Sensizdim kendime bir iş aradım,
Baştan savıp asabımı bozdular.
Hatırşinas dostlarıma uğradım,
Sağolsunlar müdür beye yazdılar.
21 Ekim 2024 Pazartesi
Cemal Safi - Bakırköyden Mektup Var
Yunus Emre - Ey pâdişâh ey pâdişâh uş ben beni virdüm sana
20 Ekim 2024 Pazar
Destanlar ve Özellikleri
Destan, toplumların geçmişinde derin izler bırakmış bir olayı, özellikle de yiğitlik ve olağanüstülükleri manzum olarak öyküleyici bir şekilde anlatan edebî türlerdendir. Kahramanların olağanüstü kişilikleri, içinden çıktıkları toplumun temel özellikleri ile oluşmuştur. Bu kahramanlar, aklın alamayacağı büyük işlerin üstesinden gelir. Destanlarda olay ve kişiler olmak üzere iki unsur ağırlıktadır. Zaman ve mekân unsurlarına ayrıntılı biçimde yer verilmez. Destanlar, ulusların tarihte yer almaya başladıkları dönemlerin ilk ürünleridir. Bu nedenle bu ürünlerde onları oluşturan toplumların tarihlerinden izler görülür.
Destanlar oluşumları bakımından tabii destan ve yapma destan olmak üzere ikiye ayrılır.
Orhan Seyfi Şirin - Toprak Bir Kez Daha Donduğu Zaman
Toprak bir kez daha donduğu zaman
Yıldızlar bıçak gibi bilenirken ayazda
Küçük ayakların buzları adımlarken
Dumanı üstünde gözlerimle,
Kesilmiş saçlarımla
Yün gömleğimle ve kararmış tenimle,
Kimbilir sana gelmiş olacağım.
Toprak bir kez daha donduğu zaman,
Tel örgüler korkunç ıslıklar çalarken sınırlarda
Karlara süngüler gibi saplanırken,
Bozkır gönlümüzden hoyratlar.
Sana doğru buzları adım adım kıracağım.
Çelik ve kalın postallarımla,
Karşında olacağım.
Toprak bir kez daha donduğu zaman.
Aşık Reyhani - Bugün Sabah ile Visal-i Yardan
Bugün sabah ile visal-i yardan
Bana bir haber var inceden ince
Ol zülfü zer tar-ı hayal-i yardan
Bir buy-i eser var inceden ince
Fuzuli - Gazel (Beni zikr itmez el efsâne-i Mecnûn’a mâildir)
Ne benzer ol sana derdi anun takrîre kâbildir
Ne bilsun bahr hâlin ol ki menzil-gâhı sâhildir
Kabûl eyler mi bu rüsvâlığı her kim ki âkildir
Ger ol bî-derd bilmezse bu hâli hâl müşkildir
Kıyâmet mâ-cerâsından gör ol zâlim ne gâfildir
Yoh özge ilmine inkârımız bu ilme câhildir
Buna münkir değil Mecnûn dahi ma’kûle kâ’ildir
19 Ekim 2024 Cumartesi
Ahmet Erhan - Yalnızın Ölümü
Parmakları kırık virtiözüydü
Göğe doğru burulmuş yağmurların altında öldü
Yüzünde yaşanmamış hülyaların
De ki minesi soldu
O upuzun gecelerin
Saçakaltlarında ıssız bir yarasa
Bir şeyleri bekliyordu ama neyi kimi
Düdüklerini evde unutan bekçilerin
Sokaklara karşı özrü gibiydi
O, derin yalnızlıkların
Kalabalıkla çarpıştığı bir köşe başıydı
Utangaç sıkıntılı mağrur
Yaşamak bir özürse kabahatinden büyük
Ölümü kendinden menkul
Bir tek kendini ağlattı mendebur...
18 Ekim 2024 Cuma
Hacıbey Özbay - Tilkiler Bey Oldu
Kurtlar evcilleşti evcilleşeli,
Çakallar ovayı istila etti,
Bundan sonra hayat daha çileli,
Çakallar ovayı istila etti.
Orhan Şaik Gökyay - Beyan-ı Aşk
Cünûn ikliminin bir hevâsıdır
Kalbimden yarattım sevdalımı ben
O, aşk cennetinin ilk Havvâ'sıdır.