18 Kasım 2024 Pazartesi

Ruhsati - Vay Deli Gönül

 

Daha senden gayri âşık mı yoktur
Nedir bu telaşın ey deli gönül
Hele düşün devr-i Adem'den beri
Neler gelmiş geçmiş say deli gönül

17 Kasım 2024 Pazar

Fuzuli - Gazel - 50 (Gönlüm açılır zülf-i perişânını görgeç)

 

Gönlüm açılır zülf-i perişânını görgeç
Nutkum tutulur gonce-i handânını görgeç

Sıdkı Baba - Devriye

 

Çatılmadan yerin göğün binası
Muallâkta iki nura düş oldum
Birisi Muhammed birisi Ali
Lahmike lahmide bire düş oldum

Faruk Nafiz Çamlıbel - Kış Bahçeleri

 

Dinmiş denizin şarkısı, rüzgar uyumakta,
Rıhtım boyu sonsuz bir üzüntüyle karaltı
Körfez düşünür, Kanlıca mahzundur uzakta,
Mazi gibi sislenmiş Emirgan Çınaraltı.

Abdurrahim Karakoç - Unutursun Mihriban'ım


“Unutmak kolay mı? ” deme
Unutursun Mihriban’ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban’ım.

19'uncu Yüzyılın İlk Yarısında Türk Nesri

 

19. yüzyılın ilk yarısında nesir alanında klasik nesir (düzyazı) anlayışının hem türler hem de dil açısından devam ettiği görülmektedir. Şair tezkirelerinden başlamak üzere tarihler, biyografik eserler, sözlük ve belagat türünde yazılan eserlerde dil açısından klasik nesrin sanatkârane üslubunun da devam ettiği görülmektedir. Nesir dilindeki sadeleşme ve değişmenin bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren çeşitli zorunluluklar ve değişen zihniyetin yarattığı yeni kültür ve fikir ortamının etkisiyle ortaya çıktığını söylemek gerekir. 19. yüzyılın ilk yarısında kaleme alınan nesir türleri ve bu türlerde ön plana çıkan yazar ve eserler şu şekildedir:

Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu - Özmenem

 

16 Kasım 2024 Cumartesi

Zahirüddin Muhammed Babür - Gazel (Köñülge boldi 'acayib belâ kara saçıñ)


ñülge boldi 'acayib belâ kara saçıñ
Şikeste koñlüme irmiş kara belâ saçıñ 

Başımga çıkdı bütün reşkdin kara saç dik 
Ayakka tüşkeli iy serv-i nâz ta saçıñ

Müyesser oldı cünûn mülki iy cünûn ehli 
Nisar-i eşkni imdi bu kün manga saçıñ

Saçıñ şikestide bardur şikeste koñüller 
Koñüller açılur açılsa ol kara saçıñ 

Açıldı köñli çü açtıñ saçıñni Babürniñ
Ne ayb eger dise dil-bend ü dil-güşâ saçıñ

Sabahattin Ali - Kurbağaya Mersiye


Sevgilim! Bak bu gece
Kırık kalbine, ince
Bir ok saplı kurbağa
Ölüvermiş gizlice...

Elif Yavaş - Notaların Büyülü Dünyası

 



     Söyleşi, röportaj havasında geçen edebî konuşma ve tartışma mekânları olur hani. Nazik davetleri reddetmeyen hanımefendi ve beyefendiler kalbimizi onurlandırır mütevazılıkla. Küçük kasabalarda, kazalarda ve köylük yerleşkelerde hayat sürenlerin hayalleri büyük olur kanatlarında. Ekmeğini yediğiniz iş ile sanat vazgeçilmez tutkuya dönüşür ve işinizle eviniz arasındaki dengeyi iyi kurmak gerek. Melankolik duyguların huşusunda flört eden edalı düşler, iç içe halka kurarak hayata işlenir de ikilem yaratır. Geçimimizi temin ettiğimiz meslek ile hobi faaliyetlerini “ev, iş, eş” arasında yansıtmamak gerek. Ev, iş ve eş terazisinde denge kurarak melodi oluşturur yaşam notalarımız.

