8 Ekim 2024 Salı

Fuzuli - Gazel (Hüsnün oldukça füzun aşk ehli artuk zâr olur)

 

Hüsnün oldukça füzun aşk ehli artuk zâr olur
Hüsn ne mikdâr olursa aşk ol mikdâr olur
Cennet için men eden âşıkları dîdârdan
Bilmemiş kim cenneti âşıkların dîdâr olur
Aşk derdinden olur âşık mizâcı müstakim
Âşıkın derdine dermân etseler bîmâr olur
Zâhid-i bî-hod ne bilsin zevkini aşk ehlinin
Bir aceb meydir muhabbet kim içen hüş-yâr olur
Aşk sevdasına sarf eyler Fuzûlî ömrünü
Bilmezem bu hâb-i gaflletten kaçan bîdâr olur

Bekir Sıtkı Erdoğan - Acı Salkım


Vakit yaklaşıyor toparlan ahbap
Yarın bir gün bu meydanda talan var
Nasıl olsa görülecek şu hesap,
Sanma bu dünyada baki kalan var!

7 Ekim 2024 Pazartesi

Köksal Cengiz (Niyâzkâr) - Zühre Yıldızı

                   Ganire Paşayeva'ya...

Sinemizde anlatılmaz bir sızı, 

Ufkumuzdan kaydı Zühre yıldızı! 

Her ana doğurmaz böyle bir kızı. 

Ayrılığın bize ölümden acı, 

Sonsuz rahmet olsun Ganire bacı! 

Keloğlan Masalı: Akıl Kutusu



Bir varmış, bir yokmuş; Allah’ın kulu çokmuş; çok söylemesi günahmış! Develer dellâl iken, pireler çoban iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, memleketin birinde, bir Keloğlan varmış. Keloğlan karanlık evin kara kedisi, bir ananın bir tanesi imiş. Gel zaman git zaman bu Keloğlan büyümüş, tığ gibi bir delikanlı olmuş, olmuş ama akıldan yana yaya olduğu için kimseler onu adam yerine koymaz; inanıp yanılıp da bir Allah‘ın danasını bile güttürmezmiş. Tavşan dağa küsmüş de dağın haberi olmamış! Keloğlan da kendini vurdumduymazlığa vermiş; ne elin işine, aşına karışır, ne de sözüne, sazına aldırış edermiş. “Ben ne beni sevenlerin kulu; ne de sevmeyenlerin sultanıyım.” der kendi kendine. Bir güne bir gün bu densizlerin köprüsünden geçmez, karşılarında boyun büküp, avuç açmaz; her sabah gölün yolunu tutarmış. Her gün üç balık avlar; birini satar gaz alır; birini satar tuz alır; birini de kızartır ana oğul yerlermiş. Günleri böyle geçer, dişleri başka bir şey kesmezmiş.

Zeki Ömer Defne - Ziller Çalacak

 

Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin,
Duyacağım, evlerden, kırlardan, denizlerden;
Tâ içimden birisi gidecek ardınızdan uça ese...
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.

Şakir Selim - Tüşünce


Nasıl bir künlerge qaldıq, qardaşlar. 
Bu uzun yollarla taldıq, qardaşlar, 
Aman-aman bitip-yandıq, qardaşlar,
Közümiz ögünde sabiyler öle,-
Dünya bizge baqıp, bir köznen ağlay,
bir köznen küle.

6 Ekim 2024 Pazar

Bilal Mambet - Kederli Dostuma

Yeşillendi kırlar, çayırlar,
Akbardak kar tübünden baktı.
Mor melevşe bezendi kırlar.
Kuneş kuldi, il çeçek taktı.


Lakin senin kalbin arınmay,
Suvuklıktan…
Sende keder bar.
Kollarında işke sarılmay,
Dostum, sana kelmey mi baar?..

Namdar Rahmi Karatay - İşte Geldik Gidiyoruz

 

Ne beklerdin, ne buldun sen yeryüzünde hey serseri?
Bilinir mi böyle yerde bir kimsenin öz değeri?
Unut artık bunca yıldır tükettiğin emekleri,

Devlet kuşu konsa bile istemem ben bundan geri,
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.

Fuzuli - Gazel (Bende-i mü’min olan çeşm ter ü giryân olur)

 

Bende-i mü’min olan çeşm ter ü giryân olur
Çeşm giryân olmaya elbette bî-îmân olur

Çağdaş Tatar Edebiyatı

 

İdil-Ural bölgesi, Rus yönetimi altına giren ilk Türk yurtlarındandır. Kitabınızın “Çağdaş Türk Edebiyatlarının Oluşum Süreci ve Gelişim Çizgisi” ünitesinde de açıklandığı gibi bu bölgede Rus istilasından (1552) sonra ister istemez siyasî, sosyal, iktisadî, dinî, ahlâkî sa­hada birçok değişiklik ortaya çıkmış, geleneksel yaşam biçimi değişmeye başlamıştır.