1 Nisan 2024 Pazartesi

Fuzuli - Gazel - 14 (Gam diyârında ecel peyki güzâr etmez bana)

 


Gam diyârında ecel peyki güzâr etmez bana
Yok sanır varım meğer kim i’tibâr etmez bana
Yâr cevr etmez bana ağyâr ta’lim etmeden
Bi’llâh ağyâr eyleyen ihsânı yâr etmez bana
Dağıtır her lahzâ berg-i ayşımı âhım yeli
Hansı nâ-hak zulmdür kim rûzgâr etmez baba
Aşk derdiyle hoşum terk-i nasihat kıl refîk
Ben ki tiryâki-mizâcım zehr kâr etmez bana
Çerhten aşırmadan yâdınla âh-i âteşîn
Kadr edip gerdûn şererden zer nisâr etmez bana
Nakd-i cân târâc-i gamdan saklamak düşvârdır
Aşk tâ seng-i melâmetten hisâr etmez bana
Yâd-i lâ’linle Fuzûlî gözleyip râh-i adem
Var bir tedbîri ammâ âşkâr etmez bana

31 Mart 2024 Pazar

Azim Suyun - O‘zlik



Milliy o‘zligini bilmagan millatlar boshqa millatlarga yemish bo‘lgay.

(Mustafo Kamol Otaturkning maqbarasi devoridagi yozuvlardan.)

Ming eshitgandan bir ko‘rgan a’lo, deb bekorga aytmaslar ekan. Turkiyaga bir haftalik safarim va unda ko‘rganlarim bisyor kitoblardan o‘qiganlarimdan, so‘nggi paytlarda borgan, kelgan do‘stlarimdan eshitganlarimdan albatta, ma’qulroq kechdi desam xato qilmagan bo‘laman.

Moskvaning Sheremetevo qo‘nalg‘a (aeroport)sidan ko‘tarilgan uchoq (samolyot)imiz uch yarim soat deganda Istanbulga qo‘ndi. Uchoqda asosan markazliklar edi. Ular katta-katta safar to‘rvalarini sudrashib (keyin bilsam, chayqovchilikning uyini kuydiradiganlar shunday uchoqlarni to‘ldirishib qatnar ekanlar) apil-tapil tushib ketishdi. Uchoqda o‘nga yaqin odam, bir qozoq bovurdosh akademik va men qoldim. Biz Anqaraga havo yo‘lini davom ettirishimiz kerak edi. «Turkiy uluslar she’riyatida turk tili» mavzusida bo‘ladigan xalqaro to‘plandi (simpozium)ga shoshilardik.

Behçet Necatigil - Solgun Bir Gül Oluyor Dokununca

 


Çoklarından düşüyor da bunca
Görmüyor gelip geçenler
Eğilip alıyorum
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ya büyük şehirlerin birinde
Geziniyor kalabalık duraklarda
Ya yurdun uzak bir yerinde
Kahve, otel köşesinde
Nereye gitse bu akşam vakti
Ellerini ceplerine sokuyor
Sigaralar, kâğıtlar
Arasından kayıyor usulca
Eğilip alıyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ya da yalnız bir kızın
Sildiği dudak boyasında
Eşiğinde yine yorgun gecenin
Başını yastıklara koyunca.

Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor
En çok güz ayları ve yağmur yağınca
Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda.
Uzanıp alıyorum kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda
Akşamlara gerili ağlara takılıyor
Yaralı hayvanlar gibi soluyor
Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
Yollar, ya da anılar boyunca.

Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ataol Behramoğlu - Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var


   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
   Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
   Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

   İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
   Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
   Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
   Kopmaz kökler salmaktır oraya

   Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
   Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
   Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
   Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

   İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
   Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

   İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
   Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

   Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
   Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
   Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
   Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

   Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
   Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
   Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
   Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına    
   Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
   Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

Fuzuli - Gazel - 34 (Pây-bend oldum ser-i zülf-i perişânın görüp)

Pây-bend oldum ser-i zülf-i perişânın görüp
Nutktan düştüm leb-i lâ’l-i dür-efşânın görüp

Fuzuli - Gazel - 13 (Aşk etvârın müssellem eyledi gerdûn bana)

 


Aşk etvârın müssellem eyledi gerdûn bana
Bunca kim yeldi yügürdi yetmedi Mecnûn bana
Kıldı benden ref’ teklif-i namâzı mestlik
Saldı Hak bir neş’e-i câm-i mey-i gül-gûn bana
Bâğ-ban ger meyl kılmam sevrine ma’zûr tut
Servden yiğrek gelir ol kâmet-i mevzûn bana
Dostlar kan yaş döküp kıldı beni rüsvâ-yi halk
Veh ki düşmen çıktı âhir dide-i pür-hûn bana
Olmazam her handa kim olsam girftâr olmadan
Bir belâdır göz bir âfettir dil-i mahzûn bana
Ey Fuzûlî nâvek-i âhımla aldım intikâm
Döne döne gerçi bî dâd etti çerh-i dûn bana

30 Mart 2024 Cumartesi

Fuzuli - Gazel - 12 (Riştedir cismim ki devr-i çerh vermiş tâb ana)

 


Riştedir cismim ki devr-i çerh vermiş tâb ana
Merdüm-i çeşmim düzer her dem dür-i sîrâb ana

Muhtarlık




Emmimoğlu aradı, telaşlı bir ses ile
Muhtar adayıyım ben, herkese ilet dedi.
Kalmasın yurt dışında tek bir akraba bile
Herkesi bekliyorum bendendir bilet dedi.

Senin o Belçika’lı gelini de kandır gel
İş yerinden İtalyan şefini de bindir gel
Bu kutsal bir dava de, herkesi inandır gel
Sana güveniyorum bu işi hallet dedi. 

Siz bu kutsal davanın kutsal neferisiniz 
Sizler haçlıya karşı haçlı seferisiniz 
Siz köyün geleceği azmin zaferisiniz
Sizdeki dik duruşu görsün bu millet dedi.

Rakipler görsünler bi, nasıl bizim aile 
Eğer ki kaybedersek yıkılır bu son kale
Ya bir de kazanırsak değme keyfime hele
Çatlasın karşımdaki şu dünkü velet dedi.

Kabakçı der, emmoğlu, abartıyorsun sanki
Alt tarafı muhtarlık, sen uçmuşsun inan ki
Tamam maaşı güzel, gerisi her zamanki
Şu iddiası yok mu, en büyük illet dedi.

Hakiki Kabakçı

2024 Türk Dünyası Kültür Başkenti İçin “Kadim Anev Medeniyeti” Konferansı ve Forumu

 


Anev 2024 Türk Dünyası Kültür Başkenti açılışının ardından 27 Mart 2024 tarihinde Türkmenistan Kültür Bakanlığı, TÜRKSOY, Uluslararası Türk Akademisi ve Türk Kültür ve Miras Vakfı katkılarıyla “Kadim Anev Medeniyeti” uluslararası konferansı düzenlendi.

Mustafa Nejat Sefercioğlu (Seferî) - Gazel (Kalmaz)

 


Dert etme letâfet gül-i gülzâra da kalmaz
Güller sökülür gül bahçesi hâra da kalmaz
Vuslat gözeten bülbül-i şeydâ keder etme
Gül soldumu gör vuslatı ısrâra da kalmaz
Bülbül bilemez goncaların var mı vefâsı
Ol gonca dehen bülbül-i zâra da kalmaz
Hiç gam yeme âşık boş yere hüsrâna kapılma
Bir gün bu güzellik solacak yâra da kalmaz
Gül çehreyi sarmış o siyah saçları yârin
Aldırma gülün goncası mâra da kalmaz
Hep yok yere dil dökmede cânâna o iblis
Kavlinde sebat etmez o ağyâra da kalmaz
Davran Seferî aşkını deryâlara anlat
Bir gün bu rivâyet biter eş’âra da kalmaz.
(İstanbul, 24.09.2023)

29 Mart 2024 Cuma

Mahir Ünlü - Buhârâ-yı Şerîf (Şerefli Buhara)

 


Buhara’ya Taşkent’ten karayoluyla gitmek meşakkatli fakat keyif vericidir. Meşakkatlidir çünkü Özbekistan’da yaz ayları sıcak geçer. Güneş insanı kavurur. Keyif vericidir, sebepleri saymakla bitmez: Yolda karşılaşacağınız dost insanlar, Semerkand’dan geçecek olmanız, mübarek topraklara ve yüce makamlara çilesiz erişilemeyeceğine olan inancınız… İsterseniz uçakla da gelebilirsiniz ama karayolunun zevki başka. Ne de olsa insan ayağının yere bastığını hissediyor.

Mahir Ünlü - Kitap Tanıtım Yazıları Nasıl Yazılmalı

 

Kitap tanıtım yazısı yazarken ilk aklımıza gelen kitapta karar kılmamız sağlıklı olmaz. Birçok kitabı gözden geçirerek yayın tarihlerini, daha önce tanıtılıp tanıtılmadıklarını öğrenmeli, ilgi alanımıza girip girmediğini, o kitap türünün bize uygun olup olmadığını, kitabı tanıtabilecek donanıma sahip olup olmadığımızı tartmalıyız. Adı her yerde geçen popüler kitapları seçmemiz de doğru olmaz. Çünkü onları tanıtan zaten çoktur. Mühim olan çarşıdaki Yusufları toplamak değil, kuyudan Yusuf’u çıkarmaktır.

Mahir Ünlü - Edebi Eser ve Tenkit

 

Edebiyatı anlamak için önce “edeb” nedir bilmek gerek. Sonra “âdâb” öğrenmeli.  Bunları bilmeden edebi eser meydana getirmek elbette mümkündür ama edep erkân bilmek bambaşkadır.

Mahir Ünlü - Eski Yazı

Dil bir milletin kültürünün meydana gelmesinde, yaşatılmasında ve gelecek nesillere miras olarak bırakılmasında en önemli bir araçtır. Bir dile müdahale etmek, onu anlaşılmaz kılmak, eski ve yeni nesilleri yahut aynı dili konuşan ve farklı yerlerde yaşayan akraba toplumları anlaşamaz hale getirmek -hangi niyetle olursa olsun- o millete yapılacak bir kötülüktür.

Gezi Yazısı (Seyahatname)

  


Yazarın gezip gördüğü yerlerdeki toplumları, kentleri, yerleri, yaşayışları, âdet, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellikleri; ilgi çeken değişik yönleriyle, edebî bir üslup içinde kaleme alarak anlattığı yazılara gezi yazısı (seyahatname) denir.

Çocuk Gözünden Çankırı Masal Yarışması



 Çankırı Atatürk Ortaokulu Çocuk Gözünden Çankırı Masal Yarışması düzenliyor.

Katılım şartları:

  • Başvurular öğrencinin halen öğrenim gördüğü okul müdürlüğünce Atatürk Ortaokulu Müdürlüğüne yazılı olarak veya cankiriataturkoo@gmail.com adresine e posta gönderilerek yapılacaktır.
  • Yarışmaya katılan öğrencilerden Ek 1 ve Ek 2 alınıp, eser başvuruları ile birlikte gönderilecektir.
  • Son başvuru tarihinden sonra gönderilecek eserler değerlendirmeye alınmayacaktır.
  • Yarışmaya katılım için e posta yöntemi kullanılacak olması durumunda katılımcı okula ait resmi e-posta hesabı ya da okul idarecilerinden birine ait e-posta adresi üzerinden gönderi yapılacaktır.
  • Aynı okuldan mükerrer e posta gelmesi durumunda en son gönderilen e-posta dikkate alınacaktır.
  • Yarışma ile ilgili ilan, duyuru ve açıklamalar İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Atatürk Ortaokulu tarafından resmi web siteleri ve kurumlara ait sosyal medya hesapları üzerinden yapılacaktır.
  • Başvuru yapılan eserin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Milli Eğitim Temel Kanunu ile Türk Milli Eğitiminin Genel Amaçlarına uygun olarak ilgili yasal düzenlemelerde belirtilen ilke, esas ve amaçlara aykırılık teşkil etmeyecek şekilde hazırlanması gerekmektedir. Bu şekilde hazırlanmayan eserler değerlendirmeye alınmayacaktır.
  • Eserlerin konusu öğrencilerin hayal gücü ile sınırlıdır.
  • Eserler gerçek bir olaydan esinlenerek yazılabileceği gibi hayal ürünü de olabilir.
  • Eserlerde Çankırı’yı simgeleyen, ilimize özgü en az 3 kelime bulunmalıdır.
  • Eserlerde kullanılan anahtar kelimeler masal başlığından önce “ Masalda kullanılan anahtar kelimeler” başlığı ile belirtilmelidir.
  • Eserler bilgisayar ortamında A4 dosya kâğıdı boyutunda Word formatında 12 punto Times New Roman yazı karakteri kullanılarak 1,5 satır aralığı ile yazılacaktır.
  • İlkokul kategorisi eserleri en az 1 en fazla 4 sayfa, ortaokul kategorisi eserleri en az 2 en fazla 5 sayfa olmalıdır.
  • Yarışmaya katılacak eserlerin daha önce başka bir yerde yayımlanmamış; başka bir yarışmaya veya herhangi bir yayın grubuna gönderilmemiş olması gerekmektedir.
  • Her yazar ancak bir ( 1 ) eserle yarışmaya katılabilir.
  • Birden fazla kişi tarafından ortaklaşa yazılmış eserler yarışmaya kabul edilmez.
  • Yarışmaya gönderilecek eserlerin üzerine öğrenci veya okuluyla ilgili kişisel bilgiler yazılmaz.
  • Yarışmaya katılacak öğrencinin ve okulun iletişim bilgilerini içeren bilgiler ekte yer alan “EK-1 Yarışma Başvuru Formuna” yazılacaktır.
  • Ekte yer alan “EK-2 Veli İzin ve Taahhütname Belgesi,” yarışmaya katılacak öğrencinin velisi tarafından imzalanacaktır.
  • Yarışmaya katılan öğrenciler masallarını ve eklerini (EK-1, EK-2) okul müdürlüklerine teslim edeceklerdir.
  • Başvurular 30 Nisan 2024 tarihine kadar alınacak olup ödül töreni Mayıs ayı içerisinde düzenlenecektir.
  • Yarışma sonucunda eşit puana sahip eserin dereceye girmesi durumunda kelime sayısı daha fazla olan eser başarılı sayılacaktır.
  • Alıntı veya kopya olduğu, başka bir yarışmaya veya herhangi bir yayın grubuna gönderilmiş olduğu tespit edilen eserler iptal edilecek ve eser sahibi hiçbir hak iddia edemeyecektir.
  • Eserlerin öğrencilerin kendileri tarafından yazılması esastır. Jüri üyelerinin en az üçte ikisi tarafından eserin öğrencinin kendisi tarafından yazılmadığına dair kanıya varılması durumunda eser iptal edilecek ve eser sahibi hiçbir hak iddia edemeyecektir.
  • Yarışmayla ilgili oluşabilecek herhangi bir durumda son karar mercii Çankırı İl Millî Eğitim Müdürlüğüdür.
  • İl Milli Eğitim Müdürlüğü bilgisi ve onayı dâhilinde Atatürk Ortaokulu Müdürlüğü yarışma şartnamesiyle ilgili değişiklik yapma hakkına sahiptir.
  • Yukarıda belirtilen şartları taşımayan eserler ile ekleri gönderilmemiş, eksik gönderilmiş veya imzalanmamış olan eserler değerlendirilmeye alınmaz.
  • Yarışmaya katılanlar, yukarıda yer alan şartların tamamını kabul etmiş sayılırlar.

Çocuk Gözünden Çankırı Masal Yarışması Ödülleri

İlkokul Kategorisi:

  • Birinci: 2.000 TL
  • İkinci: 1.500 TL
  • Üçüncü: 1.250 TL

Ortaokul Kategorisi:

  • Birinci: 2.000 TL
  • İkinci: 1.500 TL
  • Üçüncü: 1.250 TL

  • Her iki kategoride ilk üç dereceden sonraki ilk 7 öğrenciye ise sürpriz hediyeler verilecektir.
  • Katılımcıların hepsine katılım belgesi verilecektir.

Dahi Şairin Doğumunun 530'uncu Yıldönümüne Önemli Katkı: "Fuzuli ve Eseri" Kitabı Almanya'da Yayımlanıyor


Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, büyük Azerbaycan şairi ve düşünürü Mehemmed Fuzuli'nin doğumunun 530. yıldönümünü kutlamak amacıyla 2024 yılında imzaladığı kararnamede şöyle diyor:

"Kapsamlı bilgiye sahip bir düşünür olarak onun (..) yüksek ideallerle yaşamaya çağıran çok yönlü sanatı-felsefi mirası, Azerbaycan halkının insanlık kültür hazinesine vermiş olduğu eşsiz manevi hazinelerden biridir."

Ünlü yazar ve edebiyat eleştirmeni Mir Celal Paşayev, Fuzuli'nin eserleriyle ilgili ilk bilimsel çalışmaları 1920'lerin sonlarında, Fuzuli'nin yaşayıp eser verdiği tarihten yaklaşık ddört yüz yıl sonra başlattı. Mir Celal, araştırmasında Fuzuli'nin sanatkarlığını ayrı ayrı konu ve motiflerle incelemenin yanı sıra, edebiyat çalışmaları alanında ilk kez genel edebiyat panoramasını bilimsel olarak ortaya koymayı başarmıştır.

Mir Celal, bilimsel sonuçlarını 1940 yılında "Fuzûlî'nin Şiirsel Özellikleri" ve "Fuzuli Eseri" adlı kitaplarda yayımladı.

Eşq sevdasinə sərf eylər Füzuli ömrünü,
Bilməzəm, bu xabi-qəflətdən qaçan bidar olur?

28 Mart 2024 Perşembe

Fərhad ile Şirin (Dastan)

 

USTADNAMƏ

 Danəndə yanında, məclis içində, 

Şirin sözün cana yayılsın gərək! 

Sazın cingildəyib, səsin gələndə, 

Qəflətdə yatanlar ayılsın gərək!

Qurbani (Dastan)

 

USTADNAMƏ


Dəli könül, nə divanə gəzirsən? 

Bivəfa dilbərdən sənə yar olmaz. 

Düz çıxmaz ilqarı, əhdi-peymanı, 

Hərcayıda namus, qeyrət, ar olmaz.

Abdülhak Hamit Tarhan - Bir Şairin Hezeyanı

 

Merhaba ey harap makbereler,
Sâfiline küşâde pencereler!
Nezdinizde karârı pek severim.
Bence hep şi’rdir bu meşcereler,
Şu bayırlar, harabeler, dereler.
Bu esen rüzgârı pek severim.
Bahrdan levhime gelir safvet,
Safvet-i lehv o en güzel sanat.
Ebrden kalbime iner rikkat,
Rikkat-i kalb, o en büyük hikmet.
Bu hazan u baharı pek severim.
Fikrimi âsmân eder terfi’,
Şi’rimi ahterân eder tarsi;
Her kim eylerse eylesin teşni’,
Bana lâzım değil beyan u bedi!
Köydeki çeşmesârı pek severim.
Dilemem şeyh u şâbdan irşâd,
Encümenden hiç istemem imdâd,
Bana üstâd-ı Sun’dur üstad,
Bunu cehlimden eyle istişhâd.
Cehl ile iftiharı pek severim.
Servden istikamet öğrendim,
Senge baktım metânet öğrendim,
Sâyelerden himâyet öğrendim.
Âkıbet bir muhabbet öğrendim.
Ben bu nakş u nigârı pek severim.
Müteharrik çemen belâgatten,
Dem urur tâirân fasâhattan,
Gonca bir ders açar letâfetten,
Beni âgâh eder selâsetten.
Reviş-i cûybârı pek severim.
Yetişir âsmân önümde kitab,
Bana mekteb gelir şu penbe sehâb.
Encümen cânişinidir girdâb,
Ne hoş urmuş bu merkade mehtâb.
Şu gelen ihtiyarı pek severim.
Eder ilka hayalime ziynet,
Hande ettikçe her seher Kudret,
Görürüm her tarafta bin ibret,
Tek ü tenha önünde ey Vahdet,
Ettiğim âh ü zârı pek severim.
Olmadım sarf u nahve ben âgâh,
Gramerden de anlamam billah,
Ulemâ benden etsin istikrâh,
Hiç vazifemde olamaz, ey hemrâh,
Çünkü Perverdigâr’ ı pek severim.
Batmasın pâyına sakın bu çiçek,
Bir melek geldi söyledi gülerek,
Burdan sevdiğim güzâr edecek,
Ben onun da esiriyim gerçek,
Ben o merdüm-şikârı pek severim.
Vechi mir’at-ı hüsn-i sirettir,
Zülfü meşşate-i tabiattır,
Çeşmi hemreng-i sermediyyettir,
O da bir derstir, fazilettir.
Severim, yâdgârı pek severim.

(Hep yahut Hiç, s. 89-91)

Cho'lpon - Xalq