11 Mart 2025 Salı

Abdurrahim Karakoç - Gerek Kalmadı

 

Zır deliye kaldı köyün meydanı
Değneğe, sopaya gerek kalmadı 
Bir kuru soğana kırdı gerdanı
Pilava, lepeye gerek kalmadı
 
Eski köprülerden gelip geçen yok
Ata yurtlarına konup göçen yok
Can biten toprağı ekip biçen yok
Orağa, çapaya gerek kalmadı

Güzeller yaylada atmıyor turu
Nehirler, dereler akmıyor duru
Pınarlar kaybolmuş çeşmeler kuru
Vanaya, tıpaya gerek kalmadı

Borç, faiz köylünün canına yetmiş
Genç kuşak metropol şehire gitmiş 
Dağda odun bitmiş, köyde iş bitmiş 
Eşeğe, sıpaya gerek kalmadı 

Büyükbaş, küçükbaş ithal edilir
Bizim meralarda tilki güdülür
Ekmek kuyruğuna erken gidilir
Anbara, depoya gerek kalmadı

İneğin, dananın başı çatılmış 
Keçinin, oğlağın tozu atılmış 
At, eşek, öküzler çoktan satılmış
Şifana, arpaya gerek kalmadı 

Utanacak hâle güler arsızlar
Döner akıl verir yüzü nursuzlar
Fatura üstünden soyar hırsızlar
Kilide, kapıya gerek kalmadı 

Pek kimse bilmiyor, ne şer, ne câiz?
Hutbeyi takvimden okuyor vâiz
Yüzde ellilerden düşmüyor fâiz
Borsaya, repoya gerek kalmadı 

Vergi kaçıranlar yundu paklandı 
Sonra birer birer öpüp koklandı
Suçlular övülüp rey’le aklandı
Sabuna, hipoya gerek kalmadı 

Beyler sülâlece hüküm sürerler 
Sümen altlarından defter dürerler 
Koltuktan koltuğa koltuk verirler 
Kuruma, yapıya gerek kalmadı
 
Bir bir kullanılır eldeki kozlar
Bir türlü erimez dağdaki buzlar
Evlenmeye korkar oğlanlar, kızlar
Kolyeye, küpeye gerek kalmadı

Oyunda kuralı kim nasıl koydu?
Anlayın! kim kimin altını oydu?
Anadolu bin yıldır Türklerin yurdu,
Yeni bir ülkeye gerek kalmadı .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Abdurrahim Karakoç - Gerek Kalmadı