31 Ocak 2025 Cuma

Mehmed Akif Ersoy - Canan Yurdu (Safahat'tan - 24)

Eyvâh, ıssız diyâr-ı dilber ...
Her hatvesi bir mezâr-ı muğber!
Uçmuş da içindeki terâne
Kalmış sessiz bir âşiyâne.
Yer yer medfûn durur emeller...
Gûyâ ki kıyâm-ı haşri bekler!
Yâ Rab! Niye böyle bir yığın hâk
Olmuş yatıyor o buk’a-i pâk?
Yâ Rab, ne için o lem’a nâbûd ?
Yâ Rab, ne için bu sâye memdûd ?
Yâ Rab, ne demek harîm-i cânan
Üstünde bu perde perde hicran?

30 Ocak 2025 Perşembe

Ömer Seyfeddin - Kaşağı (Hikaye)


 

Ahırın avlusunda oynarken aşağıda, gümüş söğütler altında görünmeyen derenin hazin şırıltısını duyardık. Evimiz iç çitin büyük kestane ağaçları arkasında kaybolmuş gibiydi. Annem İstanbul’a gittiği için benden bir yaş küçük kardeşim Hasan’la artık Dadaruh’un yanından hiç ayrılmıyorduk. Bu, babamın seyisi yaşlı bir adamdı. Sabahleyin erkenden ahıra koşuyorduk. En sevdiğimiz şey atlardı. Dadaruh’la beraber onları suya götürmek, çıplak sırtlarına binmek ne doyulmaz bir zevkti. Hasan korkar, yalnız binmezdi. Dadaruh, onu kendi önüne alırdı. Torbalara arpa koymak, yemliklere ot doldurmak, ahırı süpürmek, gübreleri kaldırmak en eğlenceli oyundan bile daha çok hoşumuza gidiyordu. Hele tımar… bu, en zevkli şeydi. Dadaruh, eline kaşağıyı alıp işe başladı mı tıkı… tık… tık! Tıpkı bir saat gibi… 

28 Ocak 2025 Salı

Mehmed Akif Ersoy - Ezanlar (Safahat'tan - 23)

 

“İhtilâf-ı metâli’ sebebiyle küre üzerinde ezansız zaman yoktur.”

Zaman geçmez ki yüz binlerce kalbin vecd-i sekrânı ,
Zeminden yükselip, göklerde vahdetzâr-ı Yezdân’ı
Ararken, dehşet-âkîn etmesin bir sayha vicdânı.
Ne lâhûtî sadâ “Allâhu ekber!” sarsıyor cânı...
Bu bir gülbank-i Hak’tır, çok mudur inletse ekvânı ?

Ömer Seyfeddin - Perili Köşk



Sermet Bey döndü, arkasındaki bekçiye:

  İşte bir boş köşk daha! dedi.

Küçük bir çam ormanının önünde beyaz, şık bir bina, mermerdenmiş gibi göz kamaştıracak dere­cede parlıyordu. Tarhlarını yabani otlar bürümüş. Bahçesinin demir kapısında büyük bir "Kiralıktır" levhası asılıydı. Bekçi başını salladı:

  Geç efendim, geç! Orası size gelmez.

  Niçin canım?

  Demin gösterdiğim evi tutunuz. Küçük ama çok uğurludur. Kim oturursa erkek çocuğu dünyaya gelir.

27 Ocak 2025 Pazartesi

Şehâdet Uluğ - Büyük Yalnızlık (Hikâye)


O haykırıp coşan deli dalgaları severdi. Böyle olmasına rağmen ertesi gün denizi gözden çıkarıp Hollanda’yı terk edip gidecekti.
Onu Amsterdam’ın Sipol havalimanından Berlin’e uğurladım.
El sallayıp aldı başını, gitti o.
Aradan çok zaman geçmeden ondan kısacık yazılmış bir mektup aldım. Mektubunda sağ salim ülkesine vardığını yazıyordu Keyt Kayzer. 
İki ay geçtikten sonra yine bir mektup aldım. Onun bu müjdeli haberi kendime gelmemi sağladı.

Hoca Ahmed Yesevî - Onsekiz Bin Âleme Server Olan Muhammed

 

Onsekiz bin âleme server olan Muhammed;
Otuzüç bin ashâba rehber olan Muhammed.

26 Ocak 2025 Pazar

Ahmet Muhip Dıranas - Ağıt

 

Bir sevdiğim güzel vardı, bu evrenden vazgeçti;
Sevdiğini yitirenin hali nice olur belli.
Fidan boylum, güvercin bakışlım, şimdi n'etmeli?
Sevip koklamadım, doyamadım; benden vazgeçti.

Refik Halit Karay - Eskici (Hikaye)

Vapur rıhtımdan kalkıp da Marmara’ya doğru uzaklaşmaya başlayınca yolcuyu geçirmeye gelenler, üzerlerinden ağır bir yük kalkmış gibi ferahladılar: “Çocukcağız Arabistan’da rahat eder” dediler, hayırlı bir iş yaptıklarına herkesi inandırmış olmanın uydurma neşesiyle, fakat gönülleri isli, evlerine döndüler.

Önce babadan yetim kalan küçük Hasan, anası da ölünce uzak akrabaları ve konu komşunun yardımıyla halasının yanına, Filistin’in sapa bir kasabasına gönderiliyordu.

19'uncu Asrın Başlarında Türk Şiiri

Edebiyat tarihlerinde “Tanzimat Dönemi” olarak adlandırılan ve Batı edebiyatlarının etkisinde geliştiği için klasik Osmanlı edebiyatından çok farklı özellikler gösteren yeni edebiyat anlayışı 19. yüzyılın ikinci yarısıyla başlatılır ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından önceki dönemin edebiyatı dikkate alınmadan bu yeni anlayışın değerlendirmesi mümkün değildir. Bu iki dönem arasındaki farklılıkların ortaya çıkışının tarihsel açıdan kesin bir ayrımını yapmak, klasik edebiyat ve Tanzimat edebiyatı arasında kesin bir krono­lojik ayrıma gitmek de aynı şekilde mümkün değildir. 

Yahya Kemal Beyatlı - Vuslat

 

Bir uykuyu cânânla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbâlini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamânı,
Görmezler ufuklarda şafak söktüğü ânı.
Gördükleri rü'yâ, ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgârı başka,
Bülbülden o eğlencede feryâd işitilmez,
Gül solmayı, mehtâb azalıp bitmeği bilmez;
Gök kubbesi her lahza bütün gözlere mâvi,
Zenginler o cennette fakirlerle müsâvi;
Sevdâları hulyâlı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi bir fıskiye âhengini dinler.

Mehmet Emin Yurdakul - Demirci

 


Ben bir küçük çocukken bir zavallı sefildim;
Ömrün ağır yumruğu beni dahi inletti;
Kopardığım feryâdı yine bana dinletti;
Çok vakitler hiç kimse sormadı ki: Ben kimim? ...

24 Ocak 2025 Cuma

Faruk Nafiz Çamlıbel - Gurbet

 

I

Bir kuş tanıyorum ki, baharda,
Salkımlar açan bahçemin üstünde uçar da
Akşamların ürperdiği bir sesle öterdi.

Besbelli, bu iklime yabancı,
Nerden koparak geldiği meçhul,
Endamı uzun, tüyleri parlak, sesi vahşî
Bir kuş.

Akşamla yatan köyde sadâlar durulunca,
Mehtaba yakın, gölgeli bir nokta bulunca,
Hicranla kısılmış, heyecanlarla boğulmuş
Bir sesle öterdi.

Ruhsati - Her Sabah Her Sabah Dertli Esersin

 

Her sabah her sabah dertli esersin
Bilmem ki muradın ne seher yeli
Kerem eyle dost köyüne gidersen
Benim de halimi de seher yeli

23 Ocak 2025 Perşembe

Fuzuli - Gazel (Çünkim gözüme gelmedi hergîz hayâl-i hâb)

 


Çünkim gözüme gelmedi hergîz hayâl-i hâb
Sâkî getir piyâle vü doldur şârâb-i nâb
Fursat durur bu gece gelin içelim meyi
Şem ile mutrib ü ben (ü) sâki-i müşg-nâb
Ma’mûr tut neşât ile cam (can) meskenin müdâm
Nice nice bu dehr eder hâneler harâb
Zerrâk zâhidin içelim kanını sabûh
Mahrûm sofînin kılalım bağrını kebâb
Hergîz zamâne kimseyi hoşnûd kılmadı
Her fikr nâ-muvâkıf (u) her Fi’l nâ-sevâb
Zâyi’ geçirme fursatını ağla her nefes
Bu ömr-i nâzenin çu bilirsin kılar sitâb
Gel ey harîf şimdi nasihat kabul kıl
Cevr eyleme Fuzûlî’ye hâcet değil itâb
(Mef û lü fâ i lâ tü me fâ î lü fâ i lün)

22 Ocak 2025 Çarşamba

Karacaoğlan - Koşma (Yazın Evvel Baharında)


Yazın evvel baharında
Teferrüçte gör almayı
Yel esip yere düşmeden
Budağında kır almayı

Victor Hugo - Sefiller (Roman Özeti)

 

Eserin Adı :Sefiller

Orijinal Adı:Les Miserables

Yazarı :Victor Hugo

Çeviri: Volkan Yalçıntoklu

Yayınevi : İş Bankası Kültür Yayınları 

Basıldığı Yer ve Yıl:İstanbul - 2020


Eserin Konusu :

Romanda bir kürek mahkumunun on dokuz yılını harcadığı eski günlerine geri dönmemek için sürekli kaçışını ve kaçarken de çektiği sefalet, yaşadığı acılar ile 1800’lü yıllarda Fransız halkının içinde bulunduğu yoksulluk ve yaşadığı ızdıraplar anlatılıyor.

21 Ocak 2025 Salı

Kutadgu Bilig

 

Kutadgu Bilig’in Kahire nüshasının ilk iki sayfası

Kutadgu Bilig (kut+ad-gu bil-i-g “mesut olma bilgisi”), insana her iki dünyada saadete ermek için takip edilecek yolu göstermek amacıyla kaleme alınmış bir eser olup iddia edildiği gibi mansıp sahiplerine ahlâk dersi veren kuru bir öğüt kitabı değil, insan hayatının anlamını tahlil ederek onun cemiyet ve dolayısıyla devlet içindeki görevlerini belirleyen bir hayat felsefesi sistemidir. Yûsuf Has Hâcib birbirine çok sıkı bağlarla bağlı bulunan fert, cemiyet ve devlet hayatının ideal bir biçimde düzenlenmesinde zaruri olan zihniyet, bilgi ve faziletlerin nelerden ibaret olduğu, bunların nasıl elde edileceği ve nasıl kullanılacağı üzerinde sanatkârane bir şekilde durmuştur.

Pir Sultan Abdal - Ötme Bülbül

 


Ötme bülbül ötme şen değil bağım
Dost senin derdinden ben yana yana
Tükendi fitilim eridi yağım
Dost senin derdinden ben yana yana

20 Ocak 2025 Pazartesi

Mehmet Emin Yurdakul - Benim Ömrüm

 

Genç çağdaydım, kendimi bir dikenli yolda buldum;
Hıçkırıklar işittim gül ve bülbül bağlarından.
Felâketler topladım Anadolu dağlarından;
Uzun sazlı âşıklar diyarında şair oldum.

Ezgi koydum, âhlarla, figanlarla Türk şi'rine,
Öz dilimle haykırdım, 'Ey milletim, uyan! ' diye;
Viran yurdun dolaştım, bir şehrinden bir şehrine;
Saç ve sakal ağarttım ben de, 'Vatan, vatan! ' diye.

Mikayıl Müşfiq - Həyat sevgisi