Tiyatronun kaynağı dini törenlerdir. Önceleri bu törenlerde bir şair “ditirambos” adı verilen birkaç dizelik şiirler söyler, koro da bu şiirleri şarkı olarak yineleyip oynardı.
Önceleri bir şair ve koronun bulunduğu bu gösteriler Thespis, Aiskhylos ve Sophokles tarafından geliştirildi. Bu şairler koronun karşısına başka kişileri de ekleyince diyaloglar oluştu ve böylelikle dini törenler tiyatro niteliğini kazandı.
Tiyatrolar konularına göre üç grupta incelenirler:
1. TRAJEDİ:
İlk örnekleri M.Ö. 6. yüzyılda, Eski Yunan’da verilen trajedi 17. yüzyılda Fransa’da klasisizm akımı içinde yeniden canlanmıştır. Klasisizm akımı içinde Racin ve Corneille trajedi türünde eserler vermişlerdir.
Türk edebiyatında trajedi türünde pek eser verilmemiştir. Abdulhak Hamit Tarhan Racin ve Corneille’in etkisiyle trajediye yakın oyunlar yazmıştır. Çağdaş Türk edebiyatında ise Orhan Asena( Hurrem Sultan), Turan Oflazoğlu(IV. Murat ve Deli İbrahim, Kösem Sultan), Güngör Dilmen Kalyoncu( Kurban) eserlerini trajedi türünde yazmışlardır.
Trajedi türünün özellikleri şunlardır:
- Olayların acıklı yönleri ele alınır. Eserin konusu genelde bir faciayı canlandırır ve sonu ölümle biter.
- Konularını tarih ya da mitolojiden alır.
- Kişiler tanrı, tanrıça veya soylu kimselerdir.
- Üç birlik kuralına uyulur. Bu kural gereği bir olay bir gün içinde ve bir mekanda geçer. (olay, yer ve zaman birliği)
- Manzum olarak yazılırlar. Dil ve anlatım kusursuz ve sanatlıdır. Dil günlük dilden uzak, kötü ve bayağı sözlere yer verilmez.
- Çirkin sayılan olaylar( yaralamak, öldürmek vs.) sahnede canlandırılmaz, sadece seyirciye haber verilir.
- Bir koro vardır. Koronun işlevi: Bir kentin yaşlılarını, kadınlarını temsil ederek, halkın iyilik, kötülük, ahlak ve din gibi konularda halkın görüşlerini yansıtır. Koro aynı zamanda sahnelenen oyunun arkasında durarak “kader” i temsil eder.
- Perde yoktur, trajediler beş bölüm halinde düzenlenirler.
2. KOMEDİ
İlk örnekleri M.Ö. 5. yüzyılda Eski Yunanda görülen komedi, 17. yüzyılda Fransa’da klasisizm akımıyla yeniden canlanmış ve 19. yüzyıl sonlarına kadar varlığını sürdürmüş bir türdür. Eski Yunan’da Aristophanes, Menandros bu türde eserler vermişlerdir. Klasisizm akımı içinde, Fransa’da Moliere, Ben Johnson(İngiltere), Gogol( Rusya) komedi türünde eserler yazmışlardır.
Türk Edebiyatında ilk komedi örneği Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı eseridir. Komedi türü Türk edebiyatında asıl gelişmesini Milli Edebiyat Döneminde sağlamıştır. Tiyatrolar bu dönemde Moliére etkisinden kurtulup özgünleşmişlerdir. Bu dönemin en başarılı komedi yazarı Musahipzade Celâl’dir. Cumhuriyet döneminde de Vedat Nedim Tör, Ahmet Kutsi Tecer, Necati Cumalı, Oktay Rifat, Güngör Dilmen, Haldun Taner gibi sanatçılar komedinin başarılı örneklerini vermişlerdir.
Komedi türünün özellikleri şunlardır:
1. İnsanların ve olayların gülünç yönlerini ele alıp işleyen tiyatro türüdür.Güldürürken düşündürmek amaçlanır.
2. Konusunu günlük yaşamdan alır.
3. Üç birlik kuralına uygun olarak yazılırlar.
4. Nazımla yazılırlar.
5. Olaylarda ve üslupta soyluluk, mükemmeliyet aranmaz; her türlü kaba davranış ve sözlere yer verilebilir.
Komediler günümüzde; karakter komedisi, töre komedisi ve entrika komedisi gibi türlere ayrılır.
3. DRAM
Acıklı ve üzüntülü olayları kimi kez güldürücü yönleri de katarak konu alan tiyatro türüdür.
Dram türü 18. yüzyılda yaygınlaşmaya başlamıştır. Victor Hugo ve William Shakespeare dram türünün en iyi örneklerini vermişlerdir.
Dram Türk Edebiyatında ilk kez Tanzimat döneminde görülür. Namık Kemal’in Zavallı Çocuk ve Vatan Yahut Silistre bu türde yazılmışlardır. Türk Edebiyatında dram, diğer türlerde olduğu gibi, gelişmesini Milli Edebiyat döneminde sağlamıştır. Reşat Nuri Güntekin, Faruk Nafiz Çamlıbel, Necip Fazıl Kısakürek, Oktay Rifat, Ahmet Kutsi Tecer, Turgut Özakman, Necati Cumalı vb. sanatçılar dram türünde eserler yazmışlardır.
Dram türüne ait özellikler şunlardır:
1. Hem acıklı hem de gülünç olaylar yaşamda bir arada bulunabildiği gibi eserlere de bu şekliyle yansır.
2. Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur.
3. Olaylar tarihten veya günlük hayattan alınabilir.
4. Kişiler toplumun her kesininden alınabilir.
5. Çirkin sayılan olaylar oluş halinde, sahneye yansıtılır.
6. Hem nazım hem de nesir ile yazılabilirler.
