Bir varmış, bir yokmuş; Allah’ın kulu çokmuş; çok söylemesi günahmış! Develer dellâl iken, pireler çoban iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, memleketin birinde, bir Keloğlan varmış. Keloğlan karanlık evin kara kedisi, bir ananın bir tanesi imiş. Gel zaman git zaman bu Keloğlan büyümüş, tığ gibi bir delikanlı olmuş, olmuş ama akıldan yana yaya olduğu için kimseler onu adam yerine koymaz; inanıp yanılıp da bir Allah‘ın danasını bile güttürmezmiş. Tavşan dağa küsmüş de dağın haberi olmamış! Keloğlan da kendini vurdumduymazlığa vermiş; ne elin işine, aşına karışır, ne de sözüne, sazına aldırış edermiş. “Ben ne beni sevenlerin kulu; ne de sevmeyenlerin sultanıyım.” der kendi kendine. Bir güne bir gün bu densizlerin köprüsünden geçmez, karşılarında boyun büküp, avuç açmaz; her sabah gölün yolunu tutarmış. Her gün üç balık avlar; birini satar gaz alır; birini satar tuz alır; birini de kızartır ana oğul yerlermiş. Günleri böyle geçer, dişleri başka bir şey kesmezmiş.
7 Ekim 2024 Pazartesi
Zeki Ömer Defne - Ziller Çalacak
Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin,
Duyacağım, evlerden, kırlardan, denizlerden;
Tâ içimden birisi gidecek ardınızdan uça ese...
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.
Şakir Selim - Tüşünce
6 Ekim 2024 Pazar
Bilal Mambet - Kederli Dostuma
Yeşillendi kırlar, çayırlar,
Akbardak kar tübünden baktı.
Mor melevşe bezendi kırlar.
Kuneş kuldi, il çeçek taktı.
Lakin senin kalbin arınmay,
Suvuklıktan…
Sende keder bar.
Kollarında işke sarılmay,
Dostum, sana kelmey mi baar?..
Namdar Rahmi Karatay - İşte Geldik Gidiyoruz
Ne beklerdin, ne buldun sen yeryüzünde hey serseri?
Bilinir mi böyle yerde bir kimsenin öz değeri?
Unut artık bunca yıldır tükettiğin emekleri,
Devlet kuşu konsa bile istemem ben bundan geri,
İşte geldik gidiyoruz, şen olasın Halep şehri.
Çağdaş Tatar Edebiyatı
İdil-Ural bölgesi, Rus yönetimi altına giren ilk Türk yurtlarındandır. Kitabınızın “Çağdaş Türk Edebiyatlarının Oluşum Süreci ve Gelişim Çizgisi” ünitesinde de açıklandığı gibi bu bölgede Rus istilasından (1552) sonra ister istemez siyasî, sosyal, iktisadî, dinî, ahlâkî sahada birçok değişiklik ortaya çıkmış, geleneksel yaşam biçimi değişmeye başlamıştır.
5 Ekim 2024 Cumartesi
Ahmet Haşim - Parıltı
Âteş gibi bir nehir akıyordu
Rûhumla o rûhun arasından
Bahsetti, derinden ona hâlim
Aşkın bu unulmaz yarasından.
Vurdukça bu nehrin ona aksi
Kaçtım o bakıştan, o dudaktan,
Baktım ona sessizce uzaktan
Vurdukça bu aşkın ona aksi...
Aşık Reyhani - Kahpe Zaman (Çevirdi Beni)
Şu kahpe zamanın yersiz akışı
Sürüsüz çobana çevirdi beni
Tersine gözlerin aksi bakışı
Dost iken düşmana çevirdi beni
4 Ekim 2024 Cuma
3 Ekim 2024 Perşembe
2 Ekim 2024 Çarşamba
Hakkı Bayraktar - Kastamonu Destanı
Ormanı mubandır, suları berrak,
Lâtiftir havası Kastamonu’nun.
Yeşillik, çemenlik def eder merak
Bağ, bahçe safası Kastamonu’nun.
1 Ekim 2024 Salı
Şahmaran Masalı
Vaktiyle Danyal adında bir hekim vardı. Zamanının en bilgin adamlarından biri olan bu hekimin biricik derdi bir evladının olmayışı idi. Nihayet günün birinde Tanrı ona bu nimeti verdi. Karısı ona hamile olduğunu müjdeledi.
30 Eylül 2024 Pazartesi
Abdürrahim Karakoç - Kızıl & Kara
(Âşık Feymani’nin “Ne Tevir” şiirine)
Bir dertten kurtulsak beşi geliyor;
Hâl aynı hâl, amma, yara değişti.
Kaptan yolculardan haraç alıyor;
Yol aynı yol, amma, kira değişti.
29 Eylül 2024 Pazar
Vecdi Bingöl - Leyla Bir Özge Candır
Leylâ bir özge candır
Kara gözlü ceylândır
Doyulmaz hüsnü andır
Kanılmaz bir içim su
Abdülkadir Karahan* - Enderunlu Vasıf
Asıl adı Osman Vâsıf olup bostancıbaşılıktan sadrazamlığa yükselen Elbasanlı Arnavut Halil Paşa’nın kardeşinin torunudur. İstanbul’da doğduğu bilinmekle beraber doğum tarihi hakkında kesin bir kayıt yoktur. Öğrenim yılları ve ilk görevlerinden hareketle yaklaşık 1771’de dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Kaynaklarda ailesi ve çocukluk yılları hakkında da yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak Türk kültür ve edebiyat tarihine birçok şair, hattat, mûsikişinas ve edip kazandırmış olan Enderun’dan yetiştiği bilinmektedir. Eğitim ve öğrenim gördüğü Enderun Saray Mektebi’nde yetiştiği için Enderunlu veya Enderûnî lakabıyla anılan Vâsıf III. Mustafa, I. Abdülhamid, III. Selim, IV. Mustafa ve II. Mahmud dönemlerinde yaşamıştır.