9 Ağustos 2024 Cuma

Elif Yavaş - Katre-i Aşk

    Edebî değer taşıyan kitapları severim ve baş tacımdır. Meslek Lisesinde ek ders karşılığı İngilizce Öğretmenliği (Görevlendirme) yaparken bulunduğum o lisenin kütüphanesinden farklı, yepyeni, bağış yapılan tertemiz kitapları seçip okumayı çok severdim. Yıllara meydan okuyan eseri, Şems-i Tebrizi’nin “Katre-i Aşk” kitabını da ilgiyle okuyup hoşuma giden kısımları not almıştım. Bir köşede bekleyen notlarınız günü gelince köşe yazınıza konuk oluyor. Okurlarımla da bilgi paylaşımından istifade etmek istedim. Elif Şafak’ın Aşk romanındaki Mevlana’dan yorumlanan özlü sözler Katre-i Aşk’ı çağrıştırır gibi. Tebrizi’nin eserinde de anlamlı sözler kurallar hâlinde listelenmiş, özlü sözler toplamda 40 kuraldan oluşan cümlelerden oluşuyor.

Pir Sultan Abdal - Bir Bülbülcük Konmuş Dağlar Başına


Bir bülbülcük konmuş dağlar başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım
Şahin yuva yapar kendi başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım

8 Ağustos 2024 Perşembe

Ali Şir Nevai - Gazel (Bahar boldu vü gül meyli kılmadı könglüm)

 


Bahar boldu vü gül meyli kılmadı könglüm
Açıldı gonçe ve lîkin açılmadı könglüm

Yüzüng hayâli birle vâlih erdi andak kim
Bahâr kelgen ü kitkenni bilmedi könglüm

Yüzüng nezzâresi de mest ü mahv idi yani
Ki gül çağıda zamânî ayılmadı könglüm

Zamane gülbünide gonca dektür il könglü
Olara şükr ki bârî katılmadı könglüm

Nevayi gonçe tilep könglüm ağzıng etti heves
Egerçi tapmadı lîkin yangılmadı könglüm

Aşık Veysel Şatıroğlu - Uzun İnce Bir Yoldayım


Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece

Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece

Murat Çobanoğlu - Ben Gezmeden Bu Dünyayı Yoruldum

 

Ben gezmeden bu dünyayı yoruldum
Derdimiz var ama dermanımız yok
Dağlar dumanlanmış görmüyor gözüm
Gam yükümüz vardır kervanımız yok

Aşık Reyhani - Bugün Sabah İle Visal-i Yardan

-I-

Bugün sabah ile visal-i yardan
Bana bir haber var inceden ince
Ol zülfü zer tar-ı hayal-i yardan
Bir buy-i eser var inceden ince

7 Ağustos 2024 Çarşamba

Fuzuli - Gazel (Demiş her gonceye âşıklığım râzın sabâ derler)

 


Demiş her gonceye âşıklığım râzın sabâ derler
El ağzın tutmak olmaz korkarım ey gül sana derler
Esîr-i derd-i aşk umest-i câm-i hüsn çok ammâ
Biziz meşhûr olan Leylî sana Mecnûn bana derler
Senin mihr ü vefâ gösterdiğin ağyâra çok gördüm
Galattır kim seni bî-mihr okurlar bî-vefâ derler
Sana derler büt-i Çin zülfüne zünnâr söylerler
Zihî imânı yoklar küfr söylerler hatâ derler
Bana derlerdi evvel bir melektir sevdiğin hâlâ
Görenler ben fakiri gökten inmiş bir belâ derler
Mariz-i âşk akd-i zülfün eyler ârzû zirâ
Mu’alicler bu mühlik derde müşkildir devâ derler
Fuzûlî âşıka derler olar kim terk-i aşk eyle
Demezler mi hatâ tağyîr kıl hükm-i kazâ derler
(Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün)

6 Ağustos 2024 Salı

Necmettin Turinay - Mustafa Miyasoğlu’nun Muhteşem Finali

Sevgili Miyasoğlu hakkında saatlerce konuşmak mümkün. Aynı şekilde uzun uzun yazmak da! Fakat böyle bir vefatın ardından (1 Ağustos 2013), insan neyi söyleyeceği hususunda şaşırıp kalıyor. Geride bıraktığı güzel romanlar, geceler boyu sürüp giden sohbetler ve ileriye dönük onca tasavvur!.. Şimdi bunların çoğu uçup gitmiş gibi bir intiba uyandırıyor insanın şuurunda. Bir nevi Kaybolmuş Günler gibi bir duygu belki de. Kuşkusuz Miyasoğlu ilgili romanını yazarken, bu tür duygular arasında nice tereddütler geçirmiş olmalıdır. Kaybolmuş veya kaybolacak günler üzerine hassasiyetle eğilmek, onları yeni baştan hatırlamak, ya da bir nevi unutulmazlık kazandırmak gibi bir arayış. İşte şimdi biz de bir yanımız sevgili Miyasoğlu’na dönük, öbür yanımız fani zamanlarımızın kaybı karşısında duyduğumuz bir acı ile dopdoluyuz.

5 Ağustos 2024 Pazartesi

Yusuf Akçura - Üç Tarz-ı Siyaset

Osmanlı ülkelerinde, garptan feyz alarak, kuvvet kazanmak ve terakki arzuları uyanalı, belli başlı üç siyasî yol tasavvur ve takip (eba-ucher) edildi sanıyorum : Birincisi, Osmanlı Hükümetine tâbi muhtelif milletleri temsil ederek ve birleştirerek bir Osmanlı milleti vücuda getirmek. İkincisi, hilâfet hakkının Osmanlı Devleti hükümdarlarında olmasından faydalanarak, bütün İslâmları söz konusu hükümetin idaresinde siyaseten birleştirmek (Frenklerin “Panislâmisme” dedikleri). Üçüncüsü, ırka dayanan siyasî bir Türk milleti teşkil etmek.

Şeyh Galib - Müseddes Nutk-i Şerif-i Nebevî



Sultan-ı rusül şâh-ı mümeccedsin efendim,
Bî-çârelere devlet-i sermedsin efendim,
Divân-i ilâhide ser-âmedsin efendim,
Menşur-i 'le-amrük'le müeyyedsin efendim.

Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammedsin efendim,
Hak'dan bize sultân-ı müeyyedsin efendim.

Cho'lpon - Xalq