Saliha Malhun - Güz

0

 


Güz sâlâlarını duyunca toprak

Melekler döverler sînelerini

Kelâmın bittiği yerde gün ve tûn

Kızıl bir kefene bürünür yaprak


Ölümden bir sûret arar kendine

Gölgeler dolaşır mahzun yüzünde

Gök aksanı gibi bir dil konuşur

Ervah kokan kâfurun nefesiyle


Solgun bir minyatür kalmış elinde

Uzanır tutamaz gökte ebrûyu

Kızıl bir yağmurdur renkleri silen

Âharlı bir zaman çöker üstüne


Yükselir niyâzla bulutlar göğe

Mahzun bir edâyla iner yeniden

Ta’lik bir rüyadır görülen şimdi;

Nasıl tabir eder dilsiz gökkubbe


Şadırvanda ağlar üveyik kuşu

Zümrüt bir ışıkla konar camlara

Kuşluk vakti gelir olur cân kuşu;

Teheccüt taşırlar kıblegâhlara


Tekvin nağmeler olur yakutlar

Tılsım gibi asılır güz ortasına

Öfkeyi eritir, ağlar, ürpertir;

Ehibbâ gelirler gök sofrasına.

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Yorum Gönder (0)

#buttons=(Çerezleri kabul et) #days=(20)

Sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Kabul
Çerezleri kabul et