28 Nisan 2025 Pazartesi
Arzu Karademir - Yozgat
26 Nisan 2025 Cumartesi
Muhammad Yusuf - Lolaqizg'aldoq
Shavkat Rahmon xotirasiga
Mendan nima qolar:
Ikki misra she’r,
Ikki sandiq kitob,
Bir uyum tuproq.
Odamlar ortimdan
Nima desa der,
Men seni o`ylayman
O`zimdan ko`proq –
Lola, lolajonim,
Lolaqizg`aldoq!
Muhammad Yusuf - Onajon
Yo‘qotmoq – topmoq,
Sen so‘lib,
Men yashab,
To‘lishimga boq.
Sensiz topganimdan
Ko‘proq yo‘qotdim –
Sen meni yupatding,
Seni yig‘latdim,
Sen meni yaratding,
Seni tugatdim.
Uyalmay ONA deb,
Kelishimga boq!..
Muhammad Yusuf - Onamga xat
Men sizni o’ylayman shomu saharda,
Ona, sog’insam ham bora olamayman,
Tunlari charog’on shunday shaharda
Hech kimga ko’nglimni yora olmayman.
24 Nisan 2025 Perşembe
Pir Sultan Abdal - Ağlama Gözlerim Mevlâ Kerimdir
Gurbet elde bir hal geldi başıma, geldi başıma
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir
Derman arar iken derde düş oldum
Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir
Hikaye (Öykü) ve Özellikleri
Yaşanmış veya yaşanması mümkün olan olayların okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa edebî yazılara “hikâye (öykü) denir.
Hikâye, insan yaşamının bir bölümünü, yer ve zaman kavramına bağlayarak ele alır. Hikâyede olay ya da durum söz konusudur. Olay ya da durum kişilere bağlanır; olay ya da durumun ortaya konduğu yer ve zaman belirtilir; bunlar sürükleyici ve etkileyici anlatımla ortaya konur.
23 Nisan 2025 Çarşamba
Ozan Arif - Türküler
Türkü demek, Türk demektir hemşehrim,
O sebepten bizde boldur türküler...
Ben onu bilirim onu söylerim,
Türklerdeki özel haldır türküler...
22 Nisan 2025 Salı
Şiir ve Nazım
Duygu ve düşünceleri ölçülü ve kafiyeli olarak anlatma yoluna “nazım” denir. “Nazım” sözcüğünün sözlük anlamı “dizmek, düzene koymak’tır. Duygu ve düşüncelerin, insan ruhunda ürpertiler uyandıracak biçimde, ölçülü-ölçüsüz, kafiyeli-kafiyesiz olarak genellikle dizeler hâlinde anlatılan şekline ‘şiir’ denir.
Mehmed Akif Ersoy - İstiğrak (Safahat'tan - 38)
Tasavvur et ki muzlim bir şeb-i ecrâm-ı nâpeydâ:
Yatar heybetli âgûşunda dûrâdûr bir feyfâ;
Düşen gümrâh için yol bulma yok emvâc-ı zulmetten;
Gidilmez... Her adım attıkça bir girdâb olur rehzen;
O rîkistâna batmış, çalkanan seyyâh-ı âvâre,
Nasıl müştâk ise bir nûra, bir necm-i rehâkâre ,
Sana ey lem’a-i ümmîd ben de öyle müştâkım;
Görün bir kerre, zîrâ pek karanlık oldu âfâkım!
16 Nisan 2025 Çarşamba
Adil Çiçek - Seyreyle
Güvendiğin dostu ince elekten
Ona sezdirmeden süz de seyreyle
Şikayetçi olma kahpe felekten
Bir kaç kalleşinen gez de seyreyle
12 Nisan 2025 Cumartesi
A. Kadir - Dön Geri Bak
Kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç,
insan mısın, bu pazarda mısın, iki pula mısın,
kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç.
At denize kendini, git boğul.
Düş bir kör kuyuya, ordan çıkama.
Mehmed Akif Ersoy - Âhiret Yolu (Safahat'tan - 37)
Sokakta sâde bir “âmîn!” sadâsıdir gidiyor:
Mahalle halkı birikmiş, imam duâ ediyor.
Basık bir ev; kapının iç yanında bir tâbût,
Başında çınlayan âvâzı dinliyor, mebhût.
Denildi: “Fâtihâ!”, âmîni kestiler; bu sefer,
Göğüsler inledi, derken, açık duran eller,
Hazîn alınları bir kerre okşayıp indi;
Deminki zemzemeler bir zaman için dindi.
Duyuldu sonra imâmın nidâ-yı mağmûmu ,
Diyordu:
– Söyleyin, Allah için, şu merhûmu,
Nasıl bilirsiniz ey müslümanlar?
Anonim Türk Halk Edebiyatı
Söyleyeni belli olmayan, halkın ortak malı sayılan ürünlerin oluşturduğu, sözlü geleneğe dayalı edebiyattır. Sözlü olduğu için, ürünler; halk arasında dilden dile geçtikçe zaman, kişi, yer unsurlarına bağlı olarak değişikliğe uğramıştır.
- Anlatım, sözlü edebiyat geleneklerine uygundur. Süsten uzak, açık, net, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
- Daha çok; aşk, hasret, yiğitlik, ölüm gibi tüm insanlığı ilgilendiren konular işlenmiştir.
7 Nisan 2025 Pazartesi
Yahya Kemal Beyatlı - Açık Deniz
Balkan şehirlerinde geçerken çocukluğum;
Her lâhza bir alev gibi hasretti duyduğum.
Kalbimde vardı "Byron"u bedbaht eden melâl
Gezdim o yaşta dağları, hulyâm içinde lâl...
Aldım Rakofça kırlarının hür havâsını,
Duydum, akıncı cedlerimin ihtirâsını,
Her yaz, şimâle doğru asırlarca bir koşu...
Bağrımda bir akis gibi kalmış uğultulu...
Edgar Allan Poe - Anabel Lee
Seneler,seneler evveldi;
Bir deniz ülkesinde
Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
İsmi Annabel Lee;
Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
Sevmekden başka beni.
1 Nisan 2025 Salı
Mehmed Akif Ersoy - Hüsrân-ı Mübîn (Safahat'tan - 36)
Başlattığı gün mektebe, duydum ki, diyordu,
Rahmetli babam: “Âdem olur oğlum ilerde.”
Annemse, oturmuş, paşalıklar kuruyordu...
Âdemliği geçtik! Paşalık olsun, o nerde?
Âmâli tezâd üzre giderken ebeveynin ,
Hep böyle harâb olmada etfâl ara yerde!
Halide Edip Adıvar - Ateşten Gömlek (Roman Özeti)
Eserin Adı: Ateşten Gömlek
Yazarı: Halide Edip Adıvar
Yayıncı: Can Yayınları, 2019
1.ESERİN KONUSU:Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanan aşk, memleket, vatan ve millet sevgisi.
2.ESERİN ÖZETİ: Peyami, Kurtuluş Savaşı’nda bacaklarını kaybetmiş,başına saplı kalan kurşun yüzünden sık sık hayallere dalan,eski bir hariciye nazırıdır.Başından geçen olayları kaldığı Cebeci Hastahanesi’nde yazmaktadır.olayları anlatmaya mütareke yıllarından başlar.Annesi onu amcasının kızı Ayşe ile evlendirmek istemiş fakat,o yurt dışına kaçmıştır.Geri döndüğünde Ayşe’nin ağabeyi Cemal görevi nedeniyle İstanbul’a atanmıştır.Onunla arası hiç iyi olmamasına rağmen kısa sürede iyi bir dost oluverirler.Düşman uçaklarının İstanbul’u bombaladıkları bir günde Cemal’in İhsan adında bir arkadaşıyla tanışır.Ogünden sonra her şeyi birlikte yaparlar.O sıralarda Bulgar Mütarekesi yapılır. Bununla birlikte dünyaya Türklerin barbar, ilkel insanlar olmadıklarını göstermek için toplumdan her kesimin katıldığı büyük mitngler yapılır. Bunların en büyüğü olan Sultan Ahmet Mitingi’ne İzmir’den yeni gelen, kocası ve çocuğu Yunanlılarca öldürülen Ayşe de katılmıştır. Bir kesim de Ayşe’yi kullanarak İngilizlerin dostluğunu kazanmak ister ama Ayşe’nin İngilizlere olan tutumu etrafındakilerde büyük bir savaş azmi doğurur. Düşmanlar tarafından da bu olay çok ciddi karşılanır ve Ayşe,Peyami ve Cemeli’in öldürüleceği söylentileri yayılır. Bu arada Peyami ve İhsan arasında tatlı aşk rekebeti başlar.
31 Mart 2025 Pazartesi
Fuzuli - Gazel - 269 (Aldı gül-zar içre su aks-i izâr-i âlini)
Çekti güller suretin manzur edip timsâlini
Subh gösterdükde sen ruhsâr-i ferruh-fâlini
Ol melek kim yazmak ister nâme-i a’mâlini
Merdüm etmiş çeşm-i hun-bâre hayâl-i hâlini
Sâkin et pervâzdan şeh-bâz-i müşgin-bâlini
Men’kıl hun-rizlikten gamze-i kattâlini
Lütf edip benden götürme sâye-i ikbâlini
Gamdan ölsen hiç kim sormaz dahi ahvâlini
Oyhan Hasan Bıldırki - Kader, Bozulmaz ki
Kalbimizde birbirimizin sıcaklığı, yürüdük.
Kavuşma bayramındayız!
Yoldan geldiğini, soluklanman gerektiğini düşündüm. Üstelik kalbimde ayaklanan duygular, beni can evimden kuşatan sevgi kıvılcımları… Anlatılması zor duygular. Göz bebeklerimin içi gülüyor. Bunu biliyorum. Ama kavuşma bayramının bu ilk yangını, gözlerime düşüyor. Gözlerimde mutluluğum ıpıslak, ince ince sızıyor.
Cıvıl cıvılsın, konuşuyorsun. Soruyorsun, anlatıyorsun…
Konuşuyoruz.
Birbirimize anlatacak o kadar çok şeyimiz var ki…
“Gözlerin hiç değişmemiş!”
“Senin de!”
“Elâ mı?”
“Bal rengi…”
“Saçlarını kısaltmışsın. Rengi de değişmiş… Arasında gümüşler var. Meç mi yaptırdın?”