
6 Kasım 2024 Çarşamba
Ercan Caneri - Sen ve Ben

5 Kasım 2024 Salı
Rıza Tevfik Bölükbaşı - Göz Âşinâlığı
Ne yosma bir çiçek takışı vardı.
Kızıl saçlarını ateş sanırdım,
Güneş nuru gibi yakışı vardı.
Fuzuli - Gazel - 67 (Yanan aşk âteşine âteş-i düzahtan iymindir)
Ne kim bir kez yanar yandırmak anı gayr-i mümkindir
Temevvüc vermesin teşvîş ana kim andan sâkindir
Emânet gör ki Hindû mahzen-i lü’lü’ye hâzindir
Ki halvet çekmeğin te’siri keşf-i sırr-i bâtındır
Sa’adet kevkebine ahter-i bahtım mukârindir
Budur bir kul ser-encâmı ki sultânına hâ’indir
Bu ma’niden ki Beytu’llâh derler kalb-i mü’mindir
Nesibe Abdullayeva - Ninni
"Babayar askerlik dönüşü Rus kadın getirmiş." sözü o daha kapıdan girmeden köye yayılmıştı… Kimi şaşırmış, kimi inanamamıştı. Köyün kadınları Selime hanımefendiye sabır dilerken yaşlı erkekler de Şirmurad Molla'ya acıyarak sakallarını sıvazlıyorlardı.
Oyhan Hasan Bıldırki - Tek Başıma, Kimsesizim
- “Şükür, seni buldum!” dedi babam.
- “Şükür.”
Baktım, iki gözünde sıralı gözyaşları. Hüzünlendim…
Sarıldık. Babam titriyordu. Hasret denilen şeyin resmini, belki de ilk defa karşımda görüyordum. Babama destek olmasam, düşecek gibiydi. Yorgun oluşuna verdim bunu. Sonra sonra anladım, heyecandanmış.
4 Kasım 2024 Pazartesi
Yunus Emre - Tehî görmen siz beni dost yüzin görüp geldüm
Tehî görmen siz beni dost yüzin görüp geldüm
Bâkî devrân-rûzigâr dostıla sürüp geldüm
Ne var söylenen dilde varlık Hakk'undur kulda
Varlıgum hep ol ilde ben bunda garîb geldüm
Səməd Vurğun - Şair, nə tez qocaldın sən?
Nemətsə də gözəl şer,
Şair olan qəm də yeyir.
Ömrü keçir bu adətlə,
Uğurlu bir səadətlə.
Görən məni nədir deyir:
Saçlarına düşən bu dən?
Şair, nə tez qocaldın sən!
Mehmet Hilmi - Gündüz Nene
Her gün evindeki sobasının başını, yahut tatlı bir rehavet ile meşbû olan yatağını terk ederek kahvehanelerin dumanlı havası içinde birkaç saatlik vakit geçirmek isteyen gençler; sabahın sinirlere mahmurluk aşılayan hafif ve serin rizgârlann karıştırdığı, kumral, siyah saçlarını hoş bir itinâ ile tanzim ederek sabah kahvesinin arkadaşlarının evlerinde içmeye giden genç kızlar, Gündüz Nene'nin zifiri karanlıklarında nişan veren kuzgunî siyah çehresini ve bunun etrafındaki beyaz, bir genç kız sinesi kadar beyaz fistanını görürler, tatlı bir ürkeklikle üslûpla konuşurlar, şakalaşırlardı...
3 Kasım 2024 Pazar
Ali Şir Nevai - Gazel (Kiçe kelgümdür dibân ol serv-i gülrû kelmedi)
Kiçe kelgümdür dibân ol serv-i gülrū kelmedi
Közlerimga kiçe tañ atkunçe uykū kelmedi.
Lahza lahza çıktım ü çekdim yolıda intizâr
Kildi cân ağzımga yu ol şâh-ı bedhū kelmedi.
Ârazıdan aydın irkende ger etti ihtiyât
Rūzgârım dek hem olganda karangū kelmedi.
Ul perîveş hecridin kim yığladım divânevâr
Kimse barmu kim anga körgende külgū kelmedi.
Közleriñdin niçe suv kelgey deb öltürmeñ meni
Kim, bârı kan irdi kilgen bu kiçe sū kelmedi.
Tâlib-i sâdık tapılmes, yoksa kim koydı kadem,
Yolga kim evvel kadem ma'şukı ötrū kelmedi.
Ey Nevâî bâde birle hürrem et könglün üyin
Ne uçun kim bâde kilgen üyge kaygū kelmedi.
Kaygusuz Abdal - Nefes (Beğlerimiz, elvan gülün üstine)
Beğlerimiz, elvan gülün üstine
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Fuzuli - Gazel - 73 (Perîşân halk-i âlem âh ü efgân ettiğimdendir)
Perîşân olduğum halkı perîşân ettiğimdendir
Yeten bî-derde tedbîr ile dermân ettiğimdendir
Dem-â-dem ârzû-yi lâ’l-i cânân ettiğimdendir
Binâsın tîşe-i âhımla virân ettiğimdendir
Melâmet çektiğim bî-hûde efgân ettiğimdendir
Habâb-i eşk-i gül-gûn içre pinhân ettiğimdendir
Perî-veşler hayâlin mûnîs-i cân ettiğimdendir
Ahmet Tevfik Ozan - Abdurrahim Karakoç'a Mektup
Karakoç, Karakoç; Koçsun, Karasın! ...
Lakin 'ak'dan, 'Akgünler'den haber ver(!)
Satıp bir 'Yalan'ı, bin bir dolara,
Fakirlikten, fukaradan haber ver(!)
Oyhan Hasan Bıldırki - İstiklâl İlkesi
Yakın ve uzak komşularımızla aramız, oldukça serin. Sıkışık bir anımızda, hemen hiçbirini yanımızda göremiyoruz. Aksine, hemen hepsi, karşımızdaki safta yerlerini alıyorlar. Dışişlerimiz, uykuda! Ne zaman, nasıl uyanacağı da belli değil. Ya biz rüyâlara yatıyor, gerçekleri görmüyoruz, ya da karşımızdakilerin başka başka niyetleri var.
Fuzuli - Kaside (Der Medh-i Hazret-i Şah-ı Velayet)
Sonra yüz lûtf ile gönlü açılır handân olur
Yok iken kadri tapar kıymet dür-i galtân olur
Klasik Türk (Divan) Edebiyatı
Klasik Türk (Divan) Edebiyatı, 13. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar süren Osmanlı İmparatorluğu döneminde gelişen Türk, Fars ve Arap edebiyatlarından doğan bir edebiyat türüdür. İslam kültürü ve Fars edebiyatının etkisi altında şekillenen Divan Edebiyatı, genellikle saray ve medrese çevrelerinde yetişen şair ve yazarların eserlerinden meydana gelir. Bu edebiyat türü, klasik ve ölçülü nazım şekilleriyle öne çıkmaktadır.
Reşat Nuri Güntekin - Dudaktan Kalbe (Roman Özeti)
Eserin Adı :Dudaktan Kalbe
Yazarı :Reşat Nuri Güntekin
Yayın Evi :İnkılâp ve Aka, 1977.
Eserin Özeti:
Saip Paşa, İzmir’ de tanınmış birisidir. Arasırada belediye başkanı seçilmiştir. Hüseyin Kenan adında bir yeğeni vardır. Hüseyin dayısının zoru ile okumış ve mühendis olmuştur. Hüseyin çocukluğunu Bozkaya bağlarıbda geçirmiştir. Buradaki annesinin dükkânını satıp Avrupa’ya gider ve burada ünlü bir müzüisyen olur. Ayrıca güzel keman çalmaktadır. Dayısının ısrarı ile birkaç aylığına İzmir’e gelir.
2 Kasım 2024 Cumartesi
Aşık Reyhani - Behey Rüzgar Gider İsen
Behey rüzgar gider isen canana söyle beni
Lütfünde keremi varsa yakmasın böyle beni
Ben bu aşka düş olalı bana Mecnun dediler
Ben nasıl Mecnun'um bilmem aramaz Leyla beni