11 Aralık 2024 Çarşamba
Nilufar Ergasheva - Turon degan vatan
Mustafa Tahsinoğlu - Katrana Tere Kokar
Gece birde
Bir saat zırıltısı.
Uykunun en tatlı yerinde
Tam gecenin dik yarısı.
Gözler isteksiz açılır,
Çekilmez kırılası eller,
Geçirmeyen bilmez
Doyumuna varmadan gençlik gider.
Katrana, tere kokar tütüncü,
Gecesinde gündüzünde.
Katrandır günleri, tökezler durur
Yokuşunda düzünde.
Doymamış mide, doymamış özlemler,
Çökmüş avurtlar daha gencecik,
Gecenin bir saatinde
Tarlaya gider bir hayal incecik.
10 Aralık 2024 Salı
Ahmet Muhip Dranas - Bin Dokuz Yüz Otuz Dokuz
Bin dokuz yüz otuz dokuz:
Karanlıkların içinde
Ölülerle yaşıyoruz.
Puslu havayı sever kurt;
Kaplamakta gökyüzünü
Kurşundan ağır bir bulut.
Her şey uyuduğu zaman
Kıracak zincirlerini
Gecede uyanık duran.
9 Aralık 2024 Pazartesi
Cahit Sıtkı Tarancı - Abbas
Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
Ali Canip Yöntem - Sokak Feneri
Ölü bir camdan ağlayan korku
İniyor serseri ve boş geceye;
Kaldırımlar bütün sükut, uyku...
Her duvar, her kovukta şimdi niye
Bir büyük göz niyaz eder, ağlar
"Bitsin artık bu gizli şüphe!" diye?
Korkarım... Saklanır heyulalar...
Bana der: "İşte bir sahife oku,
Sarı gölgemde hasta kalbin var!.."
Ölü bir camdan ağlayan korku...
8 Aralık 2024 Pazar
Mustafa Nejat Sefercioğlu (Seferî) - İbret
Ölümsüzüm diyen gâfil, anan nerde, atan nerde?
Şânı ile şöhretiyle âlemleri tutan nerde?
Konuşma öyle âfâkî, nerde Nâbî, nerde Bâkî?
Devre uyup kadeh kadeh nerde mey dağıtan sâkî?
Geçecektir gençlik çağı, çözülecek dizin bağı,
Elde değil çare bulmak eriyecek yürek yağı.
Sabredene dünya cennet, soğan ekmek büyük nimet,
Bütün dünya senin olsa sabırsızsan büyük külfet.
Yiğitlere bilek lazım, mangal gibi yürek lazım,
Hak’tan yardım dileyene geçerli bir dilek lazım.
Seferî’ye devran gerek, dizlerine derman gerek
Ulaşmak için menzile yola çıkmış kervan gerek.
(İstanbul, 15.10.2024)
Ahmet Haşim - Akşam Yine Toplandı Derinde
Cânân gülüyor eski yerinde
Cânân ki gündüzleri gelmez
Akşam görünür havuz üzerinde,
Mehtâb, kemer tâze belinde
Üstünde sema, gizli bir örtü
Yıldızlar, onun gülüdür elinde...
7 Aralık 2024 Cumartesi
Halit Ziya Uşaklıgil - Aşk-ı Memnu (Roman Özeti)
ESERİN ADI: Aşk-ı Memnu.
ESERİN YAZARI: Halit Ziya Uşaklıgil.
ESERİN KONUSU: Bihter ve Behlûl arasındaki yasak aşkı anlatan bir romandır.
YAYINCI: İnkılap Kitabevi
BASILDIĞI YER ve YILI: İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2017.
ESERİN KONUSU: Bihter ve Behlûl arasındaki yasak aşkı anlatan bir romandır.
ESERİN ÖZETİ: Roman Peyker ve Nihat Beyin evlenmesiyle başlar. Peyker ve Bihter'in annesi Firdevs Hanım duldur ve Adnan Beye gizliden ilgi duymaktadır. Ancak Adnan Bey Bihter'den çok hoşlanmaktadır. Onunla evlenir. Adnan Bey varlıklı , asil bir aileden gelmiştir. Annesi bu evliliği hiç kaldıramaz.
Bir
gün toplanıp pikniğe giderler, bütün aile oradadır. Adnan Beyin yeğeni
Behlûl Peyker'e dayanamaz ve onu ensesinden ateşli bir şekilde öper.
Peyker buna çok kızar çünkü kocasına çok bağlı birisidir. Behlûl
Bihter'e göz koyar. Ondan çok hoşlanır, onun fiziki görünüşü Behlûl'u
çıldırtma seviyesine getirir. Bihter'in kendisinden hoşlanmasını sağlar
ve o günden sonra her gece beraber olurlar.
Behlûl ve Bihter'in mektupları Nihal tarafından görülür. Nihal bu olaya inanamaz çünkü Behlûlle evlenmeyi düşünmektedir. Nihal'in tam mutluluğu düşündüğü bir sırada bu olayı öğrenmesi hayatını yıkmıştır. Adnan Beyin bu olayı öğrenmesiyle her şey değişir.
Adnan Bey ve Nihal eskisi gibi beraber yaşamaya karar verirler. Artık hayatlarında ne Behlûl ne de Bihter olacaktır.
Mevlana Celaleddin - Selam Tebriz'e
kulağını ver, dinle,
bak asesbaşı ne diyor:
bu mahallede bizden bir gönül eri kayboldu, diyor,
derken ansızın biri yolda izini buldu, diyor.
Belirtilerini görün işte, diyor.
Ne zamandır onu aradık, yandık yakıldık.
Ne zamandır onu arayanlar her yanda dövündüler.
Ne üst kodular, ne baş.
Aşıkların kanı hiç eskimiyor, unutulmuyor.
Aşıkların kanı nasılsa hep öyle kalıyor.
Hep öyle taze, sıcak.
Bu eski bir kan davasıdır deme sakın
Atma kulağının arkasına sen şu lafı:
Kan bir kere eskidi mi kararır, kurur ama,
aşıkların kanı durmayacak, gönüllerinden biteviye akacak.
Bu bucağa sığınan senin bakışındır.
O büyük sağrağı sunan senin nerkis gözlerin.
Sarhoşça gelen de onlar, gönüller çalan da onlar,
adamı canevinden vuran da onlar
* * *
Farsça aslından çeviri: A. Kadir
---------------------------------------
asesbaşı: Bekçilerin başı, karakol amiri.
sağrak: Kadeh.
6 Aralık 2024 Cuma
Ahmet Erhan - Öylesine Bir Aşk
Akasya yüklü kervanlar geçer
Çan sesleri arasında bir fener
Yanar söner yanar söner yanar söner
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Kentin en kalabalık yerlerinde
Dört nala koşan bir at gibi
Çılgınlığa akan yalnızlığa ölüme
Yazılmış şiirleri yeniden yazmak bütün
Hayatı teğellemek yepyeni bir güne
Ve sonra sökmek uzun uzun
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Yalnızlıktan gelir yalnızlıklara gider
Düşülür her şeyin altına bir tarih
Soluksuzum günlerdir geceler uzar
Yaşamak dünyayı ödüllendirmektir artık
Kendimi öldürdüğüm yerlerde beni kan tutar
Başıma gelecekleri bile bile yürürüm
Hilton Oteli'nde hu çekerim huu...
İşte hırkam ben de bir dervişim
Asamı vestiyerde bırakmak zorunda kalırım
Nescafeyi konyakla kardığım günler gecelerdir
Bakarım gözlerine eğnim silkelenir
Döktüğüm acılar yıllar kederlerdir
Alnıma bir avuç tuz atılır düşünemem
Konuşamam ağlayamam bağıramam
Neden gece her gecenin ardından gelir
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Gözlerin tarihçesi yaşayıp öldüğümün
Ihlamur ağaçları altında bir Saraybosna hatırası
Sen ben ve Deniz bir de rüzgarın örttüğü gençliğimiz
Sen ben ve Deniz. Sen ben ve Deniz...
Namık Kemal - Vatan Şarkısı
Fuzuli - Gazel - 266 (Hâsılım yok ser-i kûyuñda belâdan gayrı)
Garazım yok reh-i 'aşkıñda fenâdan gayrı
Oda yanmış kuru cismimde hevâdan gayrı
Ki gözüm görmeye ol mâh-likâdan gayrı
Kimse yok çizgine gird-âb-ı belâdan gayrı
Ne açar kimse kapım bâd-i sabâdan gayrı
Koymadı hîç 'imâret bu binâdan gayrı
Ne temettu' bulunur bende sadâdan gayrı
Pablo Neruda - Atlar
Pencereden atları gördüm.
Berlin’deydim, kıştı. Işık
Işıksızdı, gökyüzü yoktu gökyüzünde.
Havanın aklığı ıslak bir ekmek gibi.
Ve penceremden boş bir sirk
Kışın dişleriyle kemirilmiş.
Ümit Yaşar Oğuzcan - Beni Unutma
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma.
Rıza Tevfik Bölükbaşı - Galeyan-ı Aşk
Çünkü infiâlin şi're bedeldi
Bir kadın ağlatmak zevkini tattım
Bu bende bir çılgın, hâin emeldi
Güzel gözlerine yaşlar sinerken,
Sonra damla damla taşıp inerken
Göğsünde şahkalar çoşup dinerken
Titrek dudakların cidden güzeldi.
Ben seni sevmiştim ey melek kadın
Sızlıyor içimde sevgili yâdın
Azâr-ı aşkımı yanlış anladın
Bence hüzn-i hüsnün pek mübecceldi
5 Aralık 2024 Perşembe
Oyhan Hasan Bıldırki - Çekirgeler (Hikaye)
Arif Nihat Asya - Dağlar
Gitmemiş Sâdâbâd çelebileri
Alem tepesine Alemdağ derler...
Böyle bilmiş böyle yazmış eserler.
4 Aralık 2024 Çarşamba
Aşık Nihani ile Aşık Yaşar Reyhani'nin Atışması
Âşık Nihâni usta ile Âşık Yaşar Reyhanî'nin atışması.
İki ustaya da Allah, rahmet eylesin. Mekânları cennet olsun.
REYHANÎ:
Hele bakın bu dünyanın işine
Gözleri kan dolmuş figan gözetir
Neredeyse varmış doksan yaşına
Hâlâ gelmiş bennen meydan gözetir
Cemal Safi - Ağlarsın
Kırdığın kadehte kalan ömrümden,
Ağlarsın içtiğin yılları bilsen.
Hicrinle sararıp solan ömrümden,
Ağlarsın biçtiğin dalları bilsen.
Xanım İsmayılqızı - Şuşa təsnifi
Tarixin yaddaşlara hopub.
Gözəlliyin eşqə köklənib.
Sədaqətin dillər əzbəri.
Sənə olan sevgi – mübtəla yeri.