Türk- İslam medeniyetinin, Osmanlı Cihan Devleti elinde zirveye ulaştığı dönemde Mimar Sinan tarafından inşa edilen şaheseri Selimiye Camii, taşıdığı manalarla da ziyaretçilerini olduğu kadar, sanat tarihçilerini de kendisine hayran bırakıyor.
Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” diye nitelendirdiği ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Selimiye Camii, kubbe yazılarında yapılmak istenen müdahale sebebiyle mazinin emaneti hedef alınmış durumda. Yaklaşık dört yıl süren restorasyon tamamlanmış ve cami ibadete açılmışken, yeniden iskele kurulması ve mevcut yazıların kazınarak yeni yazılarla değiştirilmesi iddiası, sanat camiasında infiale yol açtı. Bu iddia, sanat ve tarihin ortak değerine yönelik bir tehdittir.
Selimiye Camii’nin kubbe yazıları, 16. yüzyılın büyük hattatı Ahmed Şemseddin Karahisari’nin talebesi Hasan Çelebi’ye ait. Bugüne kadar yapılan restorasyonlarda korunmasına özen gösterilen bu yazıların kazınarak yerine günümüz hattatlarının imzalarının geçirilmek istenmesi, hattatlar tarafından sert bir dille eleştirildi. 150’ye yakın hattatın imzasıyla yayımlanan ortak bildiride, “Bu mirası bozmak, aslında ihya değil, imhadır” denildi.
Aynı grubun İstanbul’daki bazı camilerin kubbelerinde benzer uygulamalar yaptığı öne sürülüyor.
Bu çerçevede, tarihi mirasa zarar verilmemesi ve restorasyon süreçlerinin uzman hattatlar ve hat sanatı akademisyenleri gözetiminde yürütülmesi gerektiği yönündeki çağrılara kulak verilmelidir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı da mecliste verilen soru önergelerini gecikmeye mahal vermeden cevaplamalıdır.