19'uncu Asrın Başlarında Türk Şiiri

Edebiyat tarihlerinde “Tanzimat Dönemi” olarak adlandırılan ve Batı edebiyatlarının etkisinde geliştiği için klasik Osmanlı edebiyatından çok farklı özellikler gösteren yeni edebiyat anlayışı 19. yüzyılın ikinci yarısıyla başlatılır ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından önceki dönemin edebiyatı dikkate alınmadan bu yeni anlayışın değerlendirmesi mümkün değildir. Bu iki dönem arasındaki farklılıkların ortaya çıkışının tarihsel açıdan kesin bir ayrımını yapmak, klasik edebiyat ve Tanzimat edebiyatı arasında kesin bir krono­lojik ayrıma gitmek de aynı şekilde mümkün değildir. 

15 Kasım 2024 Cuma

Köksal Cengiz (Niyâzkâr) - Vay Deli Gönül!



Hiç bir gökçek şu gönlümü çalamaz,

Hiç bir güzel senin dengin olamaz,

Hiç bir kuvvet seni benden alamaz

Sen ki benim Mevlâ'ya beyanımsın! 

Sultanımsın, cananımsın, canımsın!

Ruhsati - Her Sabah Her Sabah Dertli Esersin

 

Her sabah her sabah dertli esersin
Bilmem ki muradın ne seher yeli
Kerem eyle dost köyüne gidersen
Benim de halimi de seher yeli

Cahit Külebi - Akşamlar Hey Akşamlar!

 

Kim esir değildir
Kendi içerisinde?
Akşamlar hey akşamlar!

Doğmasaydım eğer
O küçük şehirde
Kim böyle boş gezer,
Yüzer gibi olur,
Bir koca nehirde?

Yorgunluk hey yorgunluk!
İnatçı yorgunluk!
Dalgın bir yüz kadar
Tozlu ayakkabılar.
Yorgunluk hey yorgunluk!

Karacaoğlan - Koşma (Yazın Evvel Baharında)


Yazın evvel baharında
Teferrüçte gör almayı
Yel esip yere düşmeden
Budağında kır almayı

Victor Hugo - Sefiller (Roman Özeti)

 

Eserin Adı :Sefiller

Orijinal Adı:Les Miserables

Yazarı :Victor Hugo

Çeviri: Volkan Yalçıntoklu

Yayınevi : İş Bankası Kültür Yayınları 

Basıldığı Yer ve Yıl:İstanbul - 2020


Eserin Konusu :

Romanda bir kürek mahkumunun on dokuz yılını harcadığı eski günlerine geri dönmemek için sürekli kaçışını ve kaçarken de çektiği sefalet, yaşadığı acılar ile 1800’lü yıllarda Fransız halkının içinde bulunduğu yoksulluk ve yaşadığı ızdıraplar anlatılıyor.

14 Kasım 2024 Perşembe

Sabri Esat Siyavuşgil - Odalar ve Sofalar

 

Evler, bir nara benzer,
Nar tanesi, sofalar,
Akşam, yol gibi gezer;
Sükûn, su gibi odalar.

Charles Dickens - İki Şehrin Hikayesi (Roman Özeti)


Eserin Adı : İki Şehrin Hikayesi

Yazarı : Charles Dickens

Çeviri: Meram Arvas

Basıldığı Yer/Yıl : Can Yayınları-2018

Eserin Konusu:
Hayattaki büyün zorluklara rağmen kendi onurları ve düşünceleri için mücadele edenlerin hikayesi.

13 Kasım 2024 Çarşamba

Fyodor Mihailoviç Dostoyevski - Kumarbaz (Roman Özeti)

Eserin Adı: Kumarbaz

Yazarı: Fyodor Mihailoviç Dostoyevski

Çeviren: Ergin Altay

Yayınevi ve basım Yılı: İletişim Yayınları - 20.04.2020

Eserin Konusu:

Bütün umutlarını kumara ve yaşlı büyükannelerinden kalacak olan mirasa bağlayan bir ailenin yanında öğretmen olarak çalışan bir genç ile ailenin üvey kızı olan güzel ve kaprisli bir genç kız arasındaki aşkı anlatan bir eser...

Tevfik Fikret - Hân-ı Yağma

 

Bu sofracık, efendiler - ki iltikâma muntazır
Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayâtıdır
Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin