kasım 25.. hava nemli
basılmış sarı yapraklar toprakta,
düşük suratlı insanlar dertli
ister meyhane, ister durak, ister parkta
bu ölüm cennet kapıları kadar görkemli
artık şehzadebaşı sokaklarında arama beni
arkamdan matemlerin en büyüğünü tut...
bir şeyler yazıp sana bir şeyler verebildiysem,
hep bu anı yaşa, maziyi unut.
boğazdan geçen son gemi misali
martı boklu dubalar, iskele yorgun
vaniköy parkelerinde kesilmiş soluklar
yatar buz kesmiş dolaplarında morgun..
kasım 25.. hava nemli
istanbulun akşamdan kalmış bir hali var
içiyor dolmabahçede çayını yarı demli
ağlyor bak koca şehir, ayrı sevdalılar
ver ellerini gülüm
ver gözlerini gözlerime
bir günün sessizliğine bin defa ölürüm
bir körün hayalindeki aydınlığa gömülürüm.
