Doktor Ragıp 

 35 yaşındaki Doktor Ragıp, hayatta her istediğini elde etmiş, hırslı ve başarılı bir adamdır. 

Eser Hakkındaki Fikir ve Kanaatimiz: Türk edebiyatında psikolojik tahlillerin en güzel örneklerini bu romanda bulduğumu düşünüyorum.

Yazar Hakkında Bilgiler:

Peyami Safa, Türk edebiyatında şaheserlere imza atmış gazeteci, hikâye ve roman yazarıdır. Geçim sıkıntısı çekmemek için Server Bedi takma adıyla basit macera romanları da yazan  yazar, romanlarının yanı sıra, fikrî eserleri, polemikleri, köşe yazarlığı ve gazeteciliği ile tanınır.

1899’da İstanbul’da doğdu. İki yaşında iken, babası şair İsmail Safa’nın sürgünde olduğu Sivas’ta ölmesi nedeniyle çocukluğu kardeşi ve annesiyle birlikte akrabalarının yanında geçti. Çocukluk yaşlarında geçirdiği hastalık nedeniyle düzenli bir eğitim göremedi, kendi kendini yetiştirdi. Geçim sıkıntısı sebebiyle Vefa Lisesini yarıda bırakmak zorunda kalan Peyami Safa, açılan sınavı kazanarak Posta ve Telgraf Nezareti’nde çalışmaya başladı. Rehber-i İttihat Mektebinde öğretmenlik yaptı.

1918 yılında ağabeyi İlhami Safa ile birlikte çıkardıkları Yirminci Asır gazetesinde Asrın Hikâyeleri adlı öykülerini yayınlayarak gazetecilik ve yazı hayatına başladı. Daha sonraları Son Telgraf, Tasvir-i Efkâr, Cumhuriyet, Milliyet, Tercüman gazetelerinde çalıştı. Kültür Haftası ve Türk Düşüncesi dergilerini yayımladı.

Cingöz Recai adlı macera romanları, felsefe ve mistik dünya görüşüne yönelen bir gencin hikayesini anlatan Matmazel Noraliya’nın Koltuğu romanı ve genç bir hastanın psikolojisini yansıtan Dokuzuncu Hariciye Koğuşu en tanınmış eserleridir. Mahşer, Şimşek, Fatih-Harbiye ve Biz İnsanlar adlı romanlarında da Doğu-Batı meselesini ve halkın yaşadığı çelişkileri somutlaştırarak kaleme almıştır.

15 Haziran 1961 tarihinde öldüğünde Son Havadis gazetesinin başyazarıydı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Orhan Şaik Gökyay - Beyan-ı Aşk