Sabreyle gönül derdine derman ire umma
Can atma oda bîhûde cânân ire umma
Gözün sadefinden nice dürdane dökersin
Şol dişi güher dudağı mercan ire umma
Gül vaslı dilersen ko bu feryâdı î bülbül
Gül gonca bigi ağzı gülistân ire umma
İncedise hecr ile karınca gibi belin
Firkât niçe bir ola Süleyman ire umma
Yakûb bigi hüzn ile katlan bir iki gün
Bir gün haber-i Yusuf-ı Kenan ire umma
Feryad ü figân itme iy bülbül dahi ağzın
Yum gonca bigi yine gülistan ire umma
Maksûd anın kim ele düşvâr irişür
Yırtma yakanı elüne âsân ire umma
Ağyâr elinden sana bil şol yâr iremez
Âşkâr ola bir gün pinhan ire umma
Bu resme ki Dehhani durur şem' bigi zâr
Başdan ayağa ömrüni pâyân ire umma
Günümüz Türkçesiyle
Sabret gönül, derdine derman bulacağını sanma.
Canını boşuna ateşe atma, sevgilinin (sana) ulaşacağını umma.
Gözün sadefinden ne kadar çok inci dökersin (ağlarsın).
O dişi mücevher, dudağı mercan (gibi olan sevgilinin) sana erişeceğini sanma.
Güle kavuşmayı dilersen, ey bülbül, bırak bu feryadı.
Ağzı gül goncası (olan sevgilinin), o gül bahçesine benzeyenin (sana) erişeceğini umma.
Belin ayrılık yüzünden karınca gibi inceldiyse ayrılık ne kadar sürerse sürsün, Süleyman'ın erişeceğini umma.
Yakup (peygamber) gibi (ayrılığa) bir iki gün üzüntüyle katlan bir gün Kenanlı Yusuf'un (yaşadığı haberi gibi sevgilinin sana geleceği haberinin) ulaşacağını sanma.
Ey bülbül, ağlayıp sızlanma ağzını da gonca gibi yum.
O gül bahçesine (benzeyen sevgilinin) sana erişeceğini sanma.
(Sevgiliye kavuşma) ereği, ele zor geçer.
Yakanı yırtma (bununla) eline kolayca geçeceğini sanma.
O sevgili, düşmanların (onu seven diğer âşıkların) elinden (kurtulup da) sana ulaşamaz.
Bu açık bir gerçektir, bir gün onun gizlice geleceğini umma.
Dehhani, böyle, mum (un damla damla erimesi) gibi gözyaşı dökersin.
(Ağlayarak) ömrünün sona ereceğini umma.