Yoksul ailenin kızıydı.
Yoksul ailenin oğluyla evlendi.
Onlar da yoksul bir yuva kurdular.
Yoksul karı koca birbirlerini çok sevdiler.
Sevgiyle çalıştılar, kazandıklarıyla yetindiler.
Aç, açık kalmadılar.
Oğulları kızları doğdu, sevgiyle büyüttüler.
Yoksuldular, mutluydular.
Birbirlerinden hiç bıkmadılar.
Yüz yüze, göz göze kalmak ikisinin de en büyük mutluluğuydu.
Bir gün kadın kocasına dedi ki:
“Buruşmuş yüzümde ne görüyorsun, bana artık öyle bakma!”
“Bakarım!” dedi yaşlı koca. “Telli duvaklı gelin geldiğin gün hangi yüzü görmüşsem ben hep o yüzü görüyorum. Bakarım.”
Yaşlı kadın başını hafif çevirerek mutluluk damlalarıyla ıslanan yanaklarını kuruladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder