21 Ekim 2024 Pazartesi

Cemal Safi - Bakırköyden Mektup Var


Sensizdim kendime bir iş aradım,
Baştan savıp asabımı bozdular.
Hatırşinas dostlarıma uğradım,
Sağolsunlar müdür beye yazdılar.

Yunus Emre - Ey pâdişâh ey pâdişâh uş ben beni virdüm sana


Ey pâdişâh ey pâdişâh uş ben beni virdüm saña
Genc ü hazînem kamusı sensün benüm önden soña

Evvel dahı bu ‘akl u cân seninleyidi asl-ı kân
Âhir girü sensün mekân anda varam senden yaña

Bu âhıla bu zârıla bu hikmeti kim ne bile
Bilse dahı gelmez dile tutdum yüzüm senden yaña

Dursam senünle dururam baksam senünle bakaram
Her kancaru kim yürürem gönlüm yöni senden yaña

Sensün bana cân u cihân sensün bana genc-i nihân
Senün durur assı-ziyân ne iş gele benden baña

Yûnus sana tutdı yüzin unıtdı cümle kendözin
Cümle sana söyler sözin sensün söz söyleden bañ


(Müstef'ilün Müstef'ilün Müstef'ilün müstef'ilün)

20 Ekim 2024 Pazar

Destanlar ve Özellikleri

Destan, toplumların geçmişinde derin izler bırakmış bir olayı, özellikle de yiğitlik ve olağanüstülükleri manzum olarak öyküleyici bir şekilde anlatan edebî türlerdendir. Kahramanların olağanüstü kişilikleri, içinden çıktıkları toplumun temel özellikleri ile oluşmuştur. Bu kahramanlar, aklın alamayacağı büyük işlerin üstesinden gelir. Destanlarda olay ve kişiler olmak üzere iki unsur ağırlıktadır. Zaman ve mekân unsurlarına ayrıntılı biçimde yer verilmez. Destanlar, ulusların tarihte yer almaya başladıkları dönemlerin ilk ürünleridir. Bu nedenle bu ürünlerde onları oluşturan toplumların tarihlerinden izler görülür.


Destanlar oluşumları bakımından tabii destan ve yapma destan olmak üzere ikiye ayrılır.

İslamiyet Öncesi Türk Destanları


İslamiyet öncesi sözlü Türk edebiyatının en mühim mahsulü Türk destanlarıdır. İslâmiyet öncesi Türk destanları:

Orhan Seyfi Şirin - Toprak Bir Kez Daha Donduğu Zaman


Toprak bir kez daha donduğu zaman
Yıldızlar bıçak gibi bilenirken ayazda
Küçük ayakların buzları adımlarken
Dumanı üstünde gözlerimle,
Kesilmiş saçlarımla
Yün gömleğimle ve kararmış tenimle,
Kimbilir sana gelmiş olacağım.
Toprak bir kez daha donduğu zaman,
Tel örgüler korkunç ıslıklar çalarken sınırlarda
Karlara süngüler gibi saplanırken,
Bozkır gönlümüzden hoyratlar.
Sana doğru buzları adım adım kıracağım.
Çelik ve kalın postallarımla,
Karşında olacağım.

Toprak bir kez daha donduğu zaman.

Aşık Reyhani - Bugün Sabah ile Visal-i Yardan


Bugün sabah ile visal-i yardan
Bana bir haber var inceden ince
Ol zülfü zer tar-ı hayal-i yardan
Bir buy-i eser var inceden ince

Fuzuli - Gazel (Beni zikr itmez el efsâne-i Mecnûn’a mâildir)


Beni zikr itmez el efsâne-i Mecnûn’a mâildir
Ne benzer ol sana derdi anun takrîre kâbildir
Beyâban-gerd Mecnûn’dan gam ü derdim su’âl itmen
Ne bilsun bahr hâlin ol ki menzil-gâhı sâhildir
Menem tek olabilmez şöhre-i şehr-i belâ Mecnûn
Kabûl eyler mi bu rüsvâlığı her kim ki âkildir
Ne müşkil hâli olsa âşıkın ma’şuk ider çâre
Ger ol bî-derd bilmezse bu hâli hâl müşkildir
Firâk eyyâmı seyl-âb-i sirişkimden haber dutmaz
Kıyâmet mâ-cerâsından gör ol zâlim ne gâfildir
Fakih-i medrese ma’zûrdur inkâr-i aşktse
Yoh özge ilmine inkârımız bu ilme câhildir
Fuzûlî el seni Mecnûn’dan efzun der melâmette
Buna münkir değil Mecnûn dahi ma’kûle kâ’ildir

19 Ekim 2024 Cumartesi

Ahmet Erhan - Yalnızın Ölümü


O, çoksesli kemanların
Parmakları kırık virtiözüydü
Göğe doğru burulmuş yağmurların altında öldü
Yüzünde yaşanmamış hülyaların
De ki minesi soldu

O upuzun gecelerin
Saçakaltlarında ıssız bir yarasa
Bir şeyleri bekliyordu ama neyi kimi
Düdüklerini evde unutan bekçilerin
Sokaklara karşı özrü gibiydi

O, derin yalnızlıkların
Kalabalıkla çarpıştığı bir köşe başıydı
Utangaç sıkıntılı mağrur
Yaşamak bir özürse kabahatinden büyük
Ölümü kendinden menkul

Bir tek kendini ağlattı mendebur...

18 Ekim 2024 Cuma

Hacıbey Özbay - Tilkiler Bey Oldu

Kurtlar evcilleşti evcilleşeli,

Çakallar ovayı istila etti,

Bundan sonra hayat daha çileli,

Çakallar ovayı istila etti.

Orhan Şaik Gökyay - Beyan-ı Aşk


Âşıkım, başımda savrulup esen
Cünûn ikliminin bir hevâsıdır
Kalbimden yarattım sevdalımı ben
O, aşk cennetinin ilk Havvâ'sıdır.