8 Ağustos 2024 Perşembe

Murat Çobanoğlu - Ben Gezmeden Bu Dünyayı Yoruldum

 

Ben gezmeden bu dünyayı yoruldum
Derdimiz var ama dermanımız yok
Dağlar dumanlanmış görmüyor gözüm
Gam yükümüz vardır kervanımız yok

Aşık Reyhani - Bugün Sabah İle Visal-i Yardan

-I-

Bugün sabah ile visal-i yardan
Bana bir haber var inceden ince
Ol zülfü zer tar-ı hayal-i yardan
Bir buy-i eser var inceden ince

7 Ağustos 2024 Çarşamba

Fuzuli - Gazel (Demiş her gonceye âşıklığım râzın sabâ derler)

 


Demiş her gonceye âşıklığım râzın sabâ derler
El ağzın tutmak olmaz korkarım ey gül sana derler
Esîr-i derd-i aşk umest-i câm-i hüsn çok ammâ
Biziz meşhûr olan Leylî sana Mecnûn bana derler
Senin mihr ü vefâ gösterdiğin ağyâra çok gördüm
Galattır kim seni bî-mihr okurlar bî-vefâ derler
Sana derler büt-i Çin zülfüne zünnâr söylerler
Zihî imânı yoklar küfr söylerler hatâ derler
Bana derlerdi evvel bir melektir sevdiğin hâlâ
Görenler ben fakiri gökten inmiş bir belâ derler
Mariz-i âşk akd-i zülfün eyler ârzû zirâ
Mu’alicler bu mühlik derde müşkildir devâ derler
Fuzûlî âşıka derler olar kim terk-i aşk eyle
Demezler mi hatâ tağyîr kıl hükm-i kazâ derler
(Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün)

6 Ağustos 2024 Salı

Necmettin Turinay - Mustafa Miyasoğlu’nun Muhteşem Finali

Sevgili Miyasoğlu hakkında saatlerce konuşmak mümkün. Aynı şekilde uzun uzun yazmak da! Fakat böyle bir vefatın ardından (1 Ağustos 2013), insan neyi söyleyeceği hususunda şaşırıp kalıyor. Geride bıraktığı güzel romanlar, geceler boyu sürüp giden sohbetler ve ileriye dönük onca tasavvur!.. Şimdi bunların çoğu uçup gitmiş gibi bir intiba uyandırıyor insanın şuurunda. Bir nevi Kaybolmuş Günler gibi bir duygu belki de. Kuşkusuz Miyasoğlu ilgili romanını yazarken, bu tür duygular arasında nice tereddütler geçirmiş olmalıdır. Kaybolmuş veya kaybolacak günler üzerine hassasiyetle eğilmek, onları yeni baştan hatırlamak, ya da bir nevi unutulmazlık kazandırmak gibi bir arayış. İşte şimdi biz de bir yanımız sevgili Miyasoğlu’na dönük, öbür yanımız fani zamanlarımızın kaybı karşısında duyduğumuz bir acı ile dopdoluyuz.

5 Ağustos 2024 Pazartesi

Yusuf Akçura - Üç Tarz-ı Siyaset

Osmanlı ülkelerinde, garptan feyz alarak, kuvvet kazanmak ve terakki arzuları uyanalı, belli başlı üç siyasî yol tasavvur ve takip (eba-ucher) edildi sanıyorum : Birincisi, Osmanlı Hükümetine tâbi muhtelif milletleri temsil ederek ve birleştirerek bir Osmanlı milleti vücuda getirmek. İkincisi, hilâfet hakkının Osmanlı Devleti hükümdarlarında olmasından faydalanarak, bütün İslâmları söz konusu hükümetin idaresinde siyaseten birleştirmek (Frenklerin “Panislâmisme” dedikleri). Üçüncüsü, ırka dayanan siyasî bir Türk milleti teşkil etmek.

Şeyh Galib - Müseddes Nutk-i Şerif-i Nebevî



Sultan-ı rusül şâh-ı mümeccedsin efendim,
Bî-çârelere devlet-i sermedsin efendim,
Divân-i ilâhide ser-âmedsin efendim,
Menşur-i 'le-amrük'le müeyyedsin efendim.

Sen Ahmed ü Mahmud u Muhammedsin efendim,
Hak'dan bize sultân-ı müeyyedsin efendim.

İsmail Yakıt - Mevlânâ'nın Milliyeti

 


Niçin Bu Konu?

Şehbal’ın ifadesiyle: “Kadirşinas milletlerden kadri bilinecek adamlar yetişir.” Bu sözden anlaşılan, kıymeti bilinecek büyük adamlar ile onu yetiştiren takdir bilir milletler arasında doğru bir orantı olduğudur. Bir millet ne kadar büyük adam yetiştiriyor, büyüklerine sahip çıkıyor, onlara müteşekkir oluyorsa, gelecek nesillerine o nispette önemli emanetler ve mesajlar tevdi etmekle birlikte milletçe ölümsüzlüğün temellerini güçlendiriyor demektir.

Aslan Avşarbey (Mülki) - 2023 Deprem Destanı (51 Dörtlük)

-6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ve Elbistan’da meydana gelen, on ili kapsayan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremde hayatını kaybeden on binlerce insanımızın anısına-

Altı Şubat günü kara geceden

Doğduğuna pişman bir güneş kaldı

Deprem alev alev çıktı bacadan

Binlerce ocakta kor ateş kaldı

Dilaver Cebeci - Şimdiki Zaman Çekiminde Bir Mahkuma Mektup

Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum

Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar

Zühre bir şarkı tutturmuş Babil'den kalan

Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır

Bir Harut'la Marut bir de ben dinliyorum

Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi

Bir intikam fişeği gibi saplanıyor 

                              karanlığın karnına

Aslan Avşarbey (Mülki) - Şifalar Olmasın

Duydum ki kahrından hasta düşmüşsün 

Ne diyeyim daha beter olasın

Vali kebabından tosta düşmüşsün 

Onu da güçlükle yutar olasın

Gazi Giray Han - Gazel (

Râyete meyl iderüz kâmet-i dil-cû yerine
Tûğa dil bağlamışuz kâkül-i hoş-bû yerine

Heves-i tîr ü kemân çıkmadı dilden aslâ
Nâvek-i gamze-yi dil-dûz ile ebrû yerine

4 Ağustos 2024 Pazar

Fikret Kamacı- Yaşatmak Var iken Öldürmek Niye?

Ben insanım can dostları korurum.

Yaşatmak var iken öldürmek niye.

Adam gibi doğru yolda yürürüm.  

Yaşatmak var iken öldürmek niye?

3 Ağustos 2024 Cumartesi

Karacaoğlan - Üryan Geldim Yine Üryan Giderim

 

Üryan geldim gene üryan giderim
Ölmemeye elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeye dermanım mı var

Fuzuli - Gazel (Her kitâba kim leb-i lâ’lin hadisin yazalar

 

Her kitâba kim leb-i lâ’lin hadisin yazalar
Rişte-i can birle aşk ehli anı şirâzeler
Bu ne sırdır sırr-iaşkın demedin bir kimseye
Şehre düşmüş ben seni sevdim diye âvâzeler
Şeyhler mey-haneden yüz dönderirler mescide
Bi-tarikatlerini ör kim doğru yoldan azeler
Çâklar göğsümde sanman kim açıptır tîğ-i aşk
Gönlümün şehrine mihrin girmeğe dervâzeler
Ey Fuzûlî yâr eger cevr etse andan incinme
Yâr cevri âşıka her dem muhabbet tazeler

Anton Çehov - Ödlek

Birkaç gün önce, evde çocuklarıma ders veren öğretmen hanımı çalışma odama çağırmıştım.

“Otur, Julia Vassilyevna” dedim. “Aramızdaki hesabı kapatalım. Her ne kadar şu anda paraya ihtiyacın varsa da, resmi bir merasimde bekler gibi bekleyeceğini ve bir türlü kendiliğinden gelip alacağını istemeyeceğini biliyorum. Neyse, gelelim hesabımıza: Ayda otuz rubleye anlaşmıştık…”

“Kırk.”

2 Ağustos 2024 Cuma

Ömer Seyfeddin - İlk Cinayet

 


Ben daima ızdırap içinde yaşayan bir adamım! Bu azap âdeta kendimi bildiğim anda başladı. Belki daha dört yaşında yoktum. Ondan sonra yaptığım değil, hatta düşündüğüm fenalıkların bile vicda­nımda tutuşturduğu nihayetsiz cehennem azapları içinde hâlâ kıvranıyorum. Beni üzen şeylerin hiç­birini unutmadım. Hatıram sanki yalnız elem için yaratılmış.

Köroğlu - Koçaklama (Ay Yansın Ağalar, Güneş Tutulsun)

 

Ay yansın ağalar güneş tutulsun
Parladı parladı çalın kılıncı
Oklar gıcırdasın ayyuka çıksın
Mevlâ'nın aşkına basın kılıncı

Baki - Gazel (Ferman-ı Aşka Can İledür İnkiyadumuz)

 

Ferman-ı aşka can iledür inkiyadumuz
Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadumuz

Baş eğmezüz edaniye dünya-yı dun içün
Allah'adur tevekülümüz i'timadumuz

Necip Fazıl Kısakürek - Onu Nasıl Tanıdım?

 


O…

Dinmek bilmez bir ağrı çeken diş... Ne kibrit çöpünden imdat, ne berber kerpeteni, ne karanfil yağı, ne de eczacı güllacından...

İşte böyle; bir zamanlar beynim "mutlak hakikat" acılarına yataklık etti. Ağrıyan akıl dişimdi. Masallardaki benzetişle, denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa bu acıları sayıp dökmeye yetmez.

Faruk Nafiz Çamlıbel - Gurbet


I

Bir kuş tanıyorum ki, baharda,
Salkımlar açan bahçemin üstünde uçar da
Akşamların ürperdiği bir sesle öterdi.