11 Ağustos 2024 Pazar

Hilmi Şahballı - Çiçek

 

Verdiğin çiçeği bağrıma bastım
Sakladım kokladım solana kadar
Ben yalan dünyaya, kadere küstüm
Gönlümün sultanın bulana kadar

10 Ağustos 2024 Cumartesi

Genç Osman Destanı'nın Hikayesi

 Yöre: Aksaray

Yıl 1621, Aksaray’ın Dorikini Köyü'nde bir yiğit doğar. Adını Osman koyarlar. Daha on yaşına girmeden babasını kaybeder ve onu dul anası büyütür. Aksaray’lı güreşi sever, Osman da akranları ile güreş tutar, ok atar, kılıç sallar, mermere yumruk atar, atar ki, çivi gibi genç olup çıkar. Akranları onunla güreşmekten çekinmektedirler artık. 

Kayıkçı Kul Mustafa - Genç Osman Destanı


- I -

İbtida Bağdad'a sefer olanda
Atladı hendeği geçti Genç Osman
Vuruldu sancaktar kaptı sancağı
Kal'a bedenine dikti Genç Osman

Kayıkçı Kul Mustafa

 


Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Doğduğu yer ve tarih bilinmemekte, sadece ölümünün 1658’den sonra olduğu tahmin edilmektedir. Gençliğinde Murat Reis’in (ö. 1610) yanında Cezayir’de Garp ocaklarında bulunduğu için Kayıkçı lakabını aldığı söylenmektedir. Daha sonra İstanbul’a gelip Yeniçeri Ocağı’na girmiş ve birçok savaşa katılmıştır. 

Həcər Atakişiyeva - Hüseyn Cavidin “Uçurum” pyesi

Hüseyn Abdulla oğlu Rasizadə Naxçıvan şəhərində 1882-ci il oktyabr ayının 24-də anadan olmuşdur. Hüseyn Rasizadə Azərbaycan ədəbiyyatı tarixində filosof şair, böyük dramaturq Hüseyn Cavid kimi tanınmışdır.

Fuzuli - Gazel (Girip mey-hâneye mûğ meşrebiyle kim ki hû eyler)

 

Girip mey-hâneye mûğ meşrebiyle kim ki hû eyler
Olup mü’min behişte kâfirim ger ârzû eyler
Meger divânedir sevdâ-yi ebrsiyle zâhid kim
Bakıp mihrâba da’im öz özüyle güft-ü gû eyler
Dem-â-dem katre katre kan yaşımdır kim çıkar gözden
Veyâ peykânların kim âteş-i dil anı su eyler
Reh-i aşkında olman teng-dil sevdâ hücûmundan
Tarik-i saltanat her kim tutar gavgâya hû eyler
Dedim kimdir perişân eyleyen âşıklar ahvâlin
Sabâ gösterdi târ-i sünbül-i zülfün ki bu eyler
Fuzûlî zülfüne bağlandı ammâ öyle inceldi
Kigûya za’f anı hem zülfüne bir târ mû eyler

Gevheri - Ne Kaçarsın Benden Ey Yüzü Mâhım



Ne kaçarsın benden ey yüzü mâhım
Seni seven var mı benden ziyâde
Rûz u şeb durmayıp alırsın âhım
Âşıkım ağlatma bundan ziyâde

9 Ağustos 2024 Cuma

Elif Yavaş - Katre-i Aşk

    Edebî değer taşıyan kitapları severim ve baş tacımdır. Meslek Lisesinde ek ders karşılığı İngilizce Öğretmenliği (Görevlendirme) yaparken bulunduğum o lisenin kütüphanesinden farklı, yepyeni, bağış yapılan tertemiz kitapları seçip okumayı çok severdim. Yıllara meydan okuyan eseri, Şems-i Tebrizi’nin “Katre-i Aşk” kitabını da ilgiyle okuyup hoşuma giden kısımları not almıştım. Bir köşede bekleyen notlarınız günü gelince köşe yazınıza konuk oluyor. Okurlarımla da bilgi paylaşımından istifade etmek istedim. Elif Şafak’ın Aşk romanındaki Mevlana’dan yorumlanan özlü sözler Katre-i Aşk’ı çağrıştırır gibi. Tebrizi’nin eserinde de anlamlı sözler kurallar hâlinde listelenmiş, özlü sözler toplamda 40 kuraldan oluşan cümlelerden oluşuyor.

Pir Sultan Abdal - Bir Bülbülcük Konmuş Dağlar Başına


Bir bülbülcük konmuş dağlar başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım
Şahin yuva yapar kendi başına
Sal Allah'ım sal sılama varayım

8 Ağustos 2024 Perşembe

Ali Şir Nevai - Gazel (Bahar boldu vü gül meyli kılmadı könglüm)

 


Bahar boldu vü gül meyli kılmadı könglüm
Açıldı gonçe ve lîkin açılmadı könglüm

Yüzüng hayâli birle vâlih erdi andak kim
Bahâr kelgen ü kitkenni bilmedi könglüm

Yüzüng nezzâresi de mest ü mahv idi yani
Ki gül çağıda zamânî ayılmadı könglüm

Zamane gülbünide gonca dektür il könglü
Olara şükr ki bârî katılmadı könglüm

Nevayi gonçe tilep könglüm ağzıng etti heves
Egerçi tapmadı lîkin yangılmadı könglüm

Aşık Veysel Şatıroğlu - Uzun İnce Bir Yoldayım


Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece

Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece

Murat Çobanoğlu - Ben Gezmeden Bu Dünyayı Yoruldum

 

Ben gezmeden bu dünyayı yoruldum
Derdimiz var ama dermanımız yok
Dağlar dumanlanmış görmüyor gözüm
Gam yükümüz vardır kervanımız yok

Aşık Reyhani - Bugün Sabah İle Visal-i Yardan

-I-

Bugün sabah ile visal-i yardan
Bana bir haber var inceden ince
Ol zülfü zer tar-ı hayal-i yardan
Bir buy-i eser var inceden ince

7 Ağustos 2024 Çarşamba

Fuzuli - Gazel (Demiş her gonceye âşıklığım râzın sabâ derler)

 


Demiş her gonceye âşıklığım râzın sabâ derler
El ağzın tutmak olmaz korkarım ey gül sana derler
Esîr-i derd-i aşk umest-i câm-i hüsn çok ammâ
Biziz meşhûr olan Leylî sana Mecnûn bana derler
Senin mihr ü vefâ gösterdiğin ağyâra çok gördüm
Galattır kim seni bî-mihr okurlar bî-vefâ derler
Sana derler büt-i Çin zülfüne zünnâr söylerler
Zihî imânı yoklar küfr söylerler hatâ derler
Bana derlerdi evvel bir melektir sevdiğin hâlâ
Görenler ben fakiri gökten inmiş bir belâ derler
Mariz-i âşk akd-i zülfün eyler ârzû zirâ
Mu’alicler bu mühlik derde müşkildir devâ derler
Fuzûlî âşıka derler olar kim terk-i aşk eyle
Demezler mi hatâ tağyîr kıl hükm-i kazâ derler
(Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün)

6 Ağustos 2024 Salı

Necmettin Turinay - Mustafa Miyasoğlu’nun Muhteşem Finali

Sevgili Miyasoğlu hakkında saatlerce konuşmak mümkün. Aynı şekilde uzun uzun yazmak da! Fakat böyle bir vefatın ardından (1 Ağustos 2013), insan neyi söyleyeceği hususunda şaşırıp kalıyor. Geride bıraktığı güzel romanlar, geceler boyu sürüp giden sohbetler ve ileriye dönük onca tasavvur!.. Şimdi bunların çoğu uçup gitmiş gibi bir intiba uyandırıyor insanın şuurunda. Bir nevi Kaybolmuş Günler gibi bir duygu belki de. Kuşkusuz Miyasoğlu ilgili romanını yazarken, bu tür duygular arasında nice tereddütler geçirmiş olmalıdır. Kaybolmuş veya kaybolacak günler üzerine hassasiyetle eğilmek, onları yeni baştan hatırlamak, ya da bir nevi unutulmazlık kazandırmak gibi bir arayış. İşte şimdi biz de bir yanımız sevgili Miyasoğlu’na dönük, öbür yanımız fani zamanlarımızın kaybı karşısında duyduğumuz bir acı ile dopdoluyuz.

5 Ağustos 2024 Pazartesi

Yusuf Akçura - Üç Tarz-ı Siyaset

Osmanlı ülkelerinde, garptan feyz alarak, kuvvet kazanmak ve terakki arzuları uyanalı, belli başlı üç siyasî yol tasavvur ve takip (eba-ucher) edildi sanıyorum : Birincisi, Osmanlı Hükümetine tâbi muhtelif milletleri temsil ederek ve birleştirerek bir Osmanlı milleti vücuda getirmek. İkincisi, hilâfet hakkının Osmanlı Devleti hükümdarlarında olmasından faydalanarak, bütün İslâmları söz konusu hükümetin idaresinde siyaseten birleştirmek (Frenklerin “Panislâmisme” dedikleri). Üçüncüsü, ırka dayanan siyasî bir Türk milleti teşkil etmek.

Şeyh Galib - Müseddes Nutk-i Şerif-i Nebevî



Sultan-ı rusül şâh-ı mümeccedsin efendim,
Bî-çârelere devlet-i sermedsin efendim,
Divân-i ilâhide ser-âmedsin efendim,
Menşur-i 'le-amrük'le müeyyedsin efendim.

Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammedsin efendim,
Hak'dan bize sultân-ı müeyyedsin efendim.

İsmail Yakıt - Mevlânâ'nın Milliyeti

 


Niçin Bu Konu?

Şehbal’ın ifadesiyle: “Kadirşinas milletlerden kadri bilinecek adamlar yetişir.” Bu sözden anlaşılan, kıymeti bilinecek büyük adamlar ile onu yetiştiren takdir bilir milletler arasında doğru bir orantı olduğudur. Bir millet ne kadar büyük adam yetiştiriyor, büyüklerine sahip çıkıyor, onlara müteşekkir oluyorsa, gelecek nesillerine o nispette önemli emanetler ve mesajlar tevdi etmekle birlikte milletçe ölümsüzlüğün temellerini güçlendiriyor demektir.

Aslan Avşarbey (Mülki) - 2023 Deprem Destanı (51 Dörtlük)

-6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ve Elbistan’da meydana gelen, on ili kapsayan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremde hayatını kaybeden on binlerce insanımızın anısına-

Altı Şubat günü kara geceden

Doğduğuna pişman bir güneş kaldı

Deprem alev alev çıktı bacadan

Binlerce ocakta kor ateş kaldı

Dilaver Cebeci - Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup

Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum

Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar

Zühre bir şarkı tutturmuş Babil'den kalan

Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır

Bir Harut'la Marut bir de ben dinliyorum

Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi

Bir intikam fişeği gibi saplanıyor 

                              karanlığın karnına

Ömer Seyfeddin - Ferman