19 Mayıs 2024 Pazar

Mehmet Emin Yurdakul - Ya Gazi Ol Ya Şehit!

 

Hadi yavrum ben seni bugün için doğurdum
Hamurunu yiğitlik duygusuyla yoğurdum
Türk evladı odur ki yurdu olan toprağı
Ana ırzı bilerek yad ayağı bastırtmaz
Bir yabancı bayrağı ezan sesi duyulan
Hiçbir yere astırtmaz

15 Mayıs 2024 Çarşamba

Fuzuli - Gazel - 11 (Kemâl-i hüsn veriptir şarâb-i nâb sana)

 


Âh eylediğüm serv-i hırâmânun içündür
Kan ağladığum gonce-i handânun içündür
Ser-geşteliğüm kâkül-i müşgînün ucundan
Âşüfteliğüm zülf-i perişânun içündür
Bîmâr tenüm nerkis-i mestün eleminden
Hûnin ciğerüm lâ’l-i dür-efşânun içündür
Yakdum tenümi vasl güni şem’ tek ammâ
Bil kim bu tedârük şeb-i hicrânun içündür
Kurtarmağa yağma-yi gamundan dil ü cânı
Sa’yim nazar-i nerkis-i fettânun içündür
Can ver gönül ol gamzeye kim bunca zamandur
Cân içre seni sakladığum anun içündür
Vâ’iz bize dün dûzahı vasfetdi Fuzûlî
Ol vasf senün külbe-i ahzânun içündür

13 Mayıs 2024 Pazartesi

Fuzuli - Gazel - 47 (Ey gubâr-i kademin arş-i berin başına tâc)

 

Ey gubâr-i kademin arş-i berin başına tâc
Şeref-i zâtına ednâ-yi merâtib Mi’râc

Ahmet Haşim - Bülbül


Bir gamlı hazânın seherinde
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Cân verdi senin söylediğin gül!

Savrulmada gül şimdi havâda,
Gün doğmada bir başka ziyâda..

11 Mayıs 2024 Cumartesi

Şükrü Türkmen - Ana Yüreği


Sen gideli kaç yıl oldu saymadım

Goç yiğidim, gurban olam, gel gayrı

Yumuk gözlüm, gülüşüne doymadım

Yalnızlığa gardaş oldum bil gayrı

Goç yiğidim, gurban olam, gel gayri


Geceler çekilmez, günüm dar gelir

Duyduğum her selâ, bağrımı delir

Evlat acısını kim nasıl bilir

Göz yaşlarım damla değil sel gayri

Goç yiğidim, gurban olam, gel gayrı


Artar oldu, günden güne kederim

Perişan haldeyim, dünden beterim

Her namaz ardından niyaz ederim

Göz görmüyor, doğrulmuyor bel gayrı

Goç yiğidim, gurban olam, gel gayrı


Em ummuyor, yüreğimin yarası

Hep aklımda, gözleriyin karası

Bende idi ayrılmanın sırası

Her şeyleri, diyemiyor dil gayrı

Goç yiğidim, gurban olam, gel gayrı


Tez ayrıldın, gelen emre uyarak 

Dünya nimetini hiçe sayarak

Gittin beni boynu bükük koyarak

Perde bozuk, akort tutmaz tel gayri 

Goç yiğidim, gurban olam, gel gayrı... 

(*) Em: İlaç

10 Mayıs 2024 Cuma

Mustafa Nejat Sefercioğlu (Seferî) - Neden?

Posta mı yetersiz, teller mi kopuk,

Haber salacaktın salmadın neden?

Sabrın mı tükendi, yollar mı bozuk,

Çıkıp gelecektin gelmedin neden?


İyiyi kötüyü, hemen seçerken, 

Olura olmaza kılıf biçerken,

Kapımın önünden gelip geçerken

Bir kere kapımı çalmadın neden?


Ağyara yüz verdin ne oldu kârın?

Nerelerde kaldı eski vakarın?

Seni ifsat eden o sahtekârın

Saçını başını yolmadın neden?


Sevdanın yolunu gülle bezerdin

Demir havanlarda sabır ezerdin, 

Eğri mi, doğru mu hemen sezerdin

Neler çektiğimi bilmedin neden?


Hayaller kurarak geçti her gece,

Boğmadın bir kere gönlü sevince,

Kal diye yalvardım sana gizlice

Rüyalarda bile kalmadın neden?


Kapılıp da gittin sevda seline, 

Âşığı dolayıp her gün diline,

Bir mendil alıp da nazik eline 

Gözümün yaşını silmedin neden?


Bütün vaatlerin hasretten yana,

Yaşadım hasreti ben kana kana,

Bilmem ki ne yaptı Seferî sana

Sabah selamını almadın neden?


  (İstanbul, 21.10.2023)

9 Mayıs 2024 Perşembe

Fuzuli - Gazel - 46 (Cihân icre her fitne kim olsa hâdis)



Cihân icre her fitne kim olsa hâdis
Ana serv-i kaddindir elbette bâ’is

Mehmed Akif Ersoy - Bayram (Safahat'tan - 11)


Âfâk bütün hande , cihan başka cihandır;
Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!
Bayramda güler çehre-i ma’sûm-i sabâvet ,
Ümmîd çocuk sûret-i sâfında iyandır.
Her cebhede bir nûr-i mücerred lemeânda ;
Her dîdede bir rûh demâdem cevelândır.
Alâm-ı hayâtın iki kat büktüğü ecsâd
Feyzindeki te’sir ile âsûde revandır .
Ferdâ-yı sükûn-perveridir sâl-i cidâlin,
Nevmîd düşen kalbe ümîd-âver-i candır.
Heycâ-yı maîşetteki feryâd-ı mehîbin
Dünyâda biraz dindiği an varsa bu andır.
Subhunda bahârın şu sabâhat bulunur mu?
Bak çehre-i gabrâya : Nasıl şen, ne civandır!
Her sînede bir kalb-i meserret darabanda
Her kalbde bir âlem-i eşvâk nihandır.
Raksân oluyor cünbüş-i dûşiyle anâsır ,
Gûyâ ki bütün sadr-ı zemîn pür-galeyandır .
Eşbâhı da cûşan ediyor feyz-i mübîni ,
Yâ Rab bu nasıl rûh-i avâlim-sereyandır !
Bayramda gelir yâda ne hoş hâtıralar ki:
Bin ömre verilmez, o kadar kadri girandır .
Iydin bana dâim görünür levh-i kerîmi :
Mâzi-i tufûliyyetimin yâd-ı besîmi .

* * *

8 Mayıs 2024 Çarşamba

Mehmed Akif Ersoy - Mezarlık (Safahat'tan - 10)

 

Bakma kabristânın ancak sâha-i medhûşuna,
Dur da bir müddet kulak ver nâle-i hâmûşuna!
Kalbi hiç benzer mi bak sîmâ-yı heybet-pûşuna!
Kim ki dalmıştır hayâtın seyl-i cûşa-cûşuna,
Can atar, bir gün gelir, yorgun düşüp âgûşuna!