Şu kavga bir bitse dersin,
Acıkmasam dersin,
Yorulmasam dersin;
Çişim gelmese dersin,
Uykum gelmese dersin;
Ölsem desene!
Şu kavga bir bitse dersin,
Acıkmasam dersin,
Yorulmasam dersin;
Çişim gelmese dersin,
Uykum gelmese dersin;
Ölsem desene!
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar:-Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Âşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Bir şiire takılmışım, peşi sıra sürükleniyorum. Gönlüm ve kafam, saç tellerimin en ucundan, ayak parmaklarımda biten bütün kılcal damarlarıma kadar bir tek hücremi atlamaksızın, o şiirin büyüleyici etkisiyle sarmaş dolaş. Dopdoluyum. Bıraksalar, taşacağım. Bu şiire, nerede, nasıl takıldım, bilmiyorum.
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı;
Ona nağme yapmaya başladı:
Fabl, bir tür küçük hikayedir. Olaya dayalı bir anlatımı vardır. Hayattan alınan küçücük kesitler, hayvanlar ya da bitkiler arasında geçmiş gibi anlatılır.
Otuz ekim bin dokuz yüz seksen üç
Hele gelin görün bizim köyleri
Dünyadan ahrete başladı bir göç
Hele gelin görün bizim köyleri
Sevgili Özgeciğim,
Mektubunu bu sabah aldım. Bana böyle uzun ve güzel bir mektup yazdığın için teşekkür ederim; Ahmet Mithat Efendi-Hüseyin Rahmi hikâyesini de çok beğendim.
Mektup, kişi ve kurumların birbiriyle çeşitli maksatlarla haberleşmek için yazdıkları yazılardır.
Bir haber vermek, haber almak, bir şey sormak, istemek, bir duyguyu ya da düşünceyi paylaşmak, bir konuyu tartışmak gibi maksatlarla yazılır.
Mektup türünün ortaya çıkmasındaki temel düşünce ‘paylaşma isteği” dir.
Eserin Adı
: Yezidin Kızı
Yazarı : Refik Halid Karay
Yayın Evi ve Adresi :
İnkılap ve Aka Kitabevleri Ankara Cad. No:95 İstanbul
Basım Yılı : 1972
Konusu : Bir adamın akıl hastası bir kadınla geçirdiği ilginç olaylar.
Eserin Özeti :
Hikmet Ali adlı bir mebus gemiyle seyahate çıkar. Seyahati esnasında bir kadın hem güzelliğiyle, hem de yanındaki uzun sakallı adamla Kürtçe konuşmasıyla ilgisini çeker.
Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini;
O yerin gökten inen dini, hayatın dini?
Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek?
Müslümanlık mı dedin? ... Tövbeler olsun, ne demek!
Sevdiğim, kemençede titretiyorken yayı,
Bülbül sustu, unuttu o eski ağlamayı.
Öyle sandım ki gökte kızıllık sardı ayı,
Sevdiğim, kemençede inletiyorken yayı...
Merkezi, Kazakistan’ın başkenti Astana’da bulunan Türk Akademisi’nden yapılan açıklamada, Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu işbirliğinde 9-11 Eylül tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonunun 3. toplantısının yapıldığı bildirildi.
“Men nädogrulyklar hakda ýazman diýip, barybir, hiç kimiň öňünde dyza çöküp ýalbarmaryn.” Bu sözler Annasoltan Kekilowanyň ömrüniň soňky aýlarynda ýazan hatlaryndan alyndy.