KİTABIN
ADI |
Yaprak Dökümü |
KİTABIN
YAZARI |
Reşat
Nuri GÜNTEKİN |
YAYIN
EVİ |
İnkılâp
ve Aka-İstanbul |
BASIM
YILI |
1983 |
1.KİTABIN KONUSU: Gelir düzeyinin üzerinde bir yaşam sürdürmek isteyen bir ailenin dağılışıdır.
2.KİTABIN ÖZETİ :
Ali Rıza Bey, şair ruhlu, içine kapanık, kendi hâlinde dürüst bir insandır. Prensipleri kendi prensipleriyle bağdaşmayan insanlarla çalışmak istemediği için şirketteki memuriyetinden istifa eder; Üsküdar'daki evine çekilir. Ali Rıza Beyin, Şevket isminde bir oğlu ile Fikret, Neclâ, Leylâ ve Ayşe adında dört kızı vardır. Ali Rıza Bey, işten çıktığı sırada oğlu Şevket yüksek maaşla bir bankaya memur olur; evin bütün yükü onun üzerine biner. Şevket, babası gibi iyi yetişmiş, karakterli, namuslu bir gençtir. Ailesine de son derece bağlıdır. Babasının doğruluk ve namus uğruna işten istifa etmesini uygun bulur. Buna karşılık Ali Rıza Beyin hanımı Hayriye Hanım durumdan hiç memnun kalmaz.
Bir süre sonra Şevket, Ferhunde
adında hafif meşrep bir kadınla evlenir. Eğlenceye düşkün olan bu kadın,
birbirinden genç, güzel ve hareketli, asrî olmaya meraklı olan Neclâ ve
Leylâ'nın da karakterini bozar. Bir eğlence ve moda düşkünlüğü başlar. Evde sık
sık partiler düzenlenir. Evin büyük kızı Fikret, yengesi ve kardeşleriyle
anlaşamadığı ve bu durumdan hiç memnun olmadığı için en az babası kadar üzgün
ve kırgındır. Hayriye Hanım, sırf kızlarına koca bulmak ümidiyle evde her
değişikliğe razı olur. Şevket de olanlardan memnun kalmamasına rağmen belki de
karısının tesiriyle kendisini bu hevese kaptırmıştır...
Evde gün geçtikçe itibarı düşen
Ali Rıza Bey tekrar işe girmeyi düşünürse de başaramaz. Eğlenceler ve
toplantılar için lüzumsuz yere para harcanan evde maddî sıkıntılar başlar;
kavgalar, türlü rezaletler ve sefalet birbirini takip eder. Ali Rıza Bey,
çocuklarındaki bu korkunç değişiklikler karşısındaki hayret, şaşkınlık ve acı
içinde kıvranmaktadır. Evdeki bu anormal havaya ayak uyduramayacağını anlayan
Fikret Adapazarı'na yaşlı, dul bir adama gelin gider. Böylelikle aile ağacının
yapraklarından biri düşer. Ali Rıza Bey, çirkin durumlardan kurtarmak için
kızlarını evlendirmeyi düşünür; fakat dürüst ve namuslu damat adayı bulamaz. Bu
arada Şevket masrafları karşılamak için bankadan borç alır; sonra ödeyemez,
hapse atılır. Böylece, ikinci yaprak düşer. Kocası hapisteyken Ferhunde evden
kaçar. Bu üçüncü yaprağın düşüşü olur. Karısının kaçtığı haberini hapishanede
babasından alan Şevket üzülmez, hatta bir belâdan kurtulduğu için memnun olur.
Ferhunde'nin
kaçışı ile elebaşlarını kaybeden Leylâ ve Neclâ bocalarlar. Evde hakimiyet yine
Ali Rıza Beyin eline geçer; toplantılara ve eğlencelere son verilir. Bu monoton
hayat kızlara pek sıkıcı gelir; sırf bu havadan kurtulmak için Neclâ bin bir
türlü hayaller kurarak, kendisini zengin gösteren bir Suriyeli ile evlenir.
Fakat Suriye'ye gidince orada kocasının birkaç karısının daha olduğunu görür.
Kendisini kurtarması için babasına mektuplar yazar. Bu dördüncü yaprağın
düşüşüdür. Bu arada Leylâ kötü yola sapar. Ali Rıza Bey, kızını evden kovar.
Leylâ bir avukatın metresi olur. Bu beşinci yaprağın düşüşüdür. Bu olaydan
sonra Ali Rıza Beye hafif bir inme iner. Onu yiyip bitiren asıl hastalık
içindedir. Leylâ da gittikten sonra ev büsbütün ıssız kalır. Hayriye Hanım bütün
güç ve kuvvetini kaybeder. Leylâ yüzünden kocasına sık sık sitemlerde bulunur.
Bunun üzerine Ali Rıza Bey, Adapazarı'na, Fikret'in yanına gider. Fakat aradığı
huzuru orada da bulamaz; kalabalık bir aile hayatı içinde âdeta bir cehennem
hayatı yaşayan Fikret, bütün iyi niyetine rağmen babasını yanında barındıracak
durumda değildir. Bunun üzerine Ali Rıza Bey İstanbul'a döner, hastalığı
ilerlediği için eve uğramadan hastahaneye yatar. Babasının hastalık haberini
alan Leylâ onu hastahaneden çıkarır, kendi evine götürür. Taksim'deki lüks
apartman katında hep birlikte rahat yaşamaya başlarlar. Ara sıra yolda eski
kahve arkadaşları ile göz göze gelmese Ali Rıza Bey büsbütün huzur içinde
olacaktır.
3.KİTABIN ANA FİKRİ : Çılgın hayallerin, maddî israfların, gereksiz
özentilerin hüküm sürdüğü bir ailede çöküntülerin başlaması kaçınılmazdır.
4.KİTAPTAKİ ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Ali Rıza Bey, şair ruhlu, içine kapanık, kendi hâlinde dürüst bir insandır.
Şevket, babası gibi iyi yetişmiş, karakterli, namuslu bir gençtir. Ailesine de
son derece bağlıdır.
Ferhunde, eğlenceye düşkün,genç ve güzel bir kadın.
5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER :Yaprak Dökümü, toplumsal gerçekleri ele
aldığından basmakalıplıktan uzak, başarılı bir romandır. Bilindiği gibi,
Tanzimat'tan sonra toplumumuzda bir batılılaşma hevesi başlamıştı. Batılılaşmak
yanlış anlaşıldığından; yüzyıllarca süren millî gelenek ve göreneklerimizden,
karakterimizden sıyrılma olarak kabul edildiğinden, bu, birçok ailede birtakım
felâketlere sebep olmuştur. Bugün bile içinde bulunduğumuz güç durumların esas
sebebi budur. Birtakım toplumsal pürüzlere, karakter boşluklarına ışık tutması
bakımından Yaprak Dökümü gerçekçi ve orijinal bir romandır.
6.KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ:
REŞAT NURİ GÜNTEKİN
25 Kasım 1889 tarihinde
İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi' ni bitirdi (1912).
Bursa' da başladığı (1913) öğretmenlik hayatına çeşitli okullarda devam etti.
Milli Eğitim müfettişi (1931), Çanakkale milletvekili (1933-43), Paris Kültür
Ateşesi ve emekli (1954) oldu, kanser tedavisi için gittiği Londra' da öldü.
İstanbul' da Karacaahmet Mezarlığı'nda gömülü.
ESERLERİ
Gizli El (1922), Çalıkuşu (1922), Damga (1924), Dudaktan Kalbe (1925), Akşam Güneşi (1926), Bir Kadın Düşmanı (1927), Yeşil Gece (1928),Acımak (1928), Yaprak Dökümü (1930), Kızılcık Dalları (1932), Gökyüzü (1935), Eski Hastalık (1938), Ateş Gecesi (1942), Değirmen (1944), Miskinler Tekkesi (1946), Harabelerin Çiçeği (1953), Kavak Yelleri (1950), Son Sığınak (1961),Kan Davası (1955)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder