Ne beklerdin, ne buldun sen yeryüzünde hey serseri?
Bilinir mi böyle yerde bir kimsenin öz değeri?
Unut artık bunca yıldır tükettiğin emekleri,
Devlet kuşu konsa bile istemem ben bundan geri,
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
Sen pişirdin, sen yoğurdun, elin hamur karnın açtır,
Kursağına düşen en son tuzsuz, yağsız bulamaçtır,
Kimse bilmez kim kazanır bu oyunda, bu bir maçtır,
Yediğimiz ekmek aşı, içtiğimiz alın teri,
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
Uğraşırsın, çabalarsın, parasını eller alır,
Bir gölgeye benzer umut, bir uzanır bir kısalır,
Çok umuda düşen kişi karanlıkta yaya kalır,
Bir oyuncak sanmış idik bir zamanlar koca dehri,
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
Yüze geldi düne kadar köşesinde keyf çatanlar,
Vatansever oldu çıktı başımıza kaltabanlar,
Bizler bugün buyruk kulu, onlar ise kahramanlar,
Biz batakta köprü olduk, başkaları geçti nehri,
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
Bir kılkuyruk gelir sana çalım satar, kafa tutar.
Birer birer toplarsın sen, o binleri birden yutar,
Binbir çeşit ezgi hergün aşımıza ağı katar,
Bir boğazı tokluğuna çekiyorsun bunca kahrı,
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
Dinlenmeden bir gün başım gençlik böyle geldi geçti,
Olan işler yüreğimde birer birer yara açtı,
Neden sonra alık gönül karanlıkta akı seçti,
Kutlu olsun gelenlere bu uğursuz konuk yeri
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder