25 Mart 2024 Pazartesi

Sinan Paşa - Tazarrunâme'den

 

İlâhî! Bekaa isteyen candan vücûd âfetlerini sen def it. Dirlik uman gönülden varlık hicabını sen refit. Cân sırın isteyene şer’yolını tarîk it. Yoklık yolma gidene tevfîkini refîk it. Sâliklerüni inayet atına süvâr it. Yolunda fena bulanı gene senünle var it. Aşkun şehîdlerini gene sen yu. Yolunda ölenleri sine sen ko. Sini sevenün derdin artur. Zikrün idenün virdin artur. Kaalde kalanı kaalden geçür. Hâl isteyeni hâlden geçür. Kapunda sınuk gönülleri lûtfunla bütün tut. Yolundan azan kulların tevfîkin eliyle elin tut. Aşkunda giryân gözleri sınünile pür-nûr kıl. Derdün ile vîrân dilleri vaslunile mâ’mûr kıl…

Hemîn bize lâzım olan oldur kim edebümüz komayavuz. Şol ki anun keremidür ana ısmarlayavuz. Bize bu izzet yiter ki anun kulı olavuz. Kulluğıçün biz hizmetde duravuz. Kul olan kulluğında durmak gerek. Cennet ve cehennem dimemek gerek. Cennet isteyenlerün ekseri hizmet istemez, hanlık ister. Ve bihişt taleb idenlerün çoğı kullıkdan kaçup sultânlık ister… Hak Hazretinün hüsn-i va’diyle ve ol cenâbun sıdk-i ahdiyle a’mâl-i hasenenün te’vîli elbette gökçek olsa gerek. Ve a’mâl-i kabîhanun bilmezüz ki n’olsa gerek. Meşiyyet elindedür ve ihtiyâr yedindedür. Diledüğine adi idüp cezâ ider ve diledüğine fazl idüp atâ ider. Her ne bölükden nasîb iderse takdîr anundur ve her ne cemâatden kılursa tedbîr anundur. Lûtfından Umîdümüz oldur kim hayrın mukadder kıla ve kereminden umulan oldur kim yesîrin müyesser kıla. Günâhlarımuzdan geçe lûtf-ı amîmiyle ve cerâimümüzi afv ide hulk-ı kerîmiyle. Âmîn Yâ Rabb el-Âlemîn.

İlâhî! Bilürem âkile dünyâ dâr-ı sürür değül. İlâhî! Bilürem ârife cihân câ-yı huzur değül. Beden durdukça cân kuşı talabınur, ten tozı kondukça dil murgi silkinür. Her kim dünyâ kişt-zârında rahatlık tohumını ekdi bî-râhatlık götüriser. Her kim gönül bağında ârâm ağacın dikdi bî-âramlık bitüriser. Her ferahdan gam irişür ve her mihnetden mihnet yetişür. Her izzetün zilleti olur. Ve her devletün mezelleti olur. Her râhatun âfeti olur. Her belânun rahatı olur. Hased onulmaz rene olur. Ve ilm dükenmez gene olur. Çâh çâh-ı belâ olur ve kaza hod bir kaza olur. Tedrîs telbîs olur. Ve riyâlu şeyh İblis olur. Pîri ki hod-perest olur, berâber-i büt-perest olur.

Ve ehl dirilen nâ-kâm olur, nâm gözeden bed-nâm olur. Âbid dirilen bî-tâat olur, zâhid dirilen bî-ibâdet olur. Cûd saadettin nerdübânı durur ve şecaat siyâdetün pâsbânıdurur. Kibir sahibini hor ider ve kendüyi görmek kişiyi kör ider. Feragat derûna huzûr virür ve beşâşet yüze nûr virür. Tevazu’ izzeti mûcib olur ve devlet mahabbeti müstevcib olur. Vusul himmete göre olur ve sa’y izzete göre olur. Kusûrun bilen sûd-mend olur ve kendüyi öğen nâmerd olur. Şehvete yelen hayvan olur ve gazaba uyan şeytân olur. Cehli olan mürde olur ve aşkı olan zinde olur. Hod-rây, olanun tâlii olağan olmaz ve kendü fikrine uyanun işi onagan olmaz. Ululuk hüsn-i hulk ile bulunur ve Hak dahi rızâ-yı halk ile bulunur. Hak isteyen tevekkülde olur. Ve ten besleyen ekilde olur. Hüsün sûretle olmaz, sîret gerek. Ve hulk öğrenmekile olmaz tabiat gerek. Âdemün içi dışı pak gerek ve Hak’dan gayrıdan bî-bâk gerek. Şol dileğe safa ister, kazaya rızâ virmek gerek. Ve şol cân ki Hüdâ ister, gönüle cila virmek gerek. Tarîkat ehline evvel şerîat gerek ve hakikat isteyene önden tarikat gerek. Yola giden uz gerek, Hak isteyene kılavuz gerek. Sülük irşâdsuz olmaz ve irşâd inkıyâdsuz olmaz. İrâdetde ihlâs gerek ve mürîde ihtisas gerek. İnkârı âdet itmek şûm olur ve inkârı hû(y) iden mahrum olur. Kâzibin va’di olmaz ve mülûkun ahdi olmaz. Bî-edeb devletlü olmaz ve doğrı söz tatlu olmaz. Hasudın rahatı olmaz ve yol erinün istirâhati olmaz. Îmândan ulu atâ olmaz ve gurûrdan büyük hatâ olmaz. Fikirden yiğ hemden olmaz ve akıldan özge mahrem olmaz. Tevbeden yiğ ibâdet olmaz ve rızâdan gökçek tâat olmaz. Tamâ’ ehli zelil olur ve dünyâdan geçen kalîl olur…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Orhan Şaik Gökyay - Beyan-ı Aşk