20 Eylül 2024 Cuma

Nedim - Kaside (Kasîde Der-Sitâyiş-i Ali Pâşâ)

Başlayup cûşişe tabʿımda mezâyâ-yı sühan
Mevc-hîz oldu yine lücce-i deryâ-yı Aden

Hüsn-i matlaʿda edüp çeşme-i mihri rîzân
Eyledi hükmünü icrâ yine tabʿ-ı rûşen

Safha bir lahzada hârût-sitân oldu yine
Turfa efsûn okudu bu kalem-i câdû-fen

Oldu miʿmâr-ı hüner şâhid-i endîşem içün
Böyle bir hâne-i âyîneye bünyâd-efken

Nice şâhid ki hırâm eylese râhında durup
İşve vü nâz u niyâz ile çekerler gerden

Pâyine rîhte yüz şerm ile sad âb-ı hayât
Her ser-i mûyuna âvîhte bin Çîn ü Hoten

Bârekallah yine hem-hâlet-i meh-tâb etdi
Hüsn-i Leylî-i mezâmîni bu yek-reng peren

Reng reng etdi çerâğındaki pertev bezmi
Mağz-ı tâvûsdan almış gibi tabʿım revgan

Tûtî-i nâtıkama nisbet ile Bebgânın
Nağme-i nazmı hem-âvâze-i feryâd-ı zagan

Şeh-i nev-sikke-i nazmım ki benim mülkümde
Zer-i hurşîd ise de nâ-seredir nakd-i kühen

Benim ol hâce-i bahşende ki harc etsem olur
Encüm-i çarhı güher yerine mahzen mahzen

Etmem endûhte-i gayre heves çün pervîz
Açdı Ferhâd-ı hayâlim bana bir nev-ma‘den

Nice ma‘den ki cihân oldu dem-i kâvişte
Bu şerer-pâre ser-i tîşe-i endîşemden

Açılup tâb-ı temûz ile o gül pîrâhen
Gelmiş âgûş-ı girîbâne şikâf-ı dâmen

Yakdı yandırdı bizi muhrıka-ı sîm-âsâ
Mihr-i ruhsârı olup sînesine pertev-zen

Çehler-i tâb-ı temûz eyledi bî-âb ammâ
Oldu lebrîz gül-âb-ı der ile çâh-ı zekan

Dökülüp rûy-ı arak-nâkine şâdâb oldu
Tâze sünbül gibi ol kâkül-i pür-çîn ü şiken

Sâkiyâ pertevi câmından alırken hurşîd
Çeşmimiz târ ede lâyık mı şeb-i derd ü mihen

Yok mu bir handeye kurbânın olam cây meger
O kadar teng midir gonca-i nev-hîz-i dehen

Ohşayup gabgabın el sevdiğim insâf mıdır
Âşıkın dâğına der-kâr ola nevk-i nâhen

Gâh ol şûhu gehî tabʿını vasf eyleyerek
Bilirim kasdını billah Nedîmânın ben

Olmak ister yine bir tavr-ı nev-âyîn üzre
Vasf-ı Pâşâ-yı Ferîdun-hâşeme tarh-efken

Kâr-bend-i dihîş ü dâd Ali Pâşâ kim
Harc-ı yek-rûzesi mahsûl-ı Bedahşân u Aden

Seyf-i meslûl-ı celâlet ki düm-i şemşîri
Zafere âb-ı bekâ fitneye berk-ı hırmen

Saf-şikâf ü sipeh-ârâ k'olmaz tâs-ı sipihr
Bir sipâhî kulunun farkına hûd-ı âhen

Sadr-ı Cem-kevkebe kim na‘lçe eyler bulsa
Mûze-i pâyine ebrûlarını Rûyinten

Tâk-ı gerdûnuna vâlâ-yı şafak pûşîde
Zevrak-ı haşmetine atlas-ı gerdûn yelken

İbn-i Hâcib harem-i fazlına derbân-ı kemîn
Mîr Sadrın serine mevkıf-ı na‘li me'men

Âsman bister-i ikbâline gûy-ı micmer
Meh şeb-istânına bir şema‘-ı pirûze-legen

Ümm-i ikbâle püser silmî-i câha şevher
Zâde-i mecde peder pâdşeh-i dîne haten

Alıcak hükm-i kifâ'etle arûs-ı sadrı
Tâk-ı gerdûna yazıldı mesel-i vâfaka-şenn

Vâye-bahş olsa eger tâb-ı süheyl-i cûdı
Keştî-i Nûha döner âb-ı akîk üzre Yemen

Düşse feyz-i nazarı âyîne-i fûlâda
Jeng-i sad-sâlesi bir demde olur tâze çemen

Hilmi sûret-dih-i ârâm-ı cihân olsa olur
Katre-i zîbaka mir'ât-ı kürî üzre vatan

Satvet-i kahrı eger eylese fermân-ı mesîr
Mısrın ehrâmın eder kâğıd-ı bâd-ı melten

Mîve-i bâğa sudûr etse eger zinhârı 
Tâ ebed kalır idi nakş-ı nebâtî ergen

Beççe-i fahte-veş zâdesi tavk ile doğar
Görse fermânını hâb içre zen-i âbisten

Nehy-i esbâb-ı melâhîye k'ola tefrika-sâz
Bulmaya haşre degin berbât-ı nâhid düzen

Düşse bir lemʿası ger barîka-ı satvetinin
Âb olup yüz tuta sahrâlara kûh-ı âhen

Sanʿat-ı rezmini gûş edene suhriyye gelir
Harf-i Dârâ vü Sikender sühan-ı Gîv ü Peşen

Cebhesi gülşen-i İslâma meh-i ferverdin
Bâğ-ı bed-hâhına şemşîr-i hilâl-i Behmen

Lutfunun bir şekerin handesi âb-ı hayvân
Kahrının bir nefes-i serdi lehîb-i külhan

Pâydârî eser-i şastına pek müşkildir
Nüh felek cirmi kadar olsa siperlerde sıhan

Darbe-i nîze vü küpâline tâkat güçdür
Hod başı kaydını görsün gözün açsın cevşen

Meh-i nev sanma görüp satvetini Behrâmın
Düşdü destindeki zer-tûz kemân-ı Behmen

Zihni çarh-ı nühüme râh-nümâ-yı sürʿat
Merkez-i hâke vekârı nesak-âmûz-ı seken

Gûşe-i çeşmi ki der-kâr ola meknûnâta
Defʿaten kisve-i tahkîka girüp sûret-i zan

Geçmeden sâye-i müjgânını nûr-ı nigehi
Teng olur cilve-i esrâr-ı mezâyâ-yı alen

Oldu bî-şâibe bürhân-ı lüzûm-ı aklı
O yarâʿayla berâʿat o lisân ile lesen

O eder harfini ecsâm-ı meʿâlîye sûver
Bu kılar lafzını ervâh-ı maʿâniye beden

O verir âb-ı hayât içre perî-zâda makâm
Bu eder sath-ı hevâ üstüne tarh-ı gülşen

Gâvı inletdi belin bükdü basît-ı arzın
Zîr-i rânındaki pûlâd bilekli tevsen

Habbezâ kûh-ı hırâmân-ı felek-peyker
Bu kadar cism-i cesîminde salâbet var iken

Başka bir âleme reh-bürde olup gûy-ı zemîn
Gûşe-i sümmüne hasbîde kalır çün erzen

Durup ammâ ki yine raksa ser-âgâz edicek
Dest-i hâmun görünür çeşmine nevk-i sûzen

O kadar şûh u sebük-pây ki görmez âzâr
Na‘l ü mîh olsa eger şeb-nem ile berk-ı semen

Vasfı tahmîn iledir gerdîşinin cümle hemân
Var mı yohsa tek ü tâz eyler iken onu gören

Ser-firâzâ âlem-efrâz u sipâh-endâzâ
Ey ki kaʿb-ı himemin peyker-i keyvâna zekân

Serde bir dâğ yakup nâmını hurşîd kodı
İʿtirâf etdi sana rıkkını gerdûn-ı kühen

Mihr kim cism-i münevverdir deyü taʿrîf olunur
Sana yok nisbeti kim nûr-ı mücessemsin sen

Şems ü işrâka şebîh tabʿ-ı münîrinle zekâ
Güher ü âba mesel tarf-ı zebânınla sühan

Şîr ü şekker nesak-i hükm-i sitârenle süʿûd
Âb u âteş hadak-ı dîde-i bahtınla vesen

Satvetin şöyle zebûn eyledi ser-keşleri kim
Kalmadı kimsede endîşe-i mekr-i düşmen

Çıkup âgûşuna nahvetle ederler şimdi
Mâde-i şîrden âhû-bereler mass-ı leben

Âsâfâ girmedi hakkâ ki kef-i eyyâma
Zât-ı pâkin gibi mecmûʿa-ı ahlâk-ı hasen

Şuʿârâ-yı selef evsâfına hasret gideli
Etdi pür meclis-i ervâhı neşîd-i şîven

Ne bilir perveriş-i ebr-i bahâr-ı feyzin
Gül-i vasfın çemen-ârâ-yı bahâr eylemeyen

Neyle zîb-efken olur gül çemen-i medhinle
Etmeyen kilkini yek-pâre zebân-ı sûsen

Yûsuf-istân-ı hayâl olmayıcak vasfında
Neyle maʿmûr ola hâtır denilen beyt-i hazen

Lâfı koy sen var iken arada billah Nedîm
Baht-ı bî-çâreyi bî-hûdedir etmek matʿan

Dîde-i ibretin aç bağla zebân-ı gîleyi
Kabz u bast-ı dü-cihân çünki bilirsin kimden

Kalem incâ çü resed bih ki hemân ser şikend
Sühan incâ çü resed nâtıka bâyed elken60

Be-heme hâl dü dest-i men ü dâmân-ı rızâ
Der-heme hâl men ü gerden-i teslîm ü kefen61

Gayri vakt oldu ki der-beste olup kâh-ı devât
Kasr-ı dilden sû-yı bâlâya açılsın revzen

Ahteran tâ ki edüp ceyş-i zalâm üzre hücûm
Geçire kehkeşan gerden-i gerdûna resen

Ola mâh-ı nev-i şemşîrine dâ'im matlaʿ
Kalʿa-i düşmen-i dîn üzre olan burc-ı beden

Câme-i fethe verüp kâmet-i azmin revnak
Gerden-i hasmdan ayrılmaya hem-vâre kefen

Ola iklîm-i ademden dahı sad merhale dûr
Havl-i âvâze-i ikbâlin ile ceyş-i fiten

Levm-i hussâddan âsîb-i nazardan dâ'im
Eyleye zâtını mahfûz Hudâ-yı zü'l-men

Tâk olup Kisrî-i ikbâline kavs-ı Rüstem
Ola tecvîf-i felek düşmene çâh-ı Bîjen

Fark-ı hurşîd ile gül-perçem-i tûğun yektûy
Evc-i ayyûk ile mencuk-ı otağın yek-ten

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder