Cumartesi, Nisan 06, 2024

Elif Yavaş - Küçük Evin Öyküsü

 

     Çocuk edebiyatı ile yaşamı kaleme alsak. Küçücük bir evin işçinde oynanan oyunlarla minik yüreklere uzansak… Kendisiyle oynamıyorlar diye üzülen çocuklar, ah bir büyüseniz ne oyunlar oynar insanoğlu size. Küçük evin öyküsünü yazmalı çocukların dilinden. Nohut oda bakla sofa misali bir ahşap ev olsun ya da. Yaylaları olan, bol yeşillik yudumlayan Karadeniz coğrafyasında belki de. Küçüklerle iletişimi değerli kılıp onların gözünün içine bakarak konuşmak nasıl da öz güven aşılar yavrularımıza. Küçük evin hikâyesi öncelikle sevgi ve insanlık dersiyle başlamalı elbet.

     Küçüklerimizin dil gelişimini kamuoyunda sevdirmeli. Kalbinizin iç resmi, editörü olur öykülerinizin. Yazarlık atölyesinde yolda kalırız lâkin insanlıkta sınıfta kalmamaktır mühim olan. Hayat da önümüze açılan bir öykü penceresidir. Bazen fırsatlar insanın ayağına gelir yahut sevdiğimiz yanı başımızdadır da değeri geç fark edilir. Gözlerinden öpmeli çocukluğun.

    Yazarlarla karşılıklı oturup edebiyatı, kitapları, eserleri ve hayatı konuşmalı. Eğitimci, yazar, şair, okutman, akademisyen, editör, sanatçı, araştırmacı insanların özü ve yüreği güzeldir. Mütevazı duruşu harikuladedir ve sohbeti ballıdır. Hanımefendi, beyefendi kadim dostları olmalı inansın bir iki tane dahi olsa. Bir incelik yaratmalı ince düşüncelerle. İlk Öğretmen Okulu, Yüksek Öğretmen Okulu, Kız Öğretmen Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi, Köy Enstitülerinde yetişen eğitimcilerle güzelleşir öğretmen evlerinin gülleri. Çocuklarımızı emanet ettiğimiz kucaktır her bir eğitimci adayı. Cumhuriyet kadınları ve Anadolu kadını manevî güç ve moral verir evin direği beylere. Öğretmenliği yanında yazarlık vasfını da kullanır akıllı kadınlar ve beyler. Zeki beyefendiler bir yayınevi sahidir mesela, ek iş olarak kitap yazarlar.     

    Damladan deryaya, mısradan şiire, notadan müziğe, heceden kitaplara uzanır hayat. Plâket ve Onur Belgesi ile taçlanır sanatseverin arşivleri. “Haftanın Öykü Kitabı, Yılın Adamı, Yılın Annesi, Yılın En İyi Öğretmeni, Günün Yazısı” gibi özel yazılar kişinin öz güvenini kıdemli kılar. Aile yapısı önemlidir bir öğretmende. Hayata bakış açısı mühimdir. Hayata, insanlara sevgiyle bakmak müspet fikirleri çoğaltır. Başkalarıyla yarışmak yerine kendiyle yarışmalı, önce kendini aşmalı insanoğlu eksiklerine odaklanarak. Olumsuz durum ve davranışlardan ders çıkarmalı. İyilikler karşılık beklemeden yapılırsa çoğalır. Matematikçi bir insanın ikilemde kalıp şirke uğraması, meşakkatli olsa da zıt kutup alanları yine de kendisini mutlu edebilir.

      Öğretmenlik ve yazarlık birbirini tamamlayıcı, bütünleyicidir aslında. Çelişkiler kaybolup araya uğraş girer diyalog ve iletişim becerisinde. Çocuk edebiyatı da öğretmen bir yazarın kaleminde renklenir satır satır. Edebiyatın büyülü dünyası zengin Türk kültürümüzle halk kültürünü doğurur. Bir başka deyişle kültürü yaratan halktır aslında. Kendiyle baş başa kalıp önce ne yazacağını düşünmeli, bilgi dağarcığını ayıklayıp sonra kalemi ele alarak klavye tuşlarında gezinmeli parmaklar. Yaşamdan konu ve içerikler tatlı tema yaratır içimizdeki kahramanlarla. Araştırmacı yönü ağır basmalı kişinin. Halk kültürü maneviyatla bezenmiştir şair kalemimizde. Küçük evin öyküsünü yazdırır şairane tabirle.

     Toplumun sosyoekonomik yapısı, toplum kesitinin değerleri, yaşam tarzı, tahsil, yaşanmışlıklar insan üzerinde olumlu iz bırakmalı. Âşık atışmacaları ve çeşme başı manileri ne hoştur. Toplumsal içerikli yazılar halkımızın içinde doğar. Objektif altında analiz olur kelimeler. Sentezlenir vurgu, tonlama ve beden dili. Halk dili ve kültüründen esinlenir kalem. Tespit ve teşhisler topluma mesaj olur. Kadının mücadelesi ve toplumdaki yeri kurgulanıp el ele verir çocuk hikâyesinde. Korumasız ve silâhsız gençler, kadın, yaşlı, çocuk, hasta ve yaralılar cephe dışı kalır bir ülkede savaş çıkınca. İçinde hayal konusuna yer verilmeyen bir öykü de çocuksuz kalır. Köy Enstitüleri, üretime dönük bir eğitimdir. Samanlıklar bile sınıf olur damsız yapılara. Köy çocuklarının sesi çınlatır damdan yapılma sınıfları. Damladan deryaya, pınardan çocukluğa yağmur olur sanat. Çer çöp toplamalı umutlar ama bilgiyle toplanmalı. Derlemeli ilmimizi orijinal ruhuyla. Gelmiş geçmiş yaşanmışlıklar omuzlarda yük olup sırta biner.

     Halk kültürüyle yeşerip halkın içindeki sesi anlatır küçük evin çocukları. Bir türkü tüter cam kırığı hayallerimde ve hıçkırığı kesilir hüznün. Kadir kıymet bilenlerle sırtınız sıvazlanır. Halk sevgisiyle taltif edilir motivasyon. Düşünceler olgun yüreklere sorumluluk yükler. Marifet iltifata tabi olup sade kalmalı. Yazmak gönül işidir, yayımlamak madden bir yük. Yoğunlaşmalı çocuk edebiyatına, küçük bir evde biriken hatıraları çoğaltmalı. Antolojide yer almak da iyidir. İnsan fıtratı, sevmek ve sevilmek üzerinden yorumlar kitapları. Ufukta yeni çalışmalar oluşmalı. Bir müjde vermeli yeni eserlerle. Bir fırsat vermeli yazarlarımıza. Aile terbiyesinden alınan nezaket ile büyümeli bir çocuk. Küçük evin öyküsünü anlatmalı çocuklarımız.

 19 Temmuz 2018 Perşembe


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder