Çocuk edebiyatı
ile yaşamı kaleme alsak. Küçücük bir evin işçinde oynanan oyunlarla minik
yüreklere uzansak… Kendisiyle oynamıyorlar diye üzülen çocuklar, ah bir
büyüseniz ne oyunlar oynar insanoğlu size. Küçük
evin öyküsünü yazmalı çocukların dilinden. Nohut oda bakla sofa misali bir
ahşap ev olsun ya da. Yaylaları olan, bol yeşillik yudumlayan Karadeniz
coğrafyasında belki de. Küçüklerle iletişimi değerli kılıp onların gözünün
içine bakarak konuşmak nasıl da öz güven aşılar yavrularımıza. Küçük evin
hikâyesi öncelikle sevgi ve insanlık dersiyle başlamalı elbet.
Küçüklerimizin
dil gelişimini kamuoyunda sevdirmeli. Kalbinizin iç resmi, editörü olur
öykülerinizin. Yazarlık atölyesinde yolda kalırız lâkin insanlıkta sınıfta
kalmamaktır mühim olan. Hayat da önümüze açılan bir öykü penceresidir. Bazen fırsatlar
insanın ayağına gelir yahut sevdiğimiz yanı başımızdadır da değeri geç fark
edilir. Gözlerinden öpmeli çocukluğun.
Yazarlarla
karşılıklı oturup edebiyatı, kitapları, eserleri ve hayatı konuşmalı. Eğitimci,
yazar, şair, okutman, akademisyen, editör, sanatçı, araştırmacı insanların özü
ve yüreği güzeldir. Mütevazı duruşu harikuladedir ve sohbeti ballıdır. Hanımefendi,
beyefendi kadim dostları olmalı inansın bir iki tane dahi olsa. Bir incelik
yaratmalı ince düşüncelerle. İlk Öğretmen Okulu, Yüksek Öğretmen Okulu, Kız
Öğretmen Lisesi, Anadolu Öğretmen Lisesi, Köy Enstitülerinde yetişen
eğitimcilerle güzelleşir öğretmen evlerinin gülleri. Çocuklarımızı emanet
ettiğimiz kucaktır her bir eğitimci adayı. Cumhuriyet kadınları ve Anadolu
kadını manevî güç ve moral verir evin direği beylere. Öğretmenliği yanında
yazarlık vasfını da kullanır akıllı kadınlar ve beyler. Zeki beyefendiler bir
yayınevi sahidir mesela, ek iş olarak kitap yazarlar.
Damladan deryaya,
mısradan şiire, notadan müziğe, heceden kitaplara uzanır hayat. Plâket ve Onur
Belgesi ile taçlanır sanatseverin arşivleri. “Haftanın Öykü Kitabı, Yılın Adamı, Yılın Annesi, Yılın En İyi
Öğretmeni, Günün Yazısı” gibi özel yazılar kişinin öz güvenini kıdemli
kılar. Aile yapısı önemlidir bir öğretmende. Hayata bakış açısı mühimdir. Hayata,
insanlara sevgiyle bakmak müspet fikirleri çoğaltır. Başkalarıyla yarışmak
yerine kendiyle yarışmalı, önce kendini aşmalı insanoğlu eksiklerine
odaklanarak. Olumsuz durum ve davranışlardan ders çıkarmalı. İyilikler karşılık
beklemeden yapılırsa çoğalır. Matematikçi bir insanın ikilemde kalıp şirke uğraması,
meşakkatli olsa da zıt kutup alanları yine de kendisini mutlu edebilir.
Öğretmenlik ve yazarlık birbirini
tamamlayıcı, bütünleyicidir aslında. Çelişkiler kaybolup araya uğraş girer diyalog
ve iletişim becerisinde. Çocuk edebiyatı da öğretmen bir yazarın kaleminde
renklenir satır satır. Edebiyatın büyülü dünyası zengin Türk kültürümüzle halk
kültürünü doğurur. Bir başka deyişle kültürü yaratan halktır aslında. Kendiyle
baş başa kalıp önce ne yazacağını düşünmeli, bilgi dağarcığını ayıklayıp sonra
kalemi ele alarak klavye tuşlarında gezinmeli parmaklar. Yaşamdan konu ve içerikler
tatlı tema yaratır içimizdeki kahramanlarla. Araştırmacı yönü ağır basmalı
kişinin. Halk kültürü maneviyatla bezenmiştir şair kalemimizde. Küçük evin öyküsünü yazdırır şairane
tabirle.
Toplumun
sosyoekonomik yapısı, toplum kesitinin değerleri, yaşam tarzı, tahsil,
yaşanmışlıklar insan üzerinde olumlu iz bırakmalı. Âşık atışmacaları ve çeşme
başı manileri ne hoştur. Toplumsal içerikli yazılar halkımızın içinde doğar.
Objektif altında analiz olur kelimeler. Sentezlenir vurgu, tonlama ve beden
dili. Halk dili ve kültüründen esinlenir kalem. Tespit ve teşhisler topluma
mesaj olur. Kadının mücadelesi ve toplumdaki yeri kurgulanıp el ele verir çocuk
hikâyesinde. Korumasız ve silâhsız gençler, kadın, yaşlı, çocuk, hasta ve
yaralılar cephe dışı kalır bir ülkede savaş çıkınca. İçinde hayal konusuna yer verilmeyen bir öykü de çocuksuz kalır. Köy
Enstitüleri, üretime dönük bir eğitimdir. Samanlıklar bile sınıf olur damsız
yapılara. Köy çocuklarının sesi çınlatır damdan yapılma sınıfları. Damladan deryaya, pınardan çocukluğa yağmur
olur sanat. Çer çöp toplamalı umutlar ama bilgiyle toplanmalı. Derlemeli
ilmimizi orijinal ruhuyla. Gelmiş geçmiş yaşanmışlıklar omuzlarda yük olup
sırta biner.
Halk kültürüyle yeşerip halkın içindeki
sesi anlatır küçük evin çocukları. Bir türkü tüter cam kırığı hayallerimde
ve hıçkırığı kesilir hüznün. Kadir kıymet bilenlerle sırtınız sıvazlanır. Halk
sevgisiyle taltif edilir motivasyon. Düşünceler olgun yüreklere sorumluluk
yükler. Marifet iltifata tabi olup sade kalmalı. Yazmak gönül işidir,
yayımlamak madden bir yük. Yoğunlaşmalı çocuk edebiyatına, küçük bir evde biriken hatıraları çoğaltmalı. Antolojide yer almak
da iyidir. İnsan fıtratı, sevmek ve sevilmek üzerinden yorumlar kitapları. Ufukta
yeni çalışmalar oluşmalı. Bir müjde vermeli yeni eserlerle. Bir fırsat vermeli
yazarlarımıza. Aile terbiyesinden alınan nezaket ile büyümeli bir çocuk. Küçük evin öyküsünü anlatmalı çocuklarımız.
19 Temmuz 2018 Perşembe