Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Kitaplara göre insan
Karanlıkta yüzüne bin mumluk lâmba tutulmuş
Gözleri, yüreği kamaşmış insandır
Aptaldır, hastadır, kahramandır
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır.
İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler
Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar
Bir tek meyve veren dalı keserler
İnsan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
Esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli
Bir tek meyve veren dalı kesmeli
İnsan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
İçinde kıyametler kopmalı
İnsan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı.
6 Ocak 2025 Pazartesi
Bedri Rahmi Eyüboğlu - Sevgi Üstüne
5 Ocak 2025 Pazar
Bertolt Brecht - Bizden Sonra Doğanlara
Doğru söz delilik. Düz alın
Kanıtı vurdumduymazın. Gülen ki
Korkunç haberi
Henüz almamış.
Ne günlere kaldık, ki
Neredeyse suçtur ağaç üzerine bir konuşma
İçerir çünkü susmayı bunca kötülük üstüne!
Orda ağırdan caddeyi geçen
Erişilmez mi dara düşen
Arkadaşları için?
4 Ocak 2025 Cumartesi
Rainer Maria Rilke - Her Şey Büyüyüp Güçlenecek Bir Gün
Her şey büyüyüp güçlenecek yine bir gün:
sular dalga dalga hep, karalar düzgün,
ağaçlar kocaman, duvarlar küçücüktür;
vadilerdeyse güçlü, çok yönlü, görürsün
bir çobanlar ve çiftçiler soyu büyür.
3 Ocak 2025 Cuma
Rudyard Kipling - Adam Olmak
çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana
2 Ocak 2025 Perşembe
Kazak Abdal - Benim Pirim Hacı Bektaş Veli'dir
Benim pirim Hacı Bektaş Veli'dir
Pirim piri Şâh-ı Merdân Ali'dir
Seyit Ali Sultan Kızıl Deli'dir
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır
Halit Fahri Ozansoy - Kedim
Kedim henüz bir yaşında;
Uyur hep soba başında.
Hem cesurdur, hem de kurnaz.
Bir tıkırtı duyar duymaz.
Uyanır, aslan kesilir;
Gözleri volkan kesilir.
O geldiği günden beri
Bizim evin fareleri
Damdan, tavandan indiler,
Birer deliğe sindiler.
Koşup yakalıyor hemen
Yuvasından, deliğinden
Çıkanları diri diri.
Artık bunlardan hiç biri
Dolaplarıma girmiyor,
Kitapları kemirmiyor.
1 Ocak 2025 Çarşamba
Mehmed Akif Ersoy - İstibdad (Safahat'tan - 20)
Kardeşim Midhat Cemâl’e
Yıkıldın, gittin amma ey mülevves devr-i istibdâd,
Bıraktın milletin kalbinde çıkmaz bir mülevves yâd!
Diyor ecdâdımız makberlerinden: “Ey sefîl ahfâd ,
Niçin binlerce ma’sûm öldürürken her gelen cellâd,
Hurûş etmezdi, mezbûhâne olsun, kimseden feryâd?
31 Aralık 2024 Salı
Ahmet Haşim - Akşam Yine Toplandı Derinde
Cânân gülüyor eski yerinde
Cânân ki gündüzleri gelmez
Akşam görünür havuz üzerinde,
Mehtâb, kemer tâze belinde
Üstünde sema, gizli bir örtü
Yıldızlar, onun gülüdür elinde...
30 Aralık 2024 Pazartesi
Nadirebegim İbrahimova – Yazarın Ölümü (Hikâye)
Bir kez kalp krizini yenen yazarın gönlünü hoş tutmaya çalışıyorlardı ama o Nisan ayının tam ortasında kanserden öldü.
O sırada, hastanede onun yanında hemşireden başka kimse yoktu. Hemşire nasıl olduysa yazarı tanıyordu. Hikayelerini okumuştu. Başka hastalardan daha fazla onun yanında bulunuyordu. Ağzından bir söz çıkar da bir isteği olur mu diye kendini parçalıyordu.
Ona sorduğu son soru şu oldu:
— Karınız
geldi, içeri girsin mi?
Yazar başını salladı ancak gözlerini kapıdan ayırmadı.
Yavuz Bülent Bakiler - Sivas'ta Yoksul Çocuklar
Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!
Elif Yavaş - Fatma Özger Bilgiç İle Şiir Gecelerine Dair Röportaj
Akdeniz topraklarına yolcu olalım. Hemşire bir anne, aynı zamanda şiir programlarının kadın organizatörü olan yazar ve şaire bir hanımefendiyi ağırlayalım sohbetimizde. Adıyaman doğumlu, eğitim hayatı farklı illerde ve güzel faaliyetlerle geçmiş ve sonrasında iş nedeniyle Mersin’in Tarsus ilçesine yerleşmiş bir hemşire kendisi. Yıllardır Tarsus’ta ikamet edip oralara şiir tohumlarını aşıladığı için şairemiz artık Tarsuslu olmuş. Fatma ÖZGER BİLGİÇ’i sizlerle tanıştırmak istiyorum.
ELİF YAVAŞ: Merhabalar sevgili Fatma ÖZGER BİLGİÇ. Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için bu anlayışınız ve nezaketiniz adına çok teşekkür ediyorum. Şiir ve yazın dünyanıza dair konuşalım. Öncelikle sizi tanıyalım. Şahsen sizi yakından tanıyan bir küçüğünüz olsam da yine de mikrofon sizde olsun.
Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur (Roman Özeti)
ESERİN ADI: Huzur
YAZARI: Ahmet Hamdi Tanpınar
YAYINEVİ ve BASIM TARİHİ: İmge Yayınevi, 1998
KONUSU: Mümtaz’ın başından geçen olaylar ve Nuran’la yaşadıkları.
29 Aralık 2024 Pazar
Kemalettin Kamu - Bingöl Çobanları
28 Aralık 2024 Cumartesi
Fuzuli - Leyli vü Mecnun (Mesnevi)
Fuzûlî, Destan-ı Leyli ve Mecnun'u 1535-1536 yılları arasında yazmıştır.
Bu Hazret-i İzzetden izhâr-ı hamd ile istimdâd-ı husûl-i metâlibdür ve Âsâr-ı şükr ile istid'â-yı setr-i Meâyibdür
- Elhamdü li-vâhib'il-mekârim, Ve'ş-şükrü li-sahibi'l-merâhim
- Veh've'l-ezeliyyü fi'l-bidâye, Veh've'l-ebediyyü fi'n-nihâye
- Kad şâa bi-sun'ihi beyâneh, Mâ a'zamu fi'l-bakâi şâneh
- Sübhânallah zihî hudâvend, Bî-şibh u şerîk u misl u mânend
- Meşşâta-i nev arûs-i âlem, Gevher-keş-i silk-i nesl-i Âdem
Oyhan Hasan Bıldırki - Bir Bıçağın Keskin Ucu
- Buna da şükür! dedi. Kolay değil yaşadığımız günlerin değerini bilmek. Hani ne demiştin? Şu Romanyalı için İstanbul’da gece gündüz dolaşmış mı, ne?
- Evet, öyle!
- Dolaşır, dolaşır… Dolaşır ya, biz öylelerine deli gözüyle bakarız. Lâkin kazın ayağı öyle değil.
Mehmed Akif Ersoy - Acem Şahı (Safahat'tan - 19)
Gürz-i girân-ı zulmünü ey kanlı nâsiye;
Eyvân-ı zer-cidârına as ziynetin diye!
Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,
Canlarla yak meşâil-i mâtem-penâhını!
Makberlerin hufeyre-i muzlim-dehanları ,
Dendân-ı gayz u kahra şebîh üstühanları
Yâd eylesin mezâlimini tâ ebed senin.
Ey cebhesi kitâbesi bin kanlı medfenin!
Ey bir hayâle tuhfe kılan bin hakîkati,
Ey âhenîn eliyle kazıp kabr-i milleti,
Nûr-i hayât ufuklarını herc ü merc eden!
Leylin şedîd zulmetini rûha meze eden!
Envâr-ı mihr-i fikri sen ey hâksâr eden,
Meyyitlerin izâmı gibi târumâr eden!
Ey hâdimi serâçe-i mâtem-feşânların !
Rahş-i akûr-i zulmüne pâmâl olanların
Gül-gonce-i mezârı mıdır tâc-ı devletin?
Tutmuşsa da avâlim-i efkârı şöhretin
Zannetme ki hükûmetinin efseriyledir ...
Sa’dî’lerin mezâr-ı çemen-ber-seriyledir.
Sa’dî’lerin mezârı, evet, bir avuç türâb ...
Tahtınsa bir cihan ki senin âsûmân-meâb!
Lâkin o kabre bence fedâ taht ü efserin...
Makber-güzîn olup da sükût eyleyenlerin
Feryâd-ı vâpesînine değmez bu velvelen...
Mudhik gelir nigâh-ı temâşâma hâilen !
Bin mülkü, milleti yok eden pençe-i felek,
Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.
Mâzî ki işte makbereler mâverâsıdır ,
Milletlerin haziyre-i zâir-cüdâsıdır .
Atfeylesen nigâhını ka’r-ı zalâmına:
Milletlere gözün ilişir na’ş nâmına!
Dârâ’ların o nâsiye-i târumârını,
Ecdâdının izâmını, çökmüş mezârını
Pîş-i nigâh-i ibretine al da bir düşün...
Çoktur bu rütbe dağdağa bir kabza hâk için!
İklimler alan o muazzam Napolyon’un
Bir hufredir kazandığı şey. İşte bak onun
En son serîri makbere-i mâtemîsidir,
Akreplerin nedîmi, yılanlar enîsidir !
Yer kalmamış sarây-ı muallâna bak utan:
Mâtem-sarâylarla dolu sâha-i vatan!
Emr-i cihân-mutâı bu dünyâyı râm eden
Eslâfının -bugün düşünürsek- değil iken
Toprak olan dehenleri feryâda muktedir,
Hâlâ senin bu velvele-i nahvetin nedir?
27 Aralık 2024 Cuma
Faruk Nafiz Çamlıbel - Gurbet
I
Bir kuş tanıyorum ki, baharda,
Salkımlar açan bahçemin üstünde uçar da
Akşamların ürperdiği bir sesle öterdi.
Besbelli, bu iklime yabancı,
Nerden koparak geldiği meçhul,
Endamı uzun, tüyleri parlak, sesi vahşî
Bir kuş.
Akşamla yatan köyde sadâlar durulunca,
Mehtaba yakın, gölgeli bir nokta bulunca,
Hicranla kısılmış, heyecanlarla boğulmuş
Bir sesle öterdi.
Ataol Behramoğlu - Bu Dert Beni Adam Eder
Gece gündüz dolaşırım tenhalarda menhalarda
Benim annem güzel anem beni koyver
Sağ yanımda bir sızı var, sol yanımda yandım aman altıpatlar
Bu dert beni verem eder
26 Aralık 2024 Perşembe
İsmail Hakkı Yılanlıoğlu - Sepetçioğlu
Bir ana bir yiğit doğurmuş denmiş,
Her yana ününü sal Sepetçoğlu!
Yârinde duvak tel, yanak güldenmiş,
Ellere kaçırma al Sepetçoğlu!
Sepetçoğlu doğmuş Haçatbeli’nde
Diz vurmuş Ilgaz’a pala elinde
Ünü bütün efelerin dilinde
Efeler içinde kal Sepetçoğlu!
Yaslandın dağlara, dağlar yasıldı,
Arslanlar korkudan kaçtı bozuldu,
Ak alnına neden kara yazıldı?
Ara da yârini bul Sepetçoğlu!
Ben bilirim senin yürek sızını,
Kıramazlar, çeliktendir azını,
Hiç gamlanma vur Haçat’a dizini,
Zeybek havasına dal Sepetçoğlu!
Sepetçoğlu Kastamonu uşağı,
İnce bele sarmış tiftik kuşağı,
Henüz inmiş, dağdan düze aşağı,
Sedef kakma sazı çal Sepetçoğlu!
Yılanlıoğlu dumanlı dağ durgundur,
Koçyiğitin oyunları sargındır
Efe Türk’e, Türk efeye uygundur
Ünün dile destan bil Sepetçoğlu!
(1942 Kastamonu, Yol Boyunca s. 56-57)