Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır; Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır! Bayramda güler çehre-i mâ'sûm-i sabâvet, Ümmîd çocuk sûret-i sâfında iyandır Her cebhede bir nûr-i mücerred lemeânda; Her dîdede bir rûh demâdem cevelândır. Âlâm-ı hayâtın iki kat büktüğü ecsâd Feyzindeki te'sîr ile âsûde revandır.
9 Kasım 2024 Cumartesi
Aşık Reyhani - Yattım Gurbet Elde Gam Yastığına
Yattım gurbet elde gam yastığına
Dağ gibi üstüme geldi ayrılık
Eşim dostum soldu gitti bağ gibi
Böldü parça parça etti ayrılık
Yollarıma engel geldi kış gibi
Gülsem bile iki gözüm yaş gibi
Şahin pençe sinde yavru kuş gibi
Böldü parça parça etti ayrılık
8 Kasım 2024 Cuma
Sabri Esat Siyavuşgil - Yolculuk
Çekecek koltuğumun parmakları kolumu
Her zamanki sesiyle bana "Otur" diyecek
Ercan Caneri - Deli Rüzgâr
Yine esiyor deli rüzgâr
Yine alacaksın sevgilimi
Sen sevmekten ne anlarsın
Bırak sevgilimi deli rüzgâr
Dertler benim çileler benim
Sen gelince hüzünlenir gözlerim
Dağlar senin taşlar senin
Bırak sevgilimi deli rüzgâr
Aşık Osman Feymani - Çoban
İlkbaharı müjdelemiş her çiçek,
Yordurmuş düşünü, hayıra çoban.
Hazırlık var, yaylasına göçecek,
Koyunu kuzudan, ayıra çoban.
7 Kasım 2024 Perşembe
Abdurrahim Karakoç - Suları Islatamadım
Savaştayım elli yıldır
Ömrüm geçti boşalt, doldur
Anlamadım bu ne haldir
Birgün silah çatamadım
Suları ıslatamadım.
Mehmet Emin Yurdakul - Cenge Giderken
Ben bir Türk'üm; dinim, cinsim uludur;
Sinem, özüm ateş ile doludur.
İnsan olan vatanının kuludur.
Türk evladı evde durmaz giderim.
6 Kasım 2024 Çarşamba
Şükrü Türkmen - Yakarış
Kadir Mevlâm budur senden dileğim
Gönül gözü ile görenden eyle
Doğruyu kimseler demiyor artık
Bu yolda kendini yorandan eyle
Orhan Şaik Gökyay - Sitem
Ay geçti, yıl döndü unuttu beni
Üstüne adını yazdığım ağaç
Açtın dertlerini kanattın beni
Atında türküler düzdüğüm ağaç
Sendeki yemişler böyle değildi.
Ercan Caneri - Sen ve Ben
5 Kasım 2024 Salı
Rıza Tevfik Bölükbaşı - Göz Âşinâlığı
Ne yosma bir çiçek takışı vardı.
Kızıl saçlarını ateş sanırdım,
Güneş nuru gibi yakışı vardı.
Fuzuli - Gazel - 67 (Yanan aşk âteşine âteş-i düzahtan iymindir)
Ne kim bir kez yanar yandırmak anı gayr-i mümkindir
Temevvüc vermesin teşvîş ana kim andan sâkindir
Emânet gör ki Hindû mahzen-i lü’lü’ye hâzindir
Ki halvet çekmeğin te’siri keşf-i sırr-i bâtındır
Sa’adet kevkebine ahter-i bahtım mukârindir
Budur bir kul ser-encâmı ki sultânına hâ’indir
Bu ma’niden ki Beytu’llâh derler kalb-i mü’mindir
Nesibe Abdullayeva - Ninni
"Babayar askerlik dönüşü Rus kadın getirmiş." sözü o daha kapıdan girmeden köye yayılmıştı… Kimi şaşırmış, kimi inanamamıştı. Köyün kadınları Selime hanımefendiye sabır dilerken yaşlı erkekler de Şirmurad Molla'ya acıyarak sakallarını sıvazlıyorlardı.
Oyhan Hasan Bıldırki - Tek Başıma, Kimsesizim
- “Şükür, seni buldum!” dedi babam.
- “Şükür.”
Baktım, iki gözünde sıralı gözyaşları. Hüzünlendim…
Sarıldık. Babam titriyordu. Hasret denilen şeyin resmini, belki de ilk defa karşımda görüyordum. Babama destek olmasam, düşecek gibiydi. Yorgun oluşuna verdim bunu. Sonra sonra anladım, heyecandanmış.
4 Kasım 2024 Pazartesi
Yunus Emre - Tehî görmen siz beni dost yüzin görüp geldüm
Tehî görmen siz beni dost yüzin görüp geldüm
Bâkî devrân-rûzigâr dostıla sürüp geldüm
Ne var söylenen dilde varlık Hakk'undur kulda
Varlıgum hep ol ilde ben bunda garîb geldüm
Səməd Vurğun - Şair, nə tez qocaldın sən?
Nemətsə də gözəl şer,
Şair olan qəm də yeyir.
Ömrü keçir bu adətlə,
Uğurlu bir səadətlə.
Görən məni nədir deyir:
Saçlarına düşən bu dən?
Şair, nə tez qocaldın sən!
Mehmet Hilmi - Gündüz Nene
Her gün evindeki sobasının başını, yahut tatlı bir rehavet ile meşbû olan yatağını terk ederek kahvehanelerin dumanlı havası içinde birkaç saatlik vakit geçirmek isteyen gençler; sabahın sinirlere mahmurluk aşılayan hafif ve serin rizgârlann karıştırdığı, kumral, siyah saçlarını hoş bir itinâ ile tanzim ederek sabah kahvesinin arkadaşlarının evlerinde içmeye giden genç kızlar, Gündüz Nene'nin zifiri karanlıklarında nişan veren kuzgunî siyah çehresini ve bunun etrafındaki beyaz, bir genç kız sinesi kadar beyaz fistanını görürler, tatlı bir ürkeklikle üslûpla konuşurlar, şakalaşırlardı...
3 Kasım 2024 Pazar
Ali Şir Nevai - Gazel (Kiçe kelgümdür dibân ol serv-i gülrû kelmedi)
Kiçe kelgümdür dibân ol serv-i gülrū kelmedi
Közlerimga kiçe tañ atkunçe uykū kelmedi.
Lahza lahza çıktım ü çekdim yolıda intizâr
Kildi cân ağzımga yu ol şâh-ı bedhū kelmedi.
Ârazıdan aydın irkende ger etti ihtiyât
Rūzgârım dek hem olganda karangū kelmedi.
Ul perîveş hecridin kim yığladım divânevâr
Kimse barmu kim anga körgende külgū kelmedi.
Közleriñdin niçe suv kelgey deb öltürmeñ meni
Kim, bârı kan irdi kilgen bu kiçe sū kelmedi.
Tâlib-i sâdık tapılmes, yoksa kim koydı kadem,
Yolga kim evvel kadem ma'şukı ötrū kelmedi.
Ey Nevâî bâde birle hürrem et könglün üyin
Ne uçun kim bâde kilgen üyge kaygū kelmedi.
Kaygusuz Abdal - Nefes (Beğlerimiz, elvan gülün üstine)
Beğlerimiz, elvan gülün üstine
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahum Abdal Musa'ya