23 Eylül 2024 Pazartesi

Özge Ömeroğlu - Selâm Babam

 

Selamların en güzeliyle selam. Dünya bir penceredir bakıp geçmeye diyor Mevlâna. Sen o pencereye öyle güzel baktın ki Orta Asya’daki toprakları çiçeklendirdin, oradaki kardeşlerimize umut oldun, bu topraklara nimet oldun, yaz oldun. Şimdi o pencere kapandı buralar kış oldu, bitmeyen bir ateş oldu, sensizlik çok güç oldu. 

Havva Ömeroğlu - Adanmış Bir Nefes


Sana hiçbir zaman “gitme” demedim. 

Biliyordum “Türk dünyası” deyince kalbinin başka attığını, oraların sana nefes olduğunu. 

Şimdi daha iyi anlıyorum. Bana bunu söyletmeyenin seninle ilgili plânları bulunduğunu. Meğer yapman gereken ne çok iş varmış ömür çizgisine sığdırmak için. 

Yesevi’nin şehri Türkistan’da başlayan evliliğimiz boyunca Türk Dünyası ile kurduğun bağın bir insanda, bir kitapta, bir dergide nasıl vücut bulduğuna şahitlik ettim.  

22 Eylül 2024 Pazar

Hoca Dehhani - Gazel (Görmedi felek gözleyüben biŋ göz-ile hīç)

 

Yine görürem bende saʿādet eseri var

Kim şol gözelüŋ baŋa ʿināyet naẓarı var


Beŋzer ki ḳatı göŋline āhum eser itmiş

Her āh ki cāndan ḳopa ṭaşa eseri var


Dīvāne anuŋ şemʿ-i cemāline naẓar ḳıl

Tā rūşen ola dünyede kim saŋa perī var


Görmedi felek gözleyüben biŋ göz-ile hīç

Aġzı bigi bir ḥoḳka ki ṭolu güheri var


Yalŋuz mı menem ʿāşıḳ u āvāre elinde

Bu bābda biŋ bencileyin derbederi var


ʿĀşıḳda ne var kim ide maʿşūḳına īsār

Ger nesnesi yoḳsa hele āh-ı seḥeri var


Dehhāni anuŋ bilini bilüŋ ki ḳuçamaz

Ger ḳuçsa kemer ḳuça ki bilinde zeri var

Ahmet Haşim - Yarı Yol

 

Nasıl istersen öyle dinle, bakın:
Dalların zirvesindeyiz ancak,
Yarı yoldan ziyâde yerden uzak,
Yarı yoldan ziyâde mâha yakın.

Fuzuli - Gazel (Sâkiyâ câm tut ol âşıka kim kayguludur)

 

Sâkiyâ câm tut ol âşıka kim kayguludur
Kaygu çekmek ne için câm ile âlem doludur
Telh güftârsız olmaz leb-i yâr ey âşık
Çok heves eyleme ol şerbete kim ağuludur
Koyalım başı hum-i bâde ayağına gelin
Tutmamak olmaz anun hürmetini bir uludur
Bunca kim kûh-sıfat başıma taşlar urulur
Dîde-i bahtım uyanmaz ne ağır yuhuludur
Dil-i pür-hûnuma yağdırma belâ peykânın
Hazer et şîşeye nâ-geh zarar eyler doludur
Gönlümün zahmına peykânını ettim merhem
Genc-i gamdır n’ola ger böyle demir kapılıdır
Nergisin fikri Fuzûlî göz ü gönlümde gezer
Tutar âhu vatan ol yerde ki otlu suludur

21 Eylül 2024 Cumartesi

Cengiz Dağcı - Korkunç Yıllar (Roman Özeti)

 

ESERİN ADI: Korkunç Yıllar

YAZARI: Cengiz Dağcı

YAYINEVİ: Ötüken Yayınları, İstanbul, 2001

1.   ESERİN KONUSU: 

İkinci Dünya Savaşı esnasında Sovyetler Birliğinde yaşayan Türklerin Çektiği sıkıntılar, haksızlıklar, kullanılmaları ve vatan sevgisi.

2.   ESERİN ÖZETİ:

Olaylar İtalya’da Sadık ve Cengiz’in bir akşam sohbeti esnasında doğuyor.Sadık 1930-1940’lı yıllarda Rusya’da yaşamış bir Kazak Türkü.Hayatını hatıralar adı altında bir defterde topluyor.

Sadık çocukluk yıllarında köyde yaşıyor daha sonra babasının milisler tarafından tutuklanmasıyla şehre taşınıyorlar; babasının bir kaç ay sonra serbest bırakılmasıyla da Akmescit’e taşınıyorlar. Sadık durumları çok kötü olmasına rağmen babasının ısrarları üzerine okula yazılır.(1937)

Ruslar 150 yıldır Türkleri yok etmek için her türlü yolu deniyorlardı.Önce camilerde ezan okunmasını yasakladılar, ardından da onları yıkmaya başladılar.

Yunus Emre - Gül ü reyhânun kokusı ‘âşıkıla ma‘şûkadur


Bir kez yüzün gören senün ‘ömrince hîç unutmaya
Tesbîhi sensin dilinde ayruk nesne eyitmeye

Ârif Nihat Asya - Câhide'nin Eli



"Bingöl'ün Hepsor köyünde geceleyin bir evden, sussun diye dışarıya attıkları beş ya­şındaki Cahide'yi almaya gidince bulamadı­lar. Sabaha kadar aradılar.. 

Sabahleyin uzak­larda bir el bulundu."

G a z e t e l e r


Sokaklarında kurtlar gezen köy...

Karanlıklarında neon ışıkları değil, kurt gözleri parlayan gece ve kurtlar sofrasında tadımlık bir çocuk: Beş yaşındaki Cahide... Böyle bir sofradan artakalan minimini bir el; Cahide'nin eli.

Nef'i - Kaside (Der Medh-i Vezir-Azam Murad Paşa)

Gamzen ne dem ki tiğ çekip hûn-feşân olur
Uşşâk-ı dil-figâra ecel mihribân olur

Neyzen Tevfik - Kime Sordumsa Seni

 

Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;
Kimi "alçak", kimi "hırsız", kimi "deyyus" dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon:
Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler! ..

Yavuz Bülent Bakiler - Gözlerin İstanbul Oluyor Birden


Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.

Yunus Emre - ‘Işk da‘vîsin kılan kişi hîç anmaya hırs u hevâ

 

‘Işk da‘vîsin kılan kişi hîç anmaya hırs u hevâ

‘Işk evine girenlere ayruk ne meyl ü ne vefâ

20 Eylül 2024 Cuma

Orhan Veli Kanık - Rahat

 

Şu kavga bir bitse dersin,
Acıkmasam dersin,
Yorulmasam dersin;
Çişim gelmese dersin,
Uykum gelmese dersin;

Ölsem desene!

Nedim - Kaside (Kasîde Der-Sitâyiş-i Ali Pâşâ)

Başlayup cûşişe tabʿımda mezâyâ-yı sühan
Mevc-hîz oldu yine lücce-i deryâ-yı Aden

Hüsn-i matlaʿda edüp çeşme-i mihri rîzân
Eyledi hükmünü icrâ yine tabʿ-ı rûşen

Ahmet Kutsi Tecer - Nerdesin?

Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar:-Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Âşıkıyım beni çağıran bu sesin.

19 Eylül 2024 Perşembe

Oyhan Hasan Bıldırki - Güvercinler Kanada Kalktı

 

Bir şiire takılmışım, peşi sıra sürükleniyorum. Gönlüm ve kafam, saç tellerimin en ucundan, ayak parmaklarımda biten bütün kılcal damarlarıma kadar bir tek hücremi atlamaksızın, o şiirin büyüleyici etkisiyle sarmaş dolaş. Dopdoluyum. Bıraksalar, taşacağım. Bu şiire, nerede, nasıl takıldım, bilmiyorum.

18 Eylül 2024 Çarşamba

Fuzuli - Gazel (Menim kim bir leb-i handân için giryanlığım vardır)

Menim kim bir leb-i handân için giryanlığım vardır
Perişan turralar devrinde ser-gerdanlığın vardır
Yaşım taht-i revandır tâc-i zerrîn şu’le-i âhım
Görün kim devlet-i aşk ile ne sultanlığım vardır
Yumulmaz eşk tuğyânında ansuz çeşm-i hun-bârım
Hâyâl-i sûret-i cânâna hoş hayranlığım vardır
Sirişkim gör beni ey ebr özünden kem hâyâl etme
Hevâ-yi aşk ile bin sence eşk-efşanlığım vardır
Fuzûlî câm-i mey terkin kılıp zühd ile takvâdan
Kamu dânâya rûşendir bu kim nâ-danlığım vardır

Modern Karga


Nereden yürütmüşse Karga,
Ağzında büyük bir parça
Beyaz peynir, dala konar,
Yirmbirinci yüzyıl, bir bahar.

17 Eylül 2024 Salı

Orhan Veli Kanık - Karga ile Tilki

Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı;
Ona nağme yapmaya başladı:

Fabl

 

Fabl, bir tür küçük hikayedir. Olaya dayalı bir anlatımı vardır. Hayattan alınan küçücük kesitler, hayvanlar ya da bitkiler arasında geçmiş gibi anlatılır.