“Unutmak kolay mı? ” deme
Unutursun Mihriban’ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban’ım.
17 Kasım 2024 Pazar
19'uncu Yüzyılın İlk Yarısında Türk Nesri
19. yüzyılın ilk yarısında nesir alanında klasik nesir (düzyazı) anlayışının hem türler hem de dil açısından devam ettiği görülmektedir. Şair tezkirelerinden başlamak üzere tarihler, biyografik eserler, sözlük ve belagat türünde yazılan eserlerde dil açısından klasik nesrin sanatkârane üslubunun da devam ettiği görülmektedir. Nesir dilindeki sadeleşme ve değişmenin bu yüzyılın ikinci yarısından itibaren çeşitli zorunluluklar ve değişen zihniyetin yarattığı yeni kültür ve fikir ortamının etkisiyle ortaya çıktığını söylemek gerekir. 19. yüzyılın ilk yarısında kaleme alınan nesir türleri ve bu türlerde ön plana çıkan yazar ve eserler şu şekildedir:
16 Kasım 2024 Cumartesi
Zahirüddin Muhammed Babür - Gazel (Köñülge boldi 'acayib belâ kara saçıñ)
Elif Yavaş - Notaların Büyülü Dünyası
Söyleşi, röportaj havasında geçen edebî konuşma ve tartışma mekânları olur hani. Nazik davetleri reddetmeyen hanımefendi ve beyefendiler kalbimizi onurlandırır mütevazılıkla. Küçük kasabalarda, kazalarda ve köylük yerleşkelerde hayat sürenlerin hayalleri büyük olur kanatlarında. Ekmeğini yediğiniz iş ile sanat vazgeçilmez tutkuya dönüşür ve işinizle eviniz arasındaki dengeyi iyi kurmak gerek. Melankolik duyguların huşusunda flört eden edalı düşler, iç içe halka kurarak hayata işlenir de ikilem yaratır. Geçimimizi temin ettiğimiz meslek ile hobi faaliyetlerini “ev, iş, eş” arasında yansıtmamak gerek. Ev, iş ve eş terazisinde denge kurarak melodi oluşturur yaşam notalarımız.
19'uncu Asrın Başlarında Türk Şiiri
Edebiyat tarihlerinde “Tanzimat Dönemi” olarak adlandırılan ve Batı edebiyatlarının etkisinde geliştiği için klasik Osmanlı edebiyatından çok farklı özellikler gösteren yeni edebiyat anlayışı 19. yüzyılın ikinci yarısıyla başlatılır ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından önceki dönemin edebiyatı dikkate alınmadan bu yeni anlayışın değerlendirmesi mümkün değildir. Bu iki dönem arasındaki farklılıkların ortaya çıkışının tarihsel açıdan kesin bir ayrımını yapmak, klasik edebiyat ve Tanzimat edebiyatı arasında kesin bir kronolojik ayrıma gitmek de aynı şekilde mümkün değildir.
15 Kasım 2024 Cuma
Köksal Cengiz (Niyâzkâr) - Vay Deli Gönül!
Hiç bir gökçek şu gönlümü çalamaz,
Hiç bir güzel senin dengin olamaz,
Hiç bir kuvvet seni benden alamaz
Sen ki benim Mevlâ'ya beyanımsın!
Sultanımsın, cananımsın, canımsın!
Ruhsati - Her Sabah Her Sabah Dertli Esersin
Her sabah her sabah dertli esersin
Bilmem ki muradın ne seher yeli
Kerem eyle dost köyüne gidersen
Benim de halimi de seher yeli
Cahit Külebi - Akşamlar Hey Akşamlar!
Kim esir değildir
Kendi içerisinde?
Akşamlar hey akşamlar!
Doğmasaydım eğer
O küçük şehirde
Kim böyle boş gezer,
Yüzer gibi olur,
Bir koca nehirde?
Yorgunluk hey yorgunluk!
İnatçı yorgunluk!
Dalgın bir yüz kadar
Tozlu ayakkabılar.
Yorgunluk hey yorgunluk!
Victor Hugo - Sefiller (Roman Özeti)
Eserin Adı :Sefiller
Orijinal Adı: | Les Miserables |
Yazarı :Victor Hugo
Çeviri: Volkan Yalçıntoklu
Yayınevi : İş Bankası Kültür Yayınları
Basıldığı Yer ve Yıl:İstanbul - 2020
Eserin Konusu :
Romanda bir kürek mahkumunun on dokuz yılını harcadığı eski günlerine geri dönmemek için sürekli kaçışını ve kaçarken de çektiği sefalet, yaşadığı acılar ile 1800’lü yıllarda Fransız halkının içinde bulunduğu yoksulluk ve yaşadığı ızdıraplar anlatılıyor.
14 Kasım 2024 Perşembe
Charles Dickens - İki Şehrin Hikayesi (Roman Özeti)
Basıldığı Yer/Yıl : Can Yayınları-2018
Hayattaki büyün zorluklara rağmen kendi onurları ve düşünceleri için mücadele edenlerin hikayesi.
Mehmet Emin Yurdakul - Benim Ömrüm
Genç çağdaydım, kendimi bir dikenli yolda buldum;
Hıçkırıklar işittim gül ve bülbül bağlarından.
Felâketler topladım Anadolu dağlarından;
Uzun sazlı âşıklar diyarında şair oldum.
Ezgi koydum, âhlarla, figanlarla Türk şi'rine,
Öz dilimle haykırdım, 'Ey milletim, uyan! ' diye;
Viran yurdun dolaştım, bir şehrinden bir şehrine;
Saç ve sakal ağarttım ben de, 'Vatan, vatan! ' diye.
13 Kasım 2024 Çarşamba
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski - Kumarbaz (Roman Özeti)
Eserin Adı: Kumarbaz
Yazarı: Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Çeviren: Ergin Altay
Yayınevi ve basım Yılı: İletişim Yayınları - 20.04.2020
Eserin Konusu:
Bütün umutlarını kumara ve yaşlı büyükannelerinden kalacak olan mirasa bağlayan bir ailenin yanında öğretmen olarak çalışan bir genç ile ailenin üvey kızı olan güzel ve kaprisli bir genç kız arasındaki aşkı anlatan bir eser...
Tevfik Fikret - Hân-ı Yağma
Bu sofracık, efendiler - ki iltikâma muntazır
Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayâtıdır
Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
12 Kasım 2024 Salı
Osman Azim - Yaşamaktan Yoruldu Adam
Yaşamaktan yoruldu adam,
Düşündü kı boş geçmiş ömür.
Dışarıda bembeyaz âlem,
Dışarıda yağıyordu kar.
Mehmed Akif Ersoy - Hasbihal (Safahat'tan - 12)
Ey bülbül-i ter-zebân-ı irfan,
Dem-beste nevâlarınla vicdan
Hem safvet-i rûh olan o âvâz
Oldukça harîm-i canda dem-sâz ,
Pâmâlim olur bütün avâlim;
Lâhûta kadar çıkar hayâlim.
Eşvâkıma dar gelir de eb’âd,
Eyler fikrim fezâlar îcâd!
Ey nûr-ı mübîni Kibriyâ’nın,
Sînem olamaz mı âsûmânın?
Gökler mi bütün karârgâhın?
Hiç yerlere uğramaz mı râhın ?
Ey tâir-i nâz-ı sidre-pervâz ,
Kalbimde olaydın âşiyânsâz ;
Bir başka terâne gûş ederdin ,
Rûhum gibi sen de cûş ederdin.
Yâdımda duran neşâidinden
Dâim cezebât içindeyim ben.
Verdikçe derûna vecd o âheng,
Dünyâ nazarımda teng olur teng !
Âzâdesi büsbütün kuyûdun ,
Bir şi’r-i semâ-zemîn sürûdun!
Bir şi’r-i revan ki: Cûy-i cârî
Feyziyle bahâr-ı ömre sârî.
Bir nağme ki: Rûhtur, ledündür ;
Kur’an gibi râsihîn içindir.
Bir nâle ki: Şevk-sûz-i idrâk
Havlinde nidâ-yı “mâ-arafnâk!”
Ey şâir-i râzdân-ı mülhem ,
Ben râzına olmasam da mahrem ,
Hayrân-ı kemâlinim... Beyânın
Gûyâ ki hitâbıdır Hudâ’nın!
11 Kasım 2024 Pazartesi
Oyhan Hasan Bıldırki - Gemlenmiş Al Atlarım
Bin bir renkli dağlarım bir yiğit bekliyor
Gemlenmiş al atlarım bir yiğit bekliyor
Sevgiye kapanmış şimdi bütün kapılar
Beyefendi etliye sütlüye karışmaz
Hanımefendinin ojeleri silinir
Çarşı pazarda sayısız mart kedileri
Bileniyor yılan dilli keskin bıçaklar
Dal dal olmuş birlik ağacım bel veriyor
Çıfıt çarşısına dönüyor memleketim
Pusuya yatmış pişkin çakallar gülüyor
Nereye kadar gidecek bu işin sonu
Bir yanım Aydın, öte yanım Kastamonu