7 Aralık 2024 Cumartesi

Halit Ziya Uşaklıgil - Aşk-ı Memnu (Roman Özeti)


ESERİN ADI: Aşk-ı Memnu.


ESERİN YAZARI: Halit Ziya Uşaklıgil.


ESERİN KONUSU: Bihter ve Behlûl arasındaki yasak aşkı anlatan bir romandır.


YAYINCI: İnkılap Kitabevi


BASILDIĞI YER ve YILI: İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2017.

 

ESERİN KONUSU: Bihter ve Behlûl arasındaki yasak aşkı anlatan bir romandır.

 

ESERİN ÖZETİ: Roman Peyker ve Nihat Beyin evlenmesiyle başlar. Peyker ve Bihter'in annesi Firdevs Hanım duldur ve Adnan Beye gizliden ilgi duymaktadır. Ancak Adnan Bey Bihter'den çok hoşlanmaktadır. Onunla evlenir. Adnan Bey varlıklı , asil bir aileden gelmiştir. Annesi bu evliliği hiç kaldıramaz.

Bir gün toplanıp pikniğe giderler, bütün aile oradadır. Adnan Beyin yeğeni Behlûl Peyker'e dayanamaz ve onu ensesinden ateşli bir şekilde öper. Peyker buna çok kızar çünkü kocasına çok bağlı birisidir. Behlûl Bihter'e göz koyar. Ondan çok hoşlanır, onun fiziki görünüşü Behlûl'u çıldırtma seviyesine getirir. Bihter'in kendisinden hoşlanmasını sağlar ve o günden sonra her gece beraber olurlar.

Behlûl ve Bihter'in mektupları Nihal tarafından görülür. Nihal bu olaya inanamaz çünkü Behlûlle evlenmeyi düşünmektedir. Nihal'in tam mutluluğu düşündüğü bir sırada bu olayı öğrenmesi hayatını yıkmıştır. Adnan Beyin bu olayı öğrenmesiyle her şey değişir.

 

Adnan Bey ve Nihal eskisi gibi beraber yaşamaya karar verirler. Artık hayatlarında ne Behlûl ne de Bihter olacaktır.

Mevlana Celaleddin - Selam Tebriz'e

 

kulağını ver, dinle,
bak asesbaşı ne diyor:
bu mahallede bizden bir gönül eri kayboldu, diyor,
derken ansızın biri yolda izini buldu, diyor.
Belirtilerini görün işte, diyor.

Ne zamandır onu aradık, yandık yakıldık.
Ne zamandır onu arayanlar her yanda dövündüler.
Ne üst kodular, ne baş.

Aşıkların kanı hiç eskimiyor, unutulmuyor.
Aşıkların kanı nasılsa hep öyle kalıyor.
Hep öyle taze, sıcak.

Bu eski bir kan davasıdır deme sakın
Atma kulağının arkasına sen şu lafı:
Kan bir kere eskidi mi kararır, kurur ama,
aşıkların kanı durmayacak, gönüllerinden biteviye akacak.

Bu bucağa sığınan senin bakışındır.
O büyük sağrağı sunan senin nerkis gözlerin.
Sarhoşça gelen de onlar, gönüller çalan da onlar,
adamı canevinden vuran da onlar

                *     *     *

Farsça aslından çeviri: A. Kadir

---------------------------------------

asesbaşı: Bekçilerin başı, karakol amiri.

sağrak: Kadeh.



6 Aralık 2024 Cuma

Ahmet Erhan - Öylesine Bir Aşk


Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Akasya yüklü kervanlar geçer
Çan sesleri arasında bir fener
Yanar söner yanar söner yanar söner
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Kentin en kalabalık yerlerinde
Dört nala koşan bir at gibi
Çılgınlığa akan yalnızlığa ölüme
Yazılmış şiirleri yeniden yazmak bütün
Hayatı teğellemek yepyeni bir güne
Ve sonra sökmek uzun uzun
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Yalnızlıktan gelir yalnızlıklara gider
Düşülür her şeyin altına bir tarih
Soluksuzum günlerdir geceler uzar
Yaşamak dünyayı ödüllendirmektir artık
Kendimi öldürdüğüm yerlerde beni kan tutar
Başıma gelecekleri bile bile yürürüm
Hilton Oteli'nde hu çekerim huu...
İşte hırkam ben de bir dervişim
Asamı vestiyerde bırakmak zorunda kalırım
Nescafeyi konyakla kardığım günler gecelerdir
Bakarım gözlerine eğnim silkelenir
Döktüğüm acılar yıllar kederlerdir
Alnıma bir avuç tuz atılır düşünemem
Konuşamam ağlayamam bağıramam
Neden gece her gecenin ardından gelir
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Gözlerin tarihçesi yaşayıp öldüğümün
Ihlamur ağaçları altında bir Saraybosna hatırası
Sen ben ve Deniz bir de rüzgarın örttüğü gençliğimiz
Sen ben ve Deniz. Sen ben ve Deniz...

Namık Kemal - Vatan Şarkısı


Âmâlimiz efkârımız ikbâl-i vatandır
Serhadimize kal'a bizim hâk-i bendedir
Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir
Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz

Fuzuli - Gazel - 266 (Hâsılım yok ser-i kûyuñda belâdan gayrı)

 

Hâsılım yok ser-i kûyuñda belâdan gayrı
Garazım yok reh-i 'aşkıñda fenâdan gayrı
Ney-i bezm-i gamım ey mâh ne bulsañ yele ver
Oda yanmış kuru cismimde hevâdan gayrı
Perde çek çehreme hicrân günü ey kanlı sirişk
Ki gözüm görmeye ol mâh-likâdan gayrı
Yetti bî-kesliğim ol gâyete kim çevremde
Kimse yok çizgine gird-âb-ı belâdan gayrı
Ne yanar kimse baña âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-i sabâdan gayrı
Bozma ey mevc gözüm yaşı habâbın ki bu seyl
Koymadı hîç 'imâret bu binâdan gayrı
Bezm-i 'aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyem
Ne temettu' bulunur bende sadâdan gayrı

Pablo Neruda - Atlar

 

Pencereden atları gördüm.

Berlin’deydim, kıştı. Işık
Işıksızdı, gökyüzü yoktu gökyüzünde.

Havanın aklığı ıslak bir ekmek gibi.

Ve penceremden boş bir sirk
Kışın dişleriyle kemirilmiş.

Ümit Yaşar Oğuzcan - Beni Unutma

 

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma.

Rıza Tevfik Bölükbaşı - Galeyan-ı Aşk


Ben seni ağlattım, hem çok ağlattım
Çünkü infiâlin şi're bedeldi
Bir kadın ağlatmak zevkini tattım
Bu bende bir çılgın, hâin emeldi

Güzel gözlerine yaşlar sinerken,
Sonra damla damla taşıp inerken
Göğsünde şahkalar çoşup dinerken
Titrek dudakların cidden güzeldi.

Ben seni sevmiştim ey melek kadın
Sızlıyor içimde sevgili yâdın
Azâr-ı aşkımı yanlış anladın
Bence hüzn-i hüsnün pek mübecceldi

5 Aralık 2024 Perşembe

Oyhan Hasan Bıldırki - Çekirgeler (Hikaye)


  I.
      Atmışlı yıllardan sonra, tek tük de olsa, sokaklarımızda veya caddelerimizde onlara rastlamaya başladık. Heybetli görünmelerine rağmen, hem utangaç, hem sıkılgandılar. Bu yüzden olmalı, sanki ışıktan, ulu orta meydanlardan kaçar gibiydiler. Yeni elbiselerinin üzerinde, iğreti duran şapkaları, boyunlarında da, bıraksan kaçıverecek gibi olan kravatları, papyonları vardı. Tıraş olmayı sevdiklerinden midir nedir, yüzleri ayna gibi parlıyordu. Yalnız bu aynada palabıyıklar, birer leke gibi duruyordu.

Arif Nihat Asya - Dağlar


Çekmece'den Maltepe'den ileri
Gitmemiş Sâdâbâd çelebileri
Alem tepesine Alemdağ derler...
Böyle bilmiş böyle yazmış eserler.

4 Aralık 2024 Çarşamba

Aşık Nihani ile Aşık Yaşar Reyhani'nin Atışması

 


Âşık Nihâni usta ile Âşık Yaşar Reyhanî'nin atışması.

İki ustaya da Allah, rahmet eylesin. Mekânları cennet olsun.

REYHANÎ:

Hele bakın bu dünyanın işine

Gözleri kan dolmuş figan gözetir

Neredeyse varmış doksan yaşına

Hâlâ gelmiş bennen meydan gözetir

Cemal Safi - Ağlarsın

 


Kırdığın kadehte kalan ömrümden,
Ağlarsın içtiğin yılları bilsen.
Hicrinle sararıp solan ömrümden,
Ağlarsın biçtiğin dalları bilsen.

Xanım İsmayılqızı - Şuşa təsnifi


Tarixin yaddaşlara hopub.

Gözəlliyin eşqə köklənib.

Sədaqətin dillər əzbəri.

Sənə olan sevgi – mübtəla yeri.

3 Aralık 2024 Salı

Stalin Sonrası Kazak Edebiyatı

   Yeni hükümet, Stalin’in 1953’teki ölümünden üç yıl sonra, onun döneminde yapılan hata­ları ve zulümleri sorgulayarak, demokratik kuralları koyma ve uygulama kararı alır. Bu ka­rarın edebiyat sahasına da tesiri olur. Yazarlar, “Edebiyatın gelişmesi yönündeki her türlü yalan teoriler”i (Kirabayev, 1998: 113) sorgulamaya başlarlar. “Sosyalist realizm” denilen mükemmel toplum düzeninin bir hayal ürünü ve yalandan ibaret olduğu Kazak yazarları tarafından vurgulanır. Yazarların hayat ile alakalarını artırma meselesi görüşülür. Daha önce “Halk düşmanı” olarak ilan edilen yazarlara olan güvensizlik ortadan kalkar. Diğer Sovyet Cumhuriyetlerindeki aydınlar gibi 1937-38 yıllarında suçsuz yere karalananlar ak­lanır ve hakları iade edilir. Kazakistan’da S. Seyfulin, B. Maylin, İ. Cansügirov, S. Şeripov, M. Davletbayev gibi yazarların isimleri ve eserleri edebiyat tarihinde yeniden yerlerini alırlar. Yazarlar nispeten daha serbest yazmaya başlarlar.

Rıfat Ilgaz - Türkçesiz


Annenden öğrendiğinle yetinme
Çocuğum,Türkçe’ni geliştir.
Dilimiz öylesine güzel ki
Durgun göllerimizce duru,
Akar sularımızca coşkulu...
Ne var ki çocuğum,
Güzellik de bakım ister!

Arif Nihat Asya - Bayrak

 


Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Shahriyor Shavkat - Turonga bir yurak zarur


Gar kishan taqsalar qo‘limga bir kun,
Quyoshdan to‘silsa yovqur ko‘zlarim,
Men bitta-bittalab sanashim mumkin
Dastavval sotadi qaysi do‘stlarim.
Va illo qo‘rqmasman,
Yo‘lim haqmi, bas!
Qaro sabuhlarga yetadi kuchim,
«Bir boshga – bir o‘lim» – o‘lim naqlimas,
Jo‘mardning kalomi ekani uchun.
Qadahlar to‘qnashib turibdi hali,
Nigohlar sirtida do‘stona bosim.
Hozircha ixtilof, nifoqdan nari
Adoliq topmoqda silliq marosim.
Baribir bilaman, kimda qaysi o‘y,
Qay sohil ishqida suzmoqda kema.
Ay, fuzul yuragim,
Qichqiriqni qo‘y,
Burg‘ular oldida sibizg‘a nima?!
Va illo demasman,
Umidingni uz.
Turkular kuylanmas kulib, hiringlab,
Turonday vatanni umatgan ulus
Tariqday ovozni tururmi tinglab?!
Ey turkiy do‘stlarim,
Nafasi yovqur!
Yig‘ib qo‘yilmaydi shamolda yelkan.
Avvalo, Turonga bir yurak zarur,
Yurakki, salmog‘i Turondan ulkan!

2 Aralık 2024 Pazartesi

Fuzuli - Gazel (Çünkim gözüme gelmedi hergîz hayâl-i hâb)

 


Çünkim gözüme gelmedi hergîz hayâl-i hâb
Sâkî getir piyâle vü doldur şârâb-i nâb
Fursat durur bu gece gelin içelim meyi
Şem ile mutrib ü ben (ü) sâki-i müşg-nâb
Ma’mûr tut neşât ile cam (can) meskenin müdâm
Nice nice bu dehr eder hâneler harâb
Zerrâk zâhidin içelim kanını sabûh
Mahrûm sofînin kılalım bağrını kebâb
Hergîz zamâne kimseyi hoşnûd kılmadı
Her fikr nâ-muvâkıf (u) her Fi’l nâ-sevâb
Zâyi’ geçirme fursatını ağla her nefes
Bu ömr-i nâzenin çu bilirsin kılar sitâb
Gel ey harîf şimdi nasihat kabul kıl
Cevr eyleme Fuzûlî’ye hâcet değil itâb
(Mef û lü fâ i lâ tü me fâ î lü fâ i lün)

Xalq og’zaki ijodi

 


Qoraqalpog’istonning boy xalq og’zaki ijodi bir necha asrlar davomida rivojlangan. Uning asosini xalq og’zaki ijodining barcha janrlari: ertaklar, maqollar, matallar, rivoyatlar, she’rlar va boshqalar tashkil etadi.

Oyhan Hasan Bıldırki - Fırsatın Ucu ( Hikaye)

 

       İçimde bir sıkıntı. Aklımda türlü düşünceler. Kararsızım. Elimdeki tüfek, öldürmekten başka ne işe yarar? Öldürmek, fakat kimi? Başımızdakilere göre, karşıda yer alan, bize “düşman” olanları, gözümüzü kırpmadan öldürmek gerekiyormuş.

Faruk Nafiz Çamlıbel - Gurbet